Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, “Açlık sınırı altında kalmış maaşları milletimize reva görenler bir de üzerine hayırlı olsun diyenler adeta nispet yapar gibi bu milletin iktidarı olamazlar.” Dedi. Fatih Erbakan, asri mezarlık yanındaki Cahit Zarifoğlu Kongre Merkezinde düzenlenen partisinin 3. Olağan İl Kongresine katılmak üzere Osmaniye’ye geldi.
Konuşmasının başında Yeniden Refah Partisi’nin Türkiye’nin en hızlı büyüyen siyasi partisi olduğunu belirterek, “Yeniden Refah Partimiz, Türkiye siyasetinin parlayan yıldızıdır, elhamdülillah.” Dedi.
‘ASGARİ ÜCRET TAM BİR FELAKET OLDU’
Genel Başkan Erbakan, bugün Türkiye'nin içinde bulunduğu duruma bakıldığı zaman hem maddi hem de manevi anlamda çok büyük sıkıntılara naçar olduğunun görüldüğünü ifade ederek, “İşte bakın, vergilere zam yapacakları zaman yüzde 44 oranında 2024 yılının enflasyon oranı üzerinden zam yapıyorlar. Ama asgari ücrete, emekliye zam yapacakları zaman 2025’in tahmini enflasyonu üzerinden yüzde 21’in üzerinden zam yapıyor. Ne demek bunun manası? Kendi alınacaklarına geldiği zaman yüzde 44 artış ama milletin alacağına geldiği zaman yüzde 21 artış yapıyorlar. İşte asgari ücret ortada... Sayın Cumhurbaşkanı komisyonun belirlediği rakamın daha üzerinde bir ücret verme yetkisi olduğu halde bu yetkiyi kullanmadı ve 2025 yılı asgari ücreti 22 bin 100 lira olarak açıklandı. Ey insaf demekten başka söyleyecek bir söz bulamıyorum. Asgari ücret tam bir felaket oldu. Ve daha şimdiden açlık sınırının altında kaldı. Daha eline geçmeden milyonlarca asgari ücretlinin zaten eridi ve bitti. Bu asgari ücret millete verecekleri bir şey kalmadığının en önemli bir göstergesidir. Milletten korktuklarının en önemli bir göstergesidir. Önce millet anlayışına sahip olmadıklarının göstergesidir. Çalışanları değil patronları düşündüklerinin bir göstergesidir. Öncelikleri ezilenler değil imtiyazlılar olduğunun bir göstergesidir.” Dedi.
ASGARİ ÜCRETİN 35 BİN LİRA OLMASI LAZIMSI
Erbakan konuşmasının devamında asgari ücretin 35 bin lira olması gerektiğini belirterek, “Bakınız TÜİK'in resmi enflasyon oranıyla bile hesap etseniz 2024 yılı asgari ücreti 17 bin liraydı, bu 17 bin lira enflasyon dolayısıyla 5 bin 271 lira eridi. Yani alım gücü 11 bin 731 liraya düştü. Peki, bunların yaptığı zam ne kadar? 5 bin 102 lira. Yani enflasyonla 5 bin 271 lira eriyen asgari ücrete 5 bin 102 lira zam yapıyorlar. Ne demek bu? Enflasyon karşısındaki erimeyi dahi karşılayamamışlar demek. Yani sadece enflasyona karşı koruyacak bile olsalardı bunun daha üzerinde bir maaş zammı vermeleri gerekirdi. Enflasyon kaybı bile bu yapılan maaş zammıyla maalesef telafi edilemedi. Türkiye enflasyon dolayısıyla 5 bin 271 liralık bir kayıp var. Ancak bunların verdiği zam 5 bin 102 lirada kaldı. Ondan sonra da biz Asgari ücretliyi enflasyona ezdirmedik diyorlar. Taze meyve sebzeden yıllık enflasyon yüzde 125, konut ve kira harcamalarında yıllık enflasyon yüzde 109, eğitim harcamalarında yıllık enflasyon yüzde 61 oldu. Ama getirip asgari ücrete yüzde 252’lik yüzde 30’luk bir zammı maalesef reva gördüler. İktidara bağlı TÜİK'in enflasyon verileri dahi bunu söylerken asgari ücrete yüzde 30 zam yapıp bir de çalışanların enflasyona ezdirilmediğini söylemek milyonlarca asgari ücretlinin hayalleriyle, emeğiyle ve aklıyla alay etmekten başka bir şey değildir değerli kardeşlerim. Asgari ücretin ne olması lazımdır? Asgari ücretin 35 bin lira olması lazımsı. Sadece yüzde 44’lük bir oranla zam yapsa yani kendi vergi, ceza ve harçlardan alacaklarına yaptığı oranda asgari ücrete de zam yapsa asgari ücret 23 bin küsur lira oluyor. Yirmi dört bin liraya geliyor. Bir de üstüne büyümeden asgari ücrete pay vereceksin. Sadece enflasyona ezdirmemek yetmez. Bir de Türkiye'nin büyümesinden asgari ücretliye pay vermen gerekiyor. Adaletin gereği budur. Türkiye büyümüş, işveren büyümüş, patronlar büyümüş, ekonomi büyümüş, asgari ücretli, çalışan kesime de bu büyümeden pay vermen lazım. Bunu da eklediğin zaman 34 bin lira yapıyor. Biz niye 35 bin lira dedik. İki asgari ücret bir eve girdiği zaman yoksulluk sınırında bir gelire sahip olsunlar. Bugün Türkiye'de yoksulluk sınırı 70 bin liraya geldi. 35 bin lira asgari ücrete vereceksin ki iki asgari ücret bir yoksulluk sınırı kadar bir para yapsın. İnşallah bu asgari ücreti 35 bin liraya, en düşük emekli maaşını da asgari ücret seviyesine bu salondaki kadrolar getirecek, milli görüşçüler getirecek, yeniden Refah Partisi getirecek Allah'ın izniyle.” Dedi.
MİLLETİN TALEPLERİNE KARŞI VURDUMDUYMAZ OLMUŞ BİR İKTİDARLA KARŞI KARŞIYAYIZ
Erbakan, SGK ve Bağ-Kur emeklilerinin maaşlarını 2 bin lira bile artıramadıklarını belirterek, “Milletten kopmuş durumdaki iktidar SGK ve Bağ-Kur emeklileri için de en düşük emekli maaşını 14 bin 469 liraya çıkardı, 12 bin 500’dü. İki bin lira bile arttıramadılar. Ne diyoruz bu rakamı gördüğümüz zaman zahmet oldu bozdur bozdur harca diyoruz. Başka diyecek bir şey yok. Bir pazara gittiğiniz zaman pazardaki fileyi bir liraya doldurmaya başladı. Tatil yörelerinde bu yaz ben gözümle gördüm dondurmanın bin liraya satan yerler var. Kayseri'de iyi kalite pastırmanın kilosuna bin beş yüz lira, bin altı yüz lira istiyor. Bunları niye söylüyorum? 14 bin 469 lirayla bu emeklinin nasıl geçineceğine ilişkin bir hesap yapmak için söylüyorum. Bin liraya dondurma satılan ülkede Bin 600 liraya pastırma satılan ülkede etin kilosu neredeyse 600-700 lira olmuş. Ve pazara gittiğin zaman dediğim gibi iki tane torbayı neredeyse bin liraya doldurmaya başlamışsın. Ve siz milyonlar emekliye 14 bin 469 lirayı reva görüyoruz. Memur ve memur emeklisinin maaşlarına yüzde 11,5’luk artışa itirazı ve feryadı duymayan iktidar, SGK ve Bağ-Kur emeklisinin maaş zammına da maalesef millete kulaklarını tıkayarak yaptı. Yüzde 15,75 zamla 14 bin 469 lira. Bu açıklamalar, bu maaş zamları millete gelince tamamıyla vurdumduymaz hale gelmiş bir iktidarla karşı karşıya olduğumuzu gösterin. Milletin taleplerine, milletin feryadına, milletin derdine karşı vurdumduymaz olmuş bir iktidarla karşı karşıyayız. Bugün ülkemizde açlık sınırı 22 bin lirayı geçti. Yoksulluk sınırı 71 bin liraya geldi. Açlık sınırının yirmi iki bin lira yoksulluk sınırının yetmiş bir bin lira olduğu ülke asgari ücret 22 bin 100 lira. En düşük emekli maaşı on dört bin dört yüz lira. Alın buyurun size Türkiye'nin manzarası. Bu gerçeklik karşısında yoksulluk sınırı şöyle dursun, açlık sınırı altında kalmış maaşları milletimize reva görenler bir de üzerine hayırlı olsun diyenler adeta nispet yapar gibi bu milletin iktidarı olamazlar. Bunlar imtiyazlı holdinglerin iktidarı olmuşlar. Bunlar faiz lobilerinin iktidarı olmuşlar. Bunlar kendilerinin ve kendi yandaş çevrelerinin iktidar olmuş. Haksız yere zenginleşenlerin iktidarı olmuşlar.” Diye konuştu.
BU İKTİDARIN ARTIK GİTME VAKTİ GELMİŞTİR
Fatih Erbakan iktidarın ‘önce millet’ demeyi unuttuğunu ifade ederek, “Bu iktidar adil yönetim anlayışından kopmuştur. Paylaşımda adalet ilkesinden sapmıştır. Bu iktidar bütün bu ilkeler yerine haksız yere zenginleşme, kamu malını israf etme, kamu malıyla zengin olma ve önce imtiyazlılar anlayışını hakim kılmıştır. İşte bizim kavgamız bu nedenle milli görüşten uzaklaştılar. Milli görüşten uzaklaşınca işin bereketi kalmadı. Borç faiz filan vergi ekonomisine daldılar. Ve millete gelince de bir şey veremez olduk. Önce millet diyecekleri yerde önce imtiyazlılar demeye başladı. Milletimiz kendisine bu sefalet maaşlarını reva görenler önüne gelen ilk sandıkta hesaplaşacaktır. Bunu böylece bilesiniz. Her şeyin bir vakti vardır. Ve bu iktidarın da artık gitme vakti gelmiştir. Milletimiz ellerini ovuşturuyor. Elleri avuçları kaşınıyor, bir an önce şu sandık gelsin de bunlara hak ettiği dersi verelim. 31 Mart'ta yerel yönetimler seçiminde sarı kart gösterdi millet. Yapılacak olan genel seçimde kırmızı kartı gösterip bunları gönderecek. Bundan hiç kuşkunuz olmasın. Allah'ın izniyle üye sayımızı bir milyona en kısa zamanda ulaştıracağız. Türkiye genelinde gece gündüz canla başla çalışacağız. Sizlerin gayreti ve fedakarlığıyla milletimizin teveccühüyle milli görüşü iktidara taşıyacağız ve bu milleti maddi ve manevi sıkıntılardan yine milli görüşle yine Refahla kurtaracağız Allah’ın izniyle.” Dedi.
Fatih Erbakan daha sonra Palalı Süleyman Caddesi üzerinde esnaf ziyaretlerinde bulunup, Cumhuriyet meydanı yanındaki MGD Binasının açılışını gerçekleştirdikten sonra kentten ayrıldı.