Tarih: 28.07.2020 09:05
Dünya Hepatit Günü
SANKO Üniversitesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Mustafa Tanrıverdi, viral hepatitlerin tüm dünyada yaygın görülen ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğunu söyledi.
Uzm. Dr. Tanrıverdi, Dünya Hepatit Günü nedeniyle yaptığı açıklamada “Dünya genelinde hastalığın büyük oranda geç dönemde belirti vermesi ve hastaların çoğunluğunun hastalıklarının farkında olmaması nedeniyle, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından her yıl 28 Temmuz tarihi hepatite dikkat çekmek amacıyla Dünya Hepatit Günü olarak belirlenmiştir” dedi.
DSÖ’ye göre dünyada 325 milyon kişinin hepatit B ve hepatit C ile enfekte olduğunu ve yılda 1,4 milyon kişinin viral hepatitlere bağlı gelişen siroz ve karaciğer kanseri gibi nedenlerden yaşamını yitirdiğinin tahmin edildiğini anımsatan Uzm. Dr. Tanrıverdi, “Türkiye Viral Hepatit Önleme ve Kontrol Programı kapsamında başta risk altındaki kişiler olmak üzere tüm toplumun farkındalığının artırılması, bulaşmanın önlenmesi, hastalığın erken tespiti ve tedavisi ile siroz ve kanser gelişiminin önlenmesine yönelik faaliyetler planlanmakta ve yürütülmektedir” ifadelerini kullandı.
“Hepatit, en basit anlamıyla karaciğerin iltihabıdır. Hepatitler, tüberkülozdan sonra en sık ölüme yol açan enfeksiyon hastalığı olup pek çok nedene bağlı olarak gelişebilmektedir” diyen Uzm. Dr. Tanrıverdi, şu bilgileri paylaştı: “Viral hepatitlere başta hepatit A, B, C, D ve E virüsleri olmak üzere farklı virüs tipleri sebep olmaktadır. Hepatit B ve hepatit C virüsleri uzun vadede kronik karaciğer hastalığı, siroz veya karaciğer kanserine yol açabildiği için ayrı bir öneme sahiptir. Hepatit A ise hepatit A virüs ile kirlenmiş (kontamine) su ve besinlerle salgınlara yol açabilen, kötü hijyenik koşullarda kolaylıkla bulaşabilen bir hastalıktır. Çocukluk çağlarında hafif belirtilerle geçirilen hepatit A enfeksiyonu, ileri yaşlarda daha ağır seyretmekte ve şiddetli karaciğer hastalığı ile ölümlere yol açabilmektedir. Halen ülkemizde çocuklara 18. ve 24. aylarda, risk grubundaki kişilere de en az 6 ay ara ile 2 doz halinde sağlık kuruluşlarımızda ücretsiz hepatit A aşısı uygulanmaktadır”.
Uzm. Dr. Tanrıverdi, hepatit B ve hepatit C ile ilgili şu noktalara dikkat çekti: “Kontrol edilmemiş kan ve kan ürünlerinin transfüzyonuyla, sterilize edilmemiş cerrahi malzemelerin kullanıldığı tıbbi ya da diş müdahaleleriyle, kullanılmış enjektör paylaşımıyla, tıraş bıçağı, diş fırçası gibi eşyaların paylaşımıyla, sterilize edilmemiş araçlarla dövme, akupunktur ya da vücut takılarının uygulanmasıyla, Hepatit B ve C taşıyıcılarının aile içi temasıyla, anneden bebeğe doğumda ve sonrasında, güvenli olmayan cinsel ilişkiyle bulaşabilir”.
Hepatit C virüsü bulaşma yollarının, hepatit B virüsü bulaşma yolları ile benzer olmakla birlikte, esas yayılma yolunun enfekte kan ve kan ürünleri ile doğrudan temas olduğuna dikkat çeken Uzm. Dr. Tanrıverdi, enfekte kan ile temas etmiş diğer vücut sıvılarının da bulaşma açısından kaynak olabileceğinin altını çizdi.
Hepatit B hastalığından korunmak için en etkili yolun aşılanma olduğuna değinen Uzm. Dr. Tanrıverdi, ülkemizde hepatit B aşısının 1998 yılı itibariyle rutin çocukluk çağı aşı takvimine eklendiğini anımsattı.
Hepatit C virüsüne karşı henüz aşı bulunmadığını ancak kullanılmaya başlanan yeni ilaçlarla tedavide yüzde 95’in üzerinde iyileşme sağlandığına işaret eden Uzm. Dr. Tanrıverdi, “Bu tedavi vatandaşlarımıza genel sağlık sigortası kapsamında ücretsiz sağlanmaktadır” diye konuştu.
Uzm. Dr. Tanrıverdi, hepatitlerden korunmada aşı dışındaki en etkili yöntemin, bulaş yoluna ilişkin koruma önlemlerinin alınması olduğunu da sözlerine ekledi.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —