Tarih: 05.01.2023 09:31

Gamma Knife, beyin tümörü tedavisinde başarı oranını arttırıyor

Facebook Twitter Linked-in

Başta beyin tümörleri ve damar yumakları olmak üzere, bir çok beyin rahatsızlığında, beyin cerrahlarının herhangi bir kesi uygulamadan ameliyat yapabilmelerini sağlayan, etkinliği yüksek yeni nesil bir tedavi yöntemi olan Gamma Knife’ın beyin tümörü tedavisinde başarı oranını arttırdığı bildirildi.
Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Beyin ve Sinir Cerrahisi (Nöroşirürji) Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadir Tufan, Gamma Knife’ın beyindeki bir tümör veya damar yumağını, normal dokulara zarar vermeden sadece lezyona odaklanmış ışınlarla, tek seansla tedavi etme yöntemi olduğunu belirterek, "Kullanılan radyasyon ışınının tipi Gamma’dır. Toplam 201 adet kobalt-60 kaynağından elde edilen bu ışın huzmeleri adeta keskin bir bıçakmış gibi çalışır. İleri teknoloji ve bilgisayar yardımıyla bir milimetrenin onda biri kadar keskin bir doğrulukta tedavi yaparken sağlıklı beyin dokusunu korumaktadır. Gamma Knife adı da buradan gelmektedir" dedi.
Gamma Knife’ın iyi huylu beyin tümörlerinin çoğunda, kötü huylu beyin tümörlerinin bazılarında başarı ile uygulanabilen güvenli ve etkin bir tedavi yöntemi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kadir Tufan, “Beyin zarından ya da sinir kılıfından kaynaklanan iyi huylu menengiom, şıvannom gibi tümörlerde ve beyindeki hipofiz bezinden kaynaklanan iyi huylu bazı tümörlerde, başarı oranları yüzde 90’dan fazladır. En önemli uygulama alanlarının birisi de beyinde doğuştan gelen, tedavisi zor ve riskli olan damar yumaklarıdır. Boyutu ve yerleşimi bu tedaviye uygun olan damar yumakları, boyutuna göre yüzde 70 ile yüzde 90 oranında tedaviden sonra kaybolur. Çok şiddetli yüz ağrısı ile bulgu veren Trigeminal Nevralji olarak bilinen hastalıkta, ağrı kontrolünde yüzde 70 oranında başarılı olunmaktadır" diye konuştu.

Güvenli ve etkili yöntem
Gamma Knife’ın normalde tek günlük, tek seanslık bir tedavi olduğunu belirten Prof. Dr. Kadir Tufan, şöyle devam etti:
"Meme kanseri, akciğer kanseri gibi vücudun başka bir organında tümörü olan ve bu tümörün beyine sıçradığı durumlarda yani beyin metastazlarında da beynin normal dokularına zarar vermeden, güvenli bir şekilde defalarca tedavi uygulanabilir. Üstelik hastanın beyninde birden fazla sayıda tümör var ise tek seansta, hepsine aynı anda tedavi vermek de mümkündür. Klasik yöntemle tüm beyin ışınlama, genellikle hastalara ömrü boyunca bir kez uygulanmaktadır. Kanser hastası daha önce tüm beyin ışınlaması gördü ise ve yeni beyin metastazları tespit edildi ise bu hastalara da Gamma Knife tedavisi güvenle uygulanabilir. Bu tedaviye uygun metastazlarda tümör kontrol oranları ortalama yüzde 90’dır."
İlk muayene sonrasında hastanın tedaviye uygun olup olmadığını değerlendirdiklerini ifade eden Prof. Dr. Tufan, şunları kaydetti:
“Gamma Knife her tümör tipinde ve her hastada uygulanmaz. Bazı tümör tiplerinde çok etkili iken, bazılarında ise etkinliği sınırlı kalabilir. Teknik olarak bu tedavinin 3 yaşından büyük hastalara uygulanması, tümör boyutunun 3 veya 3,5 cm’yi geçmemiş olması ve tümör sayısının üçten fazla olmaması gerekir. Ayrıca tümörün yerleştiği yerin göz siniri veya beyin sapı gibi radyasyona çok duyarlı bölgelere temas etmemesi önemlidir. Hastanın başına bir çerçeve takılarak, gerekli ölçümlerden sonra bilgisayarda her hastaya özgü bir tedavi programı yapılır. Bayıltılmadan, sohbet edilerek, yarım saat ile 1,5 saat arasında süren tedaviden hemen sonra çerçeve çıkarılır ve hasta kendini iyi hissettiğinde evine gönderilir. Tedavi sonrası baş ağrısı, dengesizlik hissi, tedavi edilen tümör veya damar yumağının etrafında ödem gelişebilir. Bunların neredeyse tamamı geçicidir ve basit ilaç tedavileri ile kontrol altına alınabilir’’

Yan etkisi daha düşük daha az riskli
“Gamma Knife; açık cerrahi yöntemler ve klasik ışın tedavisi ile karşılaştırıldığında yan etkisinin daha düşük, daha az risk taşıyan bir tedavi yöntemi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kadir Tufan, "Bazı tümör tiplerinde klasik radyoterapi, bazılarında Gamma Knife daha başarılı olabildiği gibi bazı hastalarda ise klasik radyoterapiden sonra tamamlayıcı tedavi olarak kullanılabilir. Hastalarda hangi yöntemin daha başarılı ve daha güvenli olacağına beyin cerrahı ve radyasyon onkoloğu birlikte karar verir. Radyoterapide bir tane ışın kaynağı vardır. Tedavi edilecek hastalık türüne göre lezyona odaklanmaya çalışılır ya da tüm beyine uygulanır. Hastalıklı bölgenin dışında daha geniş bir alana ışın yayıldığından, sağlam dokulara zarar vermemek için radyasyon dozları günlere bölünerek, birkaç seansta verilir. Gamma Knife tedavisinde ise 201 ayrı kaynaktan çıkan ışın hüzmeleri tam tedavi edilecek lezyonda odaklanır, tedavi edici ışın dozu bir günde tek seferde verilir ve sağlıklı beyin yapıları korunmuş olur. Hastanede yatış gerektirmemesi önemli avantajlarından biridir. Beyinin diğer kısımları korunduğu için saçlarda dökülme, ciltte renk değişikliği, entelektüel düzeyde bozulma olmaz. Uygun hastalarda Gamma Knife tedavisi açık cerrahinin gerekliliğini ortadan kaldırır. Gamma Knife’ da herhangi bir yara izi olmaz, klasik cerrahiden farklı olarak adeta kapalı sistemle robotik bir cerrahi teknikle tedavinin yapılıyor olması da hastalar için önemlidir” ifadelerini kullandı.
Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Beyin ve Sinir Cerrahisi (Nöroşirürji) Anabilim Dalı Gamma Knife Ünitesi’nde 2011 yılından bugüne kadar yaklaşık 3.800 hastayı tedavi ettiklerinin altını çizen Prof. Dr. Kadir Tufan; “Akdeniz, Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu bölgelerimizin yanı sıra komşu ülkelerden de hastalarımız geliyor. Bu tedaviyi uygulayan bölgedeki tecrübeli tek merkeziz. Şu anda yıllık ortalama 400 hastaya bu tedavi yöntemini uygulamaktayız’’ dedi.



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —