Depremzede günlerini saz çalarak geçiriyor
Kahramanmaraş merkezli depremlerde Adıyaman’daki evi yıkılan ve Mersin’e gelmek zorunda kalan 70 yaşındaki Orhan Asker, kentte kurduğu çadırda saz çalarak günlerini geçiriyor.
Kahramanmaraş’a bağlı Pazarcılık ve Elbistan’da 6 Şubat’ta meydana gelen 2 büyük depremde 11 ilde büyük yıkımlar olurken, binlerce vatandaş hayatını kaybetti. Evsiz kalan çok sayıda depremzede ise çevre illere taşınmak zorunda kaldı. Mersin’e de 200 binin üzerinde depremzede gelirken, günlerini farklı etkinlikler yaparak geçirmeye çalışıyorlar. Merkez Mezitli ilçesinde bulunan boş bir araziye çadır kuran 70 yaşındaki Orhan Asker’de saz çalarak günlerini geçirmeye çalışıyor.
"Evim oturulacak durumda değil"
Geçen günleriyle ilgili İHA muhabirine konuşan Orhan Asker, Adıyaman’ın Gölbaşı ilçesine bağlı Harmanlı Mahallesinde yaşadığını söyledi. Şans eseri depremde orada olmadığını kaydeden Asker, "Bir gün önce gitmeyi düşünüyordum. Gitmedim, bir gün sonra deprem oldu zaten. Sonra depremde çevremden, akrabalarımdan öğrendiğim kadarıyla köyümüzün yüzde 80’inin hasarlı olduğunu ve evlerin tamamının yıkıldığını öğrendiğim zaman ilk başlarda gidemedim. Ne kurtarma çalışmalarına, ne yakınlarımın yanına ne de baş sağlığına bile gidemedim. Ondan sonra yollar açıldıktan sonra köyüme gittim. Evime gideyim dedim. Zaten köyün içerisinde kimse kalmamış. Bizde yukarı oba, aşağı oba diye ikiye ayrılır. Aşağı obada evlerin tamamının yıkıldığını, yukarı obada ise bazı evlerin kaldığını ancak oturulacak seviyede olmadığını gördüm. Eve girdim. Ne bir televizyon, ne bir buz dolabı kalmış. Sobayı kurduğumuz yerin 3 metre uzağında bulduk. Düşünün Mersin gibi bir yerde bile o kadar şiddetli hissettik ki buraya gelip çadır kurduk. Bunun merkezini siz düşünün" diye konuştu.
"10 gün daha burada kalacağım"
Daha önce oğlunun burada kiralık evi olduğunu kaydeden Asker, "Onun yanında kalıyordum. 100 senelik bir ev. Kolonlarında sıkıntı gördüğüm için burada kalıyorum. Burada yaşıyorum. Bir depremden kurtulduk, başka bir depremde ölmek istemediğim için burada çadır kurdum. Belki 10 gün daha kalacağım, ondan sonra başımın çaresine bakacağım. Köyüme giderim evimden bir sonuç alırsam başlarda çadırda olmak üzere sonradan evimde, kaldıysa akrabalarımda kalarak, başımın çaresine bakacağım. Eşim de oğlumun yanında kalıyor. Oğlumu bırakıp gelmiyor. Çok getirmeye çalıştım ama gelmediler" dedi.
Evi olmasına rağmen korktuğu için ailesiyle çadırda kalan Fevzi Arslantaş ise "Ben bir binanın 15. katında oturuyorum. Deprem anında çok sallandık. Sanki binayı büyük bir adam itiyor gibi. Biz kaçtık tarlaya geldik o günden itibaren karavanda kalıyoruz. Ailemizle birlikte. Bazen duş almak için eve çıkıp tekrar geliyoruz. Adıyaman’da çocuklarım vardı onlar da yanımıza geldi. Aklımız memleketimizde kaldı tabii orada dükkanlarım vardı" ifadelerini kullandı.