"Ya bu terör bitecek, ya bu terör bitecek!" sözleriyle sanki Türkçeye hâkimiyeti yokmuş izlenimi veren,ama aslında kararlılığını ifade eden bir bayan siyasi lideri ve onun terörle mücadelesini bugünlerde yâd etmeyen var mı acaba? Partisinde Genel Başkanlık Yarışına girdiği İsmet Sezgin ve Köksal Toptan gibi siyasi devleri geride bırakarak Genel Başkan olduktan sonra koalisyon hükümetinin Başbakanlığını yapan Sayın Tansu Çiller`i bu günlerde anmamak mümkün mü? Onun koalisyon hükümetleri döneminde teröre karşı yapılan mücadeleyi, gösterilen siyasi iradeyi her kes biliyor. Söz de tek parti hükümetleri dönemindeki terörle mücadele konusundaki siyasi irade yoksunluğunu da biliyoruz. Örneğin 1991 seçimleri öncesi tek parti hükümetleri döneminde, terör olayları üç beş çapulcu işi gibi telakki edilerek, merhum Türkeş`in deyimi ile "kasıtlı değil ama ihmalkâr" bir şekilde ele alınmıştır. Bilindiği gibi Terörle Mücadele konusunda her zaman Askeri İrade olmuştur, asıl mesele ise Siyasi İradenin gösterilmesidir. Hatırlamakta fayda var, Askeri İrade Nisan 2007 de Sınır ötesi operasyonun gerekliliğini milletimizle paylaşmak(!) zorunda kaldığından bu yana aylar geçti. Nerde siyasi irade? Nerde yeni Terörle Mücadele kanunu? "Devlette en acil işin altı ay müsaadesi vardır" zihniyetiyle acele etmeyin hele, "Hamdolsun(!)"5 Kasım 2007 tarihinde "Sayın Başkanın (!)" da görüşü alındı zaten, hele durun bakalım diyecek durumda mıyız? Bakınız DP, AP ve DYP misyonunu temsil eden bir Merkez sağ parti bugün Mecliste olsaydı, insanlarımız bugünkü kadar kendilerini acz içinde hissetmezlerdi. Muhalefet partisi olarak ortada sadece CHP var, diğeri hani 2002 seçimleri akşamında genel başkanlıktan ayrılmayı vaat edip sonra makamında kalmayı başarabilen hemşerimin partisinin pek sesi çıkmıyor. Hatırlarsınız koalisyon ortağı ve başbakan yardımcısı iken bizim Gâvur Dağlarında, Zorkun Yaylasında atıp tutan, bağırıp çağıran Ankara salonlarında ise "uysallaşan" parti başkanı muhalefette iken ne yapabilir ki diyebilirsiniz. Öyle demeyin, maalesef Gençlerin çoğu Dershaneler, Evler, Ağabeyler, Ablalar, Okullar vasıtasıyla "ılımlılaştırılıyorlar, pasifleştiriliyorlar ", en azından, o genel başkan gençleri kazanmaya yönelik bir "gönül seferberliği" çalışması yapabilir. Ne olursa olsun bugün mecliste Merkez sağ zihniyeti temsil edecek bir partiye ihtiyaç olduğu açık, seçik ortada, zaman içerisinde, belki Adalet Partisi ve Kalkınma Partisi diye bölünmeye hazır potansiyel bir yapı var. Bu yapı hazır ortada iken, sadece sözde değil icraatıyla da makamını bırakabilme siyasi olgunluğunu gösteren Sayın Çiller`in DP Genel Başkanlığına gelmesi Merkez Sağ için bir umut olacaktır. NEREDELER ?!... Bu ülkede bir de Lions, Rotary ve Rotaract kulüpleri ile MÜSİAD, ASİAD, KOSİAD vs. gibi dernekler var, değil mi? Siz bunlardan bir tekinin olsun -hiç olmasa şu son aylarda- artan ulusal sorunlarımızla ilgili olarak ya da bir şehit cenazesinde filan ses verdiğini görüp duydunuz mu hiç? Neredeler bunlar? Ne iş yaparlar? Bu ülke için ne zaman lâzım olacaklar? Sadece kişisel ve kurumsal çıkarları söz konusu olduğunda mı? Ve hem de bu ülkenin çilesini başkaları çeker, kaymağını ise kendileri yerken? Sahi, niye hiç sesleri çıkmıyor?.. Böyle günlerde de çıkmazsa bunun anlamı ne ola ki? Biraz düşünür müsünüz, lütfen!...