Doğaseverler Latmos’a ve kaçak kazılara dikkat çekti

Doğaseverler Latmos’a ve kaçak kazılara dikkat çekti

Doğaseverler Latmos’a ve kaçak kazılara dikkat çekti

Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü, tarihi ve doğal güzellikleri ile bilinen Latmos’taki kaçak kazılara dikkat çekerek “Kaçak kazılarla neleri kaybettiğimizi bilmiyoruz” dedi.

Doğal peyzajı ve kaya resimleri ile binlerce yıllık uygarlıkların izini taşıyan Latmos’un her geçen gün yok olduğuna dikkat çeken doğaseverler, duyarlılık çağrısında bulundu. Bölgede gerçekleştirilen kaçak kazılarla tarih sayfalarının da yok olduğuna dikkat çeken Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği Başkanı Bahattin Sürücü; “Kaçak kazılar, basit gibi görünen ama geçmişin aydınlatılması için çok önemli olan bir malzemenin ortadan kaybolmasına neden olacaktır” dedi.

Önemli kaya resimleri ile tarih öncesi dönemlere ev sahipliği yaptığı bilinen Latmos’taki ve birinci derece sit alanı ilan edilen Malkayası Mağarası’nın kaçak kazılara maruz kaldığına dikkat çeken Sürücü; “Latmos bölgesindeki tarih öncesi kaya resimleri 1994 yılında Alman Arkeolog Dr. Anneliese Peschlow tarafından tespit edildi. Kaya resimlerinin bulunduğu mağaralar genellikle çok küçük olup, insanların barınmasına olanak tanınmayacak derecede kullanışsız olduklarından, resimlerinin bulunduğu alanların daha çok kültsel işlevi olduğunu söyleyen Peschlow, o dönemde Latmos Dağları’nda yaşayan insanların 5 bölgede barındığını, bunların içinde günümüzde en belirgin yerin, Kisir Çayı havzasında Taşköprü Vadisi’ne uzanan bir dar ağızdaki Malkayası Mağarası olduğunu belirtmiştir. Malkayası Mağarası’nda Milet Müzesi’yle birlikte yaptıkları araştırmalarda, Kalkolitik ve Prehistorik keramik ve çok sayıda taştan, obsidyen ve kemikten yapılmış aletler ve kilden yapılmış hayvan figürleri bulunmuştur. 2013 yılında arkeolojik sit dahiline alınan Malkayası Mağarası, Aydın bölgesinde Neolitik Dönem’e ait içinde insan yaşamının bilindiği ve yaşam izlerine ait bulguların tespit edildiği çok önemli bir mağaradır. Geçtiğimiz yıllarda mağara içine jeneratörle elektrik aksamı kurularak, yarasa gübreleri çıkarılmış, mağara içinde kazı yapılmış ve mağaranın 1. Derece arkeolojik sit olması ve izinsiz kazı yapıldığı gerekçesiyle zanlılar hakkında işlem yapılmıştı. Malkayası Mağarası’nda yine kaçak kazı yapılmış. Kazı yapanlar, ana mağarada taban bölümünü kazmışlar ve mağara duvarlarını kırıp doğal yapısına zarar vermişler. Toprak altından neler çıkardılar bilinmiyor ancak geride ağırşaklar, keramik ve kemik parçaları bırakmışlar. Bilim danışmanı üyemiz Prof. Dr. Vedat Onar, kemiklerin keçi ve domuzlara ait olduğunu söyleyerek, detaylı bilimsel bir araştırma yapılırsa o dönemin insanlarının neler yediği konusunda önemli bulgular elde edilebileceğini belirtti. Mağaranın jeolojik yapısını ve içindeki deniz kabuklarını sorduğumuz bilim danışmanımız Övgün Ahmet Ercan ise Latmos Bölgesi’nin olağanüstü bir coğrafya olduğunu söyleyerek bu dağların bir doğa müzesi olduğunu ifade etmiştir. Latmos Dağları prehistorik Dönem’den bu yana insan yaşamının devam ettiği çok zengin bir coğrafyadır. Burada yapılan kaçak kazılar, belki de tarihte yeni bir sayfa açacak çok önemli buluşların çıkmasını engelleyecek ve basit gibi görünen ama geçmişin aydınlatılması için çok önemli olan bir malzemenin ortadan kaybolmasına neden olacaktır. Kaçak kazıları ilgili kurumlara bildirip, mağaranın önüne alanın 1.Derece Arkeolojik Sit Alanı olduğu ve 2863 Sayılı Kanun’un 65. Maddesini gösteren yasal uyarı tabelalarının dikilmesini ve foto kapan konulmasını talep edeceğiz” dedi.


Güncel 21.11.2022 12:25:00 0