Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: "İnsanlık ailesi tabiatın dengesini bozdu, çevreyi hoyratça kullandı"
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Kocaeli’deki Fevziye Cami’de hutbe irat etti, cuma namazını kıldırdı. Erbaş, "İnsanlık ailesi maalesef kendisine emanet edilen dünyanın kıymetini bilemedi. Tabiatın dengesini bozdu, çevreyi hoyratça kullandı. İsraf ve savurganlıkla her türlü nimeti sınırsız bir şekilde tüketti. Neticede devasa boyutlara ulaşan çevre sorunlarına maruz kaldı. Temiz havamız kirlenmeye devam ediyor" dedi.
Bazı temaslarda bulunmak üzere Kocaeli’ye gelen Prof. Dr. Ali Erbaş, İzmit ilçesinde bulunan Fevziye Cami’de hutbe irat etti, cuma namazını kıldırdı. Hutbede, doğanın önemine değinen Erbaş, "Son iki asırda insanlık ailesi maalesef, kendisine emanet edilen dünyanın kıymetini bilemedi. Tabiatın dengesini bozdu, çevreyi hoyratça kullandı. İsraf ve savurganlıkla her türlü nimeti sınırsız bir şekilde tüketti. Neticede devasa boyutlara ulaşan çevre sorunlarına maruz kaldı. Temiz havamız kirlenmeye devam ediyor, nefesimize nefes katan ormanlar yok oluyor, sadık yarimiz topraklar çöle dönüyor, hayat pınarımız sular kuruyor. Denizlerimizin ve okyanuslarımızın düzeni altüst oluyor. Can taşıyan nice tür yok olup gidiyor. Hasılı dünyamızın dengesi her geçen gün daha da bozuluyor" dedi.
"Bugün bize düşen, İslam’ın insanlığa takdim ettiği çevre ahlakını yeniden kuşanmaktır"
Prof. Dr. Erbaş, şöyle devam etti:
"Rabbimiz, ’İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu. Böylece Allah, dönüş yapsınlar diye işlediklerinin bir kısmını onlara tattırıyor’ diye kitabında buyurmuş. Ayet-i kerimede buyrulduğu üzere, dünyanın dengesi insan eliyle bozuldu. Bugün bize düşen, İslam’ın insanlığa takdim ettiği çevre ahlakını yeniden kuşanmaktır. Dünyanın sahibi değil, emanetçisi olduğumuzu aklımızdan çıkarmamaktır. Cenab-ı Hakk’ın kainata koyduğu hassas dengeyi bozmamaktır. İsraf ve açgözlülük hastalığından kurtulmak, kaynakları ölçülü kullanmaktır. Bir lokma ekmeği, bir damla suyu dahi heba etmemektir. Piknik ve mesire alanlarında daha bir duyarlı davranmak, çevreyi gözü gibi korumaktır. Arkamızda yaşanabilir bir dünya bırakmak için sorumlu davranmaktır. Unutmayalım ki çevreyle ilgili hassasiyet, Rabbimizin emanetine hakkıyla riayet ve gelecek nesillerin hakkını teslim etmektir."