Evinde 4 tır dolusu kitap bulunan öğretim üyesinin yatağı bile kitaptan
Bayburt’ta İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Aktaş’ın (62) kütüphaneyi andıran evinde 4 tırı rahatça doldurabilecek yaklaşık 50 bin adet kitabı bulunuyor.
60 tane yayınlanmış kitabı, yüzün üzerinde ulusal ve uluslararası makaleleri bulunan Aktaş’ın kütüphane havasındaki evi görenleri şaşkına çeviriyor. Evinin her bir köşesinde kitaplığı bulunan Aktaş, mutfak dolabının içerisini de kitapla doldurarak, mutfak dolabını kitaplık olarak kullanıyor. Misafir odasında bulunan yatağa ’kitap yatak’ adını veren Aktaş, "Bu gördüğümüz yatak, kitap yataktır. Altı kitapla dolu. Misafirlerimizi burada yatırıyoruz, misafirlerimize kitap yatakta yatmanın ayrıcalığını yaşatmaya çalışıyoruz" dedi.
Evde bulunan yatakları atarak, altlarını kitapla dolduran Aktaş, "Yatak odasında, misafir odasında bulunan tüm yatakları attım altlarını kitaplarla doldurdum. Kitapların üzerinde yatıyoruz. Gerek duyduğumuz anda yatağın altından kitapları çıkarıyor, işimizi bitirince yerine koyuyoruz" diye konuştu. 2018-2019 eğitim öğretim yılı içerisinde Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde göreve başlayan Aktaş eski görev yeri olan Rize’den Bayburt’a gelirken 2 tır dolusu kitapla geldiğini söyleyerek "Rize’den buraya gelirken 2 tır kitapla buraya geldim. O zamandan beri kitap aldığıma göre şu an 4 tır kitaba ulaşmışımdır" ifadelerini kullandı.
"Her gün eve kargoyla kitap gelir"
Kitapla dost olduklarını belirten ve kitabın peşinde koştuklarını vurgulayan Aktaş, her gün eve kitap geldiğini şu şekilde ifade etti: "Kitap bizim için bir nefes olmuş, bir yaşama biçimi olmuş, bir yaşam tarzı olmuş. Nasıl gıda ihtiyaçlarımız için bakkaldan, pazardan alışveriş yapıyorsak aynı öyle kitap alışverişi yapıyoruz. Bizim eve her gün kargoyla kitap gelir, kargocunun, kitabın gelmediği gün yok"
"Evimizde kitabın okunmadığı bir gün dahi yoktur"
Her gün düzenli olarak kitap okuduğunu ve eşiyle birlikte kitaplar üzerine konuştuklarını vurgulayan Aktaş, "Evde her gün kitap okunur, bu evde kitabın tartışılmadığı, konuşulmadığı gün yoktur. Bir gün dahi yoktur. Mutlaka eşimle birlikte biz her gün kitapları konuşuruz, kitaplar üzerine sohbet ederiz. Evimize gelen dostlarımızla, öğrencilerimizle birlikte kitap üzerine olan konuşmalarımız çok fazladır. Bu konuşmalar bir noktadan başlar, sonsuza kadar gider. O yüzden kitap her şey demektir" şeklinde konuştu.
"Kitap okumadığım günü boşa geçmiş bir gün olarak sayarım"
Uzun yıllardır kitap okuduğunu dile getiren ve kitap okuma alışkanlığını hiçbir zaman bırakmadığını ifade eden Aktaş, "Benim kitap okumadığım gün pek yoktur açıkçası, diyelim çok zor şartlar altındayım o gün kitap okuyamadım, o günü ben boş sayarım boşa geçmiş bir gün olarak görürüm o gün benim için yoktur" dedi.
"Ameliyat olduğum gün bile kitap okudum, ameliyatta geçen 2 saatte kitap okuyamadığım için üzüldüm"
Anjiyo ameliyatı geçiren Aktaş, ameliyatta kaldığı süre zarfında kitap okuyamadığı için üzüntü duyduğunu dile getirerek, "Ameliyat öncesi ve sonrasında bir tane kitap bitirdim. Ameliyat olduğum gün bile kitap okudum. Anjiyo ameliyatı geçirdim, ameliyata girmeden önce kitaba başladım, çıktıktan sonra da okumaya devam ettim ve süreçte bir kitabı bitirdim. Ameliyata girdim, ameliyatta geçirdiğim o 2 saatte kitap okuyamadığım için üzüldüm" ifadelerini kullandı.
"Dünyadaki zengin uluslardan daha zenginim"
Dünyada birçok zengin ulusların olduğunu ifade eden Aktaş, zengin ulusların hepsinden daha zengin olduğunu dile getirdi. Aktaş, "40 bin üzerinde kitabım var, belki bu sayı 50 bindir. Hemen hemen 4 tır kadar kitaba sahibim, bu sayede dünyadaki zengin ulusların hepsinden daha zenginim" dedi.
Aktaş gençlere okuyun çağrısında bulundu
Kitap okurken kitabı karalamanın önemine değinen Aktaş, "Dağda maden var ama dağa kazmayı vurmazsan oradaki maden çıkmaz. Dağa, kazmayı vuracaksın yani kitaba kalemi vuracaksın.
Her okuduğum kitabın arkasına tarihimi not düşerim, nerede okuduğumu yazarım, kitapla ilgili görüşlerimi yazarım. Baş tarafına da mutlaka okuduğuma dair pul yapıştırır, imza atar parmak damgamı basarım. Kitap bana aittir, 3’üncü şahısları ilgilendirmez. Buradan şunu söylemek istiyorum, gençlere tavsiyem şudur, kitaplara saldırmamız lazım. Kitabı aramaktan ziyade, kitaba saldırmalıyız. Okumanın yaşı olmaz imkanı olan okumaktan vazgeçmesin özellikle gençlerimiz bol bol okusunlar, araştırsınlar. Onlara verilebilecek en iyi tavsiye, şu olacaktır. Gençler okuyun, okuyun, okuyun" diye konuştu.