Tarih: 07.01.2022 12:10

’’Dünyanın geleceği için ısı yalıtımı yaptırmak şart’’

Facebook Twitter Linked-in

Dünyanın geleceği için binalara ısı yalıtımı yaptırılmasının şart olduğunu belirten Dalmaçyalı-Betek Boya Genel Müdürü Tayfun Küçükoğlu, “Binalar karbon salımının yüzde 40’ından sorumlu ve 2050 yılına kadar mevcut bina stokunun 2’ye katlanması bekleniyor. Bu sebeple küresel ısınmanın önüne geçecek enerji verimliliği çalışmalarında en güçlü mücadelelerden biri ısı yalıtımı sahasında verilebilir” dedi.

Isı yalıtım markası Dalmaçyalı, 10-16 Ocak Enerji Verimliliği Haftası dolayısıyla, tüm dünyayı etkisi altına alan iklim krizi ile mücadelede ısı yalıtımının önemli bir yere sahip olduğuna dikkat çekti. Şirketten yapılan açıklamaya göre, küresel ısınma sonucu yaşanan iklim krizi her geçen gün etkisini artırıyor. Sanayi Devrimi öncesinden bugüne dünyanın yüzey sıcaklığı 1,2 derece arttı. Dünya Meteoroloji Örgütü, ısınmanın sürmesi halinde bu yüzyılın sonunda sıcaklıkların 2-5 derece artabileceğini öngörüyor. Sanayi Devrimi öncesine göre ısınmanın 2 derecenin üzerine çıkması durumunda ölümcül sıcaklık ve nemden 1 milyar insanın etkilenmesi bekleniyor. 197 ülkenin katımıyla İskoçya’nın Glasgow şehrinde düzenlenen 2021 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda tüm ülkeler yüzey sıcaklığını 1,5 derecede tutmak için bir dizi anlaşmaya imza attı. AB ve ABD sera gazı metan salımını 2030 itibarıyla azaltmak için küresel ortaklık duyurusu yaptı. 100’den fazla ülke lideri ormansızlaştırmayı durdurma ve geri çevirme sözü verdi.

Dalmaçyalı - Betek Boya Genel Müdürü Tayfun Küçükoğlu, 10-16 Ocak Enerji Verimliliği Haftası sebebiyle iklim krizi konusunu ele alarak enerji verimliliği hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

’’Karbon emisyonlarının yüzde 55 azaltılması gerekiyor’’
Dünya genelinde, geleceğimizi korumak adına tüm ülkelerden küresel sıcaklık artışını 2 derecenin altında tutarak, 1,5 dereceyle sınırlandırma hedefine uygun çalışmaların yapılması beklendiğini söyleyen Tayfun Küçükoğlu, “Hedeflerin başarıya ulaşması için 2030 yılına kadar karbon emisyonlarının 1990 yılı seviyelerine göre yüzde 55 azaltılması gerekiyor. Bu noktada sınırlı ve sorunlu enerji kaynaklarının en doğru ve en verimli şekilde kullanımı büyük önem taşıyor” dedi.

’’Binalar karbon salımının yüzde 40’ından sorumlu’’
Küresel ısınmanın ve sebep olduğu iklim krizinin önüne geçebilmek için tüm dünyanın gösterdiği mücadelede en önemli yöntemlerden birinin dış cephe ısı yalıtımı olduğunu belirten Küçükoğlu, “Dünya genelinde, binalar karbon salımının yüzde 40’ından sorumlu. Yaşanan bu karbon salımının yüzde 80’i ise ısıtma ve soğutma için harcanan enerjiden kaynaklanıyor. Tüm dünyada 2050 yılına kadar mevcut bina stokunun 2’ye katlanması bekleniyor. Bu sebeple ülkelerin iklim krizinin önüne geçmeye çalışırken, ısı yalıtımı konusunda ciddi adımlar atması gerekiyor. Yeni binalar ileri ısı yalıtım hassasiyeti ile korunurken, mevcut bina stoklarının da ısı yalıtım ve enerji verimliliğiyle geliştirilmesi büyük önem taşıyor” şeklinde konuştu.

’’Binalarda fosil yakıt tüketimi ve karbon salımını azaltarak çevreye katkı sağlıyor’’
Küresel ısınma ve iklim krizi tehlikesiyle mücadelede en önemli kalkanlarımızdan biri olan ısı yalıtımı konusunda daha kapsamlı ve destekleyici çalışmaların yapılması gerektiğinin altını çizen Küçükoğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“İklim değişikliği, yalnızca ülkemizi değil tüm dünyayı etkileyecek küresel bir sorun. Aslına bakarsanız iklim değişikliği terimi, belirsiz bir gelecek zamandan bahsediyor gibi hissettirebilir. ‘Çocuklarımıza daha iyi bir dünya bırakmak’ gibi ifadeler, küresel ısınmanın sanki sadece gelecek nesilleri etkileyecekmiş gibi bir yanılgıya düşmemize neden olabilir. Oysaki bugünden itibaren kaybedecek zamanımız yok. Şu anda “gelecek zaman” olarak bahsettiğimiz durumu yaşamaya başladık. Küresel ısınma, daha şimdiden iklimin değişmesine yaz aylarında sel felaketi yaşatacak kadar yağmur yağmasına kış aylarında susuzluk sinyallerinin ortaya çıkmasına kadar pek çok olumsuz etkisi ile günlük hayatlarımızı etkilemeye başlıyor. Bu nedenle enerjiyi verimli kullanmak çok önemli. Isı yalıtımı, dünyamızı bekleyen küresel ısınma ve iklim krizi tehlikesiyle mücadelede büyük önem taşıyor. Çünkü ısı yalıtımı, binalarda fosil yakıt tüketimi ve karbon salımını azaltarak çevreye doğrudan katkı sağlıyor.”

’’Isıtma ve soğutma için harcanan enerjide yarı yarıya tasarruf mümkün’’
Ülkemizdeki 25 milyona yakın konutun yüzde 70’ten fazlasında ısı yalıtımı olmadığını vurgulayan Küçükoğlu, “Isıtma ve soğutma amaçlı harcanan enerjide yarı yarıya tasarruf sağlamanın yolu yaşadığımız binalara ısı yalıtımı uygulaması yaptırmaktan geçiyor. Özellikle yükselen enerji faturaları karşısında ısı yalıtımı tüketicilerin kurtarıcısı olarak karşımıza çıkıyor” diye konuştu.

’’Türkiye’nin güçlü konuma ulaşması için ısı yalıtımı şart’’
Ülke olarak toplam enerji maliyetimizin yılda 60 milyar dolara yaklaştığını vurgulan Küçükoğlu, “Tüm dünyada fosil yakıtlar olarak da adlandırılan petrol, doğal gaz ve kömür fiyatları hızla artıyor. Bu durum hiç şüphesiz Türkiye’nin enerji faturasına da yansıyacak. Ülke olarak enerjinin yaklaşık yüzde 70’ini ithal ediyoruz. İthal edilen enerjinin 22.5 milyar dolarlık kısmı konut ve benzeri yapılarda tüketiliyor. Bu koşullar altında, özellikle enerjideki dışa bağımlılığı azaltmak için yeni inşa edilen ve mevcut binalarda ısı yalıtımı uygulamalarının yaygınlaştırılması gerekiyor. Ayrıca enerjinin verimli kullanılmadığı evlerde tüketicinin cebinden büyük miktarlarda para çıkıyor. Isı yalıtımı olmayan konutlarda büyük miktarda enerji kaçağı oluşuyor. Kış aylarında soğutma, yaz aylarında ısıtma maliyetinden kaçınmak için çareler düşünenlerin karşısına çözüm olarak ısı yalıtım uygulamaları çıkıyor” ifadelerini kullandı.

’’Termal kameradan sonra ‘Dış Cephe Enerji Tasarruf Analiz Raporu’ hizmete girdi’’
Bina yüzeylerinde ve mekanik tesisatta ısı kaçaklarının tespiti, ısı köprülerin kontrolü, ısıl süreçlerin analizi ve bu hususlarda yapılacak bakım ve tadilat uygulamaları öncesi ve sonrasında durum tespiti için termal kamera kullanılıyor. Termal Kamera ile binaların dış cephesindeki ısı kaçaklarının tespit edildiğini belirten Küçükoğlu, “Bu hizmetimiz sayesinde, ekiplerimizin hazırladığı raporları bina yöneticilerine sunarak bina sakinlerinin önemli ölçüde tasarruf etmesini sağlıyor, evlerinde konforlu ve sağlıklı bir yaşam alanına sahip olmaları için en uygun ısı yalıtım sistem çözümlerini bütçelerine en uygun teklifle sunuyoruz. 2003 yılından bu yana 200 milyon metrekare üzerinde ısı yalıtım sistemini pazara sunan deneyimimiz ile Termal Kamera projesi kapsamında 65’ten fazla şehirde 50 bini aşkın binada termal kamera ile çekim gerçekleştirdik. Böylece binaların ısı yalıtımı ihtiyaçları net olarak belirlendi. Şirket olarak tüketicilerin bilinçlenerek tasarruf etmesi adına çalışmalarda bulunuyoruz. Enerji Verimliliği Haftası’nda hizmete sunduğumuz Dalmaçyalı Enerji Tasarruf Analiz Raporu ile tüketiciler artık hiçbir masraf yapmadan web sitemizde yer alan formu doldurarak binalarında Dalmaçyalı ısı yalıtımı sistemleri ile ne kadar enerji tasarrufu yapabileceklerini ve çevreye olan katkılarını görebilecekler” açıklamasında bulundu.

’’Sıcaklığı artırmak yerine ısıyı koruyun’’
Türkiye’de enerji tasarrufu denilince akıllara enerjiyi az kullanmanın geldiğini aktaran Küçükoğlu, “Bu konuda yanlış bir algı mevcut, tüketiciler daha az enerji kullanıp, yaşam alanlarında sağlıksız bir iklimlendirmeye maruz kalıyorlar. Bunun aksine yapılması gereken daha az enerji tüketerek daha yüksek konfor koşullarını sağlamak olmalı. Ev içindeki ısıyı ideal seviyede sabit tutmak için sıcaklığı artırmak yerine evdeki ısıyı daha dengeli ve homojen korumak gerekiyor. Isı yalıtımıyla kışın sıcak havanın dışarı çıkmasını, yazın ise sıcak havanın içeri girmesini engelleyebilirsiniz” dedi.

Küçükoğlu, ısı yalıtımının başlıca faydalarını şöyle açıkladı:
’’Isı kaybını minimuma indirerek, evinizin yazın serin, kışın sıcak kalmasını sağlar. Evinizin bölümleri arasında dengeli oda sıcaklıkları oluşturur. Yaşadığınız mekânın daha sağlıklı ve konforlu olmasına yardımcı olur. Hem kendi ekonominize hem de ülke ekonomisine katkı sağlar. Binalarda küf ve mantar oluşumunun önüne geçer. Dış cephede estetik bir görüntü elde edilir. Binaları dış etkenlerden koruyarak; onarım masraflarını düşürür. Binaların beton içindeki demirlerinin paslanmasını önleyerek depreme karşı daha dayanıklı olmasını sağlar. Yakıt tüketimini azaltarak çevre kirliliği ve küresel ısınmaya karşı pozitif yönde etkisi bulunur.’’



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —