Hatay’da dokuma ustalığı yapan Abdullah Akar, gece gündüz demeden ilmek ilmek dokuduğu kilimi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hediye etmek istiyor.
55 yaşındaki Abdullah Akar, unutulmaya yüz tutan meslekler kategorisinde yer alan mesleğine dikkat çekmek için geçtiğimiz yıllarda 75 günde 75 metre uzunluğunda kilim dokumuştu. 800 kilometre uzunluğunda yün kullanarak ve yaklaşık 4 milyon ilmik atarak işlediği kilimi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hediye etmek isteyen Akar, "Dokumacılık mesleğini kendimi bildim bileli yapıyorum. Severek bu işi yapıyorum. Günümüze kadar taşıdım ve artık bir yerlere bırakmak istiyorum. Bu tezgahta bütün dokumaları yapmaktayım. Tezgahın bazı parçaları yüz yıllıktır, dedemden kalma. Çocukluğum ve gençliğim bu meslekte geçti. Bu mesleği çırak bulamadığım için gelecek nesillere aktaramıyorum. Bu meslek çok sabır istiyor ve uzun vade zamana ihtiyaç var. Ben bu yaşıma kadar halen daha öğrenemediğim bilgiler var. Kendimizi geliştirmek zorundayız. Bu konuda Hatay valimizden ve büyüklerimizden destek istemekteyim" dedi.
Dünyanın en uzun kilimini dokuduğunu söyleyen Akar, "Fakat kırdığım rekor için Guinness’e başvurmadım. Noter huzurunda tescilledim. Hatay’ın kurtuluşunun 75. yıl dönümünde 75 günde 75 metre işledim. Bunun yanında kırmızı beyaz bir fon üzerine tam ortasına Türk Bayrağını işledim. Modeller ve tasarım tamamıyla kendime ait. Hiçbir yerden alıntı yapılmamıştır. Bu kilimi de çok sevdiğim Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a hediye etmek istiyorum. Hediye etmek istememin sebebi mesleğime ve sanatıma ilgi çekmek, geleceğe aktarmak ve bu mesleği ileriye taşımak” diye konuştu.
Akar, abacı ve dokuma ustalarının artık günümüzde kalmadığını ifade ederek, “Antakyamızın en eski iki mahallesi vardır. Biri İplik Pazarı diğeri ise Abacılar Çarşısı. 40 yıl önce Abacılar Çarşısında 10 tane Abacı varken şimdilerde ise Türkiye’de 3-4 abacıdan bir tanesiyim. Abacılar Çarşımızın ismi var ama abacı yok. İplik pazarımız var ama iplikçimiz ve dokumacımız yok. Biraz da bu durumu ifade etmek istedim. İnşallah bu durum gerçekleşirse hem mutlu olurum hem de zanaatım bir nebze kurtulmuş olur. Türkiye’de sırma abayı yapan 3-5 ustadan biriyim. Hatay bölgesinde bu dokumaları yapan tek ustayım. Bu durum çok acı verici. Ben bu gün varsam, yarın yokum. Ben gittiğim zaman bu meslek ölecektir. Normal dokuma olabilir fakat bu eski iki ayaklı tezgâhta dokuyan bir usta yok. Bu meslek zor değil fakat sabır isteyen bir meslek. İlmek ilmek, santim santim ilerliyorsun. Yeri geliyor bir santim işliyorsun. Yeri geliyor yarım metre işliyorsun, tamamıyla sabra bağlı bir meslek. Yok olmaya yüz tutmuş sanatlardan birini icra ediyorum. Hiçbir yerden destek almıyorum” dedi.