KOCAELİ – Olası acil durumlarda yaşanan tahliye işlemlerinin verimliliğinin mağdur ve yaralı sayısı üzerinde büyük önem arz ettiği olaylarda, binayı kendi başlarına terk etmesi imkansız olan bireyler için önerilerde bulunuldu.
2020 yılında Polonya’da yaklaşık 130 bin yangın ve 400 binden fazla yerel tehdit kaydedildi. Bu kapsamda 489 kişi hayatını kaybederken 2 bin 836 kişi iste yaralandı. Tahliye işlemlerinin verimliliği ise bu anlamda mağdur ve yaralı sayısı üzerinde büyük bir önem arz etti. Olası acil durumlarda hareket kabiliyeti ve algısı kısıtlı kişilerin binayı kendi başlarına terk etmelerinin imkansız olduğu durumun çözümü hakkında Eaton Yangın ve Güvenlik Marka Geliştirme Müdürü Renata Januszewska bir takım bilgiler paylaştı.
İç mekanların erişilebilirliği ve altyapının engellilerin ihtiyaçlarına göre ayarlanması konusunda farkındalığın arttığı bu süreçte, insanların yaşam ve sağlıklarının tahliye operasyonunun verimliliğine bağlı olmasına rağmen, güvenli tahliyenin bazen göz ardı edilebildiğini aktaran Januszewska, binanın üst katlarında hareket kabiliyeti ve algısı kısıtlı kişilerin genellikle kendi başlarına kurtulma şanslarının olmadığını vurguladı.

Acil durum sesli iletişim sistemlerinin özellikle yüksek binalarda engellilerin tahliyesi sorununa çözüm olabileceğini ifade eden Eaton Elektrik Türkiye Müdür Yılmaz Özcan ise, “Acil durum sesli iletişim sistemleri, özellikle yüksek ve büyük binalarda engellilerin tahliyesi sorununa çözüm olmaktadır. Bu çözümler yangın telefonları, acil interkomlar ve engelli tuvaletleri için entegre acil çağrı sistemleridir. İletişim istasyonları tesisin farklı yerlerine yerleştirilebilir ve merdivenlerin yakınında / içinde sığınak yerlerine kurulmalıdır. Servisler ve tahliyeyi yöneten kişilerle iletişimi sağlarlar. Kurtarıcıya çağrının tam olarak nereden geldiğini gösteren tek bir merkezi sistem tarafından hizmet verilir. Sizi sürekli olarak tehdit hakkında bilgilendirir ve tehlikede olan insanları sakinleştirmenizi sağlar” dedi.

Hareket kabiliyeti kısıtlı ve engelli hareketlilik algısı olan kişilerin tahliyelerinin mümkün olmadığı durumlarda; merdivenlerin uygun şekilde işaretlenmiş sığınma yerleri ile donatılması ve iki yönlü iletişim için cihazlarla da donatılması gerektiği vurgulanırken, yeni ortaya çıkan tesisler ile mevcutların yeniden inşası veya yenilenmesi sırasında tahliyeyi kolaylaştıran sistemlerin kurulması gerektiği ifade edildi.