Eskişehir’de ’Türkiye’de Çok Partili Hayat’ ve ’Demokrat Parti’nin Doğuşu’ konuşu söyleşi

Eskişehir’de ’Türkiye’de Çok Partili Hayat’ ve ’Demokrat Parti’nin Doğuşu’ konuşu söyleşi

Eskişehir’de ’Türkiye’de Çok Partili Hayat’ ve ’Demokrat Parti’nin Doğuşu’ konuşu söyleşi

Eskişehir Türk Ocağı öncülüğünde ’Türkiye’de Çok Partili Hayat’ ve ’Demokrat Parti’nin Doğuşu’ konuşu söyleşi düzenlendi.
Bilecik Şeyh Edebalı Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serhan Yücel, Eskişehir Türk Ocağı binasındaki söyleşide katılımcılara siyasi parti kavramını tanımlayarak başladı ve dünyada siyasi partilerin gelişimine, sağ sol kavramlarının gelişmesine yer verdi. Daha sonra Türkiye’de siyasi partiler hakkında genel bilgiler veren Yücel, dörtlü takrir ile başlayan ve 7 Ocak 1946’da Demokrat Parti’nin kuruluşuna kadar geçen 6 aylık dönemin Türk siyasi hayatındaki önemini anlattı. Yücel, ardından, Demokrat Parti’nin kuruluşundan 14 Mayıs 1950’de iktidara gelişine kadar geçen dört yıllık sürenin sadece siyasi tarih açısından değil, sosyal tarih, iktisat tarihi, sosyoloji gibi sosyal bilimlerin her alanını etkilediğini, bu nedenle dönemin çok iyi aydınlatılması gerektiğini vurguladı.

"İsmet İnönü’nün Türkiye’de demokrasiyi geçen geçişi sağlayan kişi olarak gösterilmesinin anlamsız"
Bilecik Şeyh Edebalı Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serhan Yücel, ister iktidar değişikliği, isterse de sosyal değişimler/dönüşümlerin üç farklı unsura dayandığını, bu unsurlar olmadan değişimin yaşanmayacağını söyleyerek, "Bu üç unsur iç dinamikler, dış dinamikler ve değişimi dönüşümü sağlayacak irade. İlk olarak iç dinamiklerin 2. Dünya Savaşı yıllarında ölülerin kefensiz gömülmesine kadar gidecek sürecin halk üzerindeki çok önemli. Bir dönüşüm zorunluydu. Çok partili siyasi hayat kaçınılmaz olarak gelmeliydi ve halk tek parti dönemini çağrıştıran siyasi yapıları sandıkta mahkum edecekti. Dış dinamikler açısından bakıldığında da Türkiye’nin çok partili hayata geçişten başka bir çaresi olmadığı ortadaydı. 2. Dünya Savaşı’nın başında otoriter ve totaliter rejimler, ’Gözde rejimler’ iken savaş sonunda artık yeni bir dünya vardı ve bu dünyada demokrasi rüzgârları esiyordu. İç dinamikler ve dış dinamiklere önderlik eden siyasi iradeyi de Demokrat Parti’nin kurucularının ortaya koydu. İsmet İnönü’nün Türkiye’de demokrasiyi geçen, geçişi sağlayan kişi olarak gösterilmesinin anlamsız. Eğer İnönü, Franco gibi bir Sovyet tehdidi olmaksızın devlet başkanı olsa idi, çok partili siyasi hayata geçmek gibi bir yola asla girmezdi. Demokrat Parti’nin kurucu kadrosu Türkiye’de demokrasiye geçişi zorunlu hale getirdi” dedi.
14 Mayıs seçimleri ile birlikte Türkiye’de yeni bir dönemin başladığını ifade eden Yücel, 1950-60 arasındaki gelişmelerden de kısaca söz etti.
Soru ve cevaplardan sonra Eskişehir Türk Ocağı Başkanı Prof. Dr. Nedim Ünal’ın ’Şükran Beratı’ takdim etmesinden sonra söyleşi sona erdi.


Güncel 17.01.2022 14:41:31 0