Depremzedeler yaşadıklarını unutamıyor
Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra Mersin’e gelmek zorunda kalan depremzede vatandaşlar, o günü unutamıyor. Kimi, devletin sağladığı tesislerde kimisi ise tanıdıklarının yanında bu süreci atlatmaya çalışırken, halen yaşadıklarını anlatırken gözleri doluyor. Depremzede Hayat Koşar, hala depremi yaşadıklarını belirterek, "Psikolojik olarak hepimiz çok kötüyüz. Her gün o deprem saati geldiği zaman direk uyanıyorum" dedi.
6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlerde 11 il büyük ölçüde etkilenirken, binlerce vatandaş hayatını kaybetti. Çok sayıda ev enkaz yığınına dönerken, yüzlerce vatandaş çevre illere gitmek zorunda kaldı. Depremin üzerinden 2 ay geçerken, depremzedeler hala yaşadıkları kabul dolu o günü unutamıyor. Hatay’ın Antakya ilçesinden Mersin’in merkez Akdeniz ilçesine bağlı Kazanlı Mahallesinde buluna kız kardeşlerinin yanına gelen Hayat Koşar ile Neval Dalgıç da o depremzedelerden sadece ikisi.
"Halen depremi yaşıyorum gibi hissediyorum"
Yaşadıklarını anlatırken gözleri dolan Hayat Koşar, deprem sırasında Antakya’nın Kuzeytepe bölgesinde yaşadıklarını söyledi. Deprem gecesi eşi ve çocuklarıyla birlikte evde olduğunu kaydeden Koşar, “Kızım hastaydı o gün, bende onun yanında uyumuştum. Gece birden sallantılara uyandık. Her şey düşmeye başladı. Ben ‘tamam dedim bizim mezarımız burada.’ Eşim oğlumu uyandırmak için diğer odaya geçti. Ben de kızımla onlar gelmeden dışarı çıkmadım. Oğlum ile eşim içeride öleceklerse, bende beraber öleyim ki bir şey görmeyim düşüncesindeydim. Evimiz müstakil ev olmasına rağmen zor anlar yaşadık. Balkon kapısından dışarı çıkabildik. Etrafta yıkılan evlerin enkazların üzerine basarak kaçtık. Daha sonra yakın akrabalarımızı dışarı çıkarmak için çalıştık. Halen depremi yaşıyorum gibi hissediyorum. Baktığım her yanda çığlıklar vardı, evler yıkıldı, elektrikler kesildi” diye konuştu.
“Deprem saati geldiğinde hemen uyanıyorum”
Depremi bir an olsun unutamadıklarını vurgulayan Koşar, “Her gün o deprem saati geldiği zaman direk uyanıyorum. Psikolojik olarak hepimiz çok kötüyüz. 2 üniversiteli öğrencim var. Onların da psikolojisi kötü. Depremden 3-4 gün sonra hasta olunca Mersin’e hastane için geldik. Ondan sonrada zaten dönemedik. Biz tabiki geri dönmek istiyoruz. Orası bizim çok sevdiğimiz memleketimiz. Orası 4-5 mezhebin yaşadığı bir yer. Oraya döneceğiz ama enkazlar kalkıp, başımızı sokabileceğimiz bir ev olması gerekiyor. Hatay’ın yine eskisi gibi güzel olmasını diliyorum. Buraya geldik ama aklımız Hatay’da. Sevdiklerimiz orada. Memleketimize dönmek istiyoruz” şeklinde konuştu.
“Mezarımız burası olacak dedim”
Neval Dalgıç da Hatay’ın Antakya ilçesine bağlı Kuzeytepe bölgesinde yaşadıklarını ifade etti. Depremde evlerinin büyük hasar gördüğünü söyleyen Dalgıç, “Zor canımızı kurtardık. Kapıyı kırarak dışarı çıktık. Yaşadıklarımızı artık anlatamıyorum. Deprem anında evin içinde duramadık, kapıya tutundum. Deprem durunca kaçmak için kapıya yöneldik ama orası çökmüştü. Düşen taşlarla kapıyı kırıp, çıkabildik. Kapı açılmayınca ben eşime ‘eyvah mezarımız burada olacak. Odadan çıktık ama kapıdan çıkamayacağız.’ Kilidi kırarak çıkabildik” ifadelerini kullandı.
Dışarı çıkınca evlerden uzaklaşmaya çalıştıklarını ifade eden Dalgıç, “Kendimize sığınacak bir yer bulduk ve öyle oturduk. İkinci gün sağ olsun kız kardeşim bizi Mersin’e aldırttı. Ben 2 gelinim, kız kardeşlerim de geldi. Evimizi orada yeniden yaparlarsa geri döneriz. Çok büyük bir şey değil sadece kafamızı sokabileceğimiz bir yer istiyoruz. Burada nereye kadar kalabiliriz. Allah razı olsun bize burada yardımcı oluyorlar. Eskisi kadar olmasa da 1-2 odalı bir evimiz olsun razıyız” dedi.