Enerji sektörüne dair açıklamalarda bulunan konunun uzmanı Alp Erkin, “2005 yılında yayımlanan ve Türkiye’yi yenilenebilir enerjide çok iyi bir noktaya taşıyan kanun 2020’de sona erdi. Sayın Cumhurbaşkanımızın kararı bu önümüzdeki 10 yılın bir yol haritasının çizilmesini sağlıyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın enerji sektörüne ilişkin açıklamalarının sektöre yansımalarının neler olabileceğine ilişkin konunun uzmanı Alp Erkin bilgi verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararının ileriye dönük enerji sektörünün yol haritasının çizilmesine büyük katkı sağlayacağını ifade eden Erkin, “2005 yılında yayımlanan ve Türkiye’yi yenilenebilir enerjide çok iyi bir noktaya taşıyan kanun 2020’de sona erdi. Sayın Cumhurbaşkanımız sektörde tereddüte yer vermeden Ocak sonu itibariyle bundan sonraki 10 yılın, yani 2032’nin hedeflerini belirlemiş oldu. Bu yasa 2021 yılı 1 Temmuz’dan sonra devreye girecek Yenilenebilir Enerji Tesislerini kapsıyor. Bir bakıma, eski yasadan ve oradaki cazip fiyatlardan faydalanmak isteyen yatırımcıya da “elini çabuk tut, 1 Temmuza kalmadan tesisini devreye alıver” deniyor. Malum normalde süre 31 Ekim 2020’de bitiyordu. Pandemi sebebiyle 31 Aralık 2020 ye kadar tesisini devreye alanlara yine on yıl süre ile 2005 yasasındaki fiyatlardan yararlanma şansı verildi. Sektöre verilen bu cazip fiyatlar, tüketici yani kamu tarafından karşılandığından, aynen Avrupa’da olduğu gibi günümüz şartlarına göre uyarlanmak zorundaydı. İşte Sayın Cumhurbaşkanımızın kararı bu fiyatların belirlenmesi ve önümüzdeki 10 yılın bir yol haritasının çizilmesini sağlıyor” dedi.
“Yatırımcı mağdur olmayacak”
Sözlerini sürdüren Erkin, “ Bir zorlama yok ancak yerli ve milli makina, ekipman alanlara 5 yıl süreyle ilave destek ödeniyor. Bu destek kWh başına 8 kuruş, Güneş ve Rüzgar’a ödenecek fiyatın yüzde 25 i kadar da yerli katkı ödenecek. Yenilenebilir enerjide güvenilir kaynak olarak göreceğimiz jeotermale 54kuruş/kWh verilmiş. Bu 2005’teki fiyata göre düşük ama yatırımcıyı küstürecek tarzda değil. Üstüne verilen 8 kuruş/kWh katkı payı ise yerli makina ekipman üreticileri ile çalışmayı özendiriyor. Burada hem yatırımcı kazanıyor hem de yerli makina sektörü kazanıyor. Rüzgar güvenilir kaynak olarak kabul edilmediğinden olsa gerek 32 kuruş/kWh uygulanmış. Hidro ise daha güvenilir bir kaynak olduğundan 40 kuruş/kWh olmuş. Tabii bunlara da 8 kuruş destekleme primi uygulaması var 5 yıl süreyle. Fiyatlar gayet gerçekçi bir formülle hem dövize, hem enflasyona bağlı bir formülle yıllık bazda ayarlanacak. Yatırımcı mağdur olmayacak” dedi.