Prostat kanserinin erken evrede tedavi edilebileceğinin altını çizen Üroloji Uzmanları Prof. Dr. Ender Özden ve Doç. Dr. Mehmet Necmettin Mercimek, ’15 Eylül Prostat Kanseri Günü’ dolayısıyla bilgilendirmelerde bulundu.
Prostatın erkek üreme sisteminde mesanenin hemen altında ve rektumun önünde bulunan bir bez olduğunu belirten Liv Hospital Samsun Üroloji Kliniği’nden Prof. Dr. Ender Özden, “Prostat, ceviz büyüklüğündedir ve üretranın (idrar kesesinden idrarı boşaltan son bölümü) bir kısmını çevreler. Prostat bezi, meninin bir kısmını oluşturan sıvıyı üretir. Prostat kanseri erkeklerde en sık görülen kanserler arasındadır. Ülkemizde ve dünyada, erkeklerde akciğer kanserinden sonra ikinci sıklıkla en sık görülen kanser prostat kanseridir” dedi.

Erken dönemde prostat kanseri herhangi bir şikayete neden olmayabilir
Prostat kanserinin genellikle belirti göstermediğini vurgulayan Doç. Dr. Mehmet Necmettin Mercimek ise şu bilgileri paylaştı:
“İlerlemiş prostat kanseri erkeklerin sık sık idrara çıkmalarına veya daha zayıf idrar yapma gibi yakınmalarına neden olabilir ancak bu semptomlar iyi huylu prostat büyümesinden de kaynaklanabilir. Prostat kanseri için etkili tarama seçenekleri sayesinde hastalık genellikle yayılmadan önce yakalanır ve tedavi edilir. Böylece bazı erkeklerin prostat kanserinden ölüm riski azaltılmış olur.”

"Ailesinde prostat kanseri olan erkeklere daha erken yaşlarda tarama önerilir"
Prostat kanserinin yaşlı erkeklerde daha sık görüldüğünü belirten Prof. Dr. Ender Özden, “Ailesinde prostat kanseri öyküsü olan erkeklerde görülme ihtimali daha yüksektir. Diğer risk faktörleri arasında sigara içmek, fazla kilolu olmak ve yeterince egzersiz yapmamak sayılabilir. Prostat kanseri yaklaşık olarak 6-7 erkekten birinde görülür. Ailesinde prostat kanseri olan erkeklerin 45 yaşından sonra, diğerlerinin ise 50 yaşından sonra yıllık tarama yaptırması önerilmektedir” diye konuştu.

"Erken dönemde tespit edilen prostat kanseri tedavisi sonuçları yüz güldürücü"
Prostat kanserini taramak için yaygın olarak kullanılan iki test olduğunu belirten Prof. Dr. Özden, “Bunlar prostat spesifik antijen (PSA) testi adı verilen bir kan testi ve parmakla prostat muayenesidir. Son yıllarda prostata yönelik geliştirilen MR görüntüleme, prostat kanseri tanısında yeni bir dönem başlatmıştır. Prostat biyopsisi yapılırken biz ürologları yönlendirmektedir. Prostat kanseri kesin tanısı prostat biyopsisi ile konulur. Kan PSA değeri yüksek olan ve/veya parmakla yapılan prostat muayenesinde sertlik olan hastalara prostat biyopsisi yapılır. Prostat biyopsisi öncesi MR görüntüleme yapılan hastalarda kanser açısından şüpheli olan bölgelerden ek örnekler alınabilir. Erken evre prostat kanseri tedavi edilebilir bir kanserdir. Tedavi sonuçları yüz güldürücüdür” ifadelerini kullanarak sözlerini noktaladı.