(Güncelleme) Başkan Konuk’tan Uluslararası Kooperatifçilik Günü mesajı
25. ve 26. Dönem AK Parti Karaman Milletvekili ve Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, Uluslararası Kooperatifçilik Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.
Uluslararası Kooperatifçilik Günü münasebetiyle yayımladığı meajasında Konuk, “Güçbirliği yaparak tek başlarına üstesinden gelemeyecekleri işlerde bir araya gelerek güçlü olmaya ve hayatın her alanında etkin olmaya azmedenlerin kurduğu ve tarımdan gıda üretimine, konuttan enerjiye, eğitimden sanata, finanstan medyaya, nakliyeden perakendeye, yayıncılıktan sanayiye kadar her sektör ve etkinliğin olduğu alanda faaliyet gösteren özel bir gün bugün. Dünya genelinde kurulu 2.6 milyon kooperatif çatısı altında iş ve ürün ile hizmet üreten 1 milyarın üzerinde kooperatif üyesine ve ülkemizde kurulu 84 bini aşkın kooperatife üye 8 milyon 109 bin 225 kooperatif ortağı güç birliği yapma erdemini sergileyen kardeşimize adanmış özel bir gün bugün. Bugün Uluslararası Kooperatifler Günü. Hem el ve güç birliği yapıp omuz omuza vererek ekonomik sistemin etkin aktörü olma iradesini ortaya koyanların bir araya geldiği tüm kooperatiflerin ve kooperatif ortaklarının hem de bu güç ve el birliğine kooperatif iştiraklerinin ürünlerini alarak veya kooperatiflere cesaret aşılayan yaklaşımlarıyla manevi desteklerini esirgemeyen, hatta yaptıkları art niyetsiz tenkit ya da önerileriyle kooperatifçiliğe ve tek tek kooperatiflere katkı sunan herkesin Uluslararası Kooperatifler Gününü kutluyorum” dedi.
“Küçük işletmelerin ayakta kalabilmesinin tek yolu kooperatif iş modelidir”
Başkan Konuk, “‘Ortaklarının gereksinimlerini uygun şartlarda elde etmelerini sağlamak amacıyla kurulan birlik. Üreticilerin, aracıyı ortadan çıkararak ürünlerini daha iyi şartlarda pazarlamak için kurdukları ortaklık.’ Her iki ifade de Türk Dil Kurumunun sözlüğünde kooperatif kelimesinin tanımı olarak yer alıyor. Kooperatifler için yapılan ve kooperatiflerin 2 yönlü temel işlevini tarif eden bu tanımlar da değişen şartlar ve çeşitlenen ilişkiler ağıyla birlikte yeni kooperatif iş modelleriyle çeşitlendi, zenginleşti diyerek, kooperatifler hayatın dinamizmine uyum sağladı ve klasik işlevlerinin üstüne yeni işlevsel roller ekleyerek, ekonomik olarak sınırlı güce sahip bireylerin, meslek mensuplarının, sanatkarların, küçük işletmelerin değişen şartlar nedeniyle göğüslemek zorunda kaldıkları zorluklara karşı da çözümler üretti. Daha doğrusu güç birliği yaparak kooperatif çatısı altında bir araya gelen bir çok insan değişen şartların da altından kooperatif iş modelinin sunduğu alternatif çözümlerle kalkmayı başardı. Mesela dünün tarımsal istihsal kooperatiflerinin ortaklarının, kooperatiflerinden beklentisi nasıl üreteceğim sorusuna cevap bulmasıydı. Yani beklenti toplu alımın gücüyle uygun girdi temininden, üretimin finansmanının kolaylaştırılmasından ibaretti. Ne üreteceğim ve ürettiğimi ne yapacağım sorusuna cevap üretmek de yine tarımsal istihsal kooperatiflerinin üstlendiği bir fonsiyondu. Bugünün ekonomik düzeninde değişen şartlar, ortaklarının hak ve menfaatlerini korumak için tarım kooperatiflerinin bu iki temel işlevi kadar önemli yeni adımları atmasını zorunlu kıldı. Bugünün tarım kooperatifleri sadece ortakları için uygun şartlarda gübre, yem, tohum temin etmekle ya da ortaklarının ürettiği tarımsal ürünleri sanayiciye ya da perakendeye pazarlamakla iktifa etmiyor, edemez. Bugünün modern kooperatifleri ortaklarının ürettiği ürün son tüketiciye ulaşana kadar ekonomik zincirde kalmak zorunda. Çünkü ürün tek başına elbette bir değerdir, ancak o değerin kat be kat fazlası ürünün mamul ürün haline geldiği süreçte oluşuyor ve tarladan, meradan, bağdan, bahçeden sonraki süreçte üretici ekonomik zincirin halkalarında etkin değilse ürün üzerinden oluşan o katma değerden üreticinin pay alması mümkün değildir. Tek başına fabrika kuramayacaklara güç birliği yapıp el ele verince ürünlerini işleme ve ürün mamul ürün haline gelip, raflara ve son tüketiciye ulaşıncaya kadar ekonomik zincirde kalma imkanını kooperatif iş modeli sunmuştur. Ya da daha doğru ifadeyle kooperatif ortakları ekonomide etkin olmanın ve kalmanın, hak ve menfaatleri ile emeklerini korumanın yolunu kooperatifler yoluyla bulmuştur” diye konuşut.
“Bu değişen şartlara kooperatif iş modeli yine çözümler üretecek”
Başkan Konuk, Keza, küreselleşen ve sermayenin de küreselleştiği dünyamızda asırlar öncesine göre üretimin ve ticaretin şartları değişmiş, hemen her sektörde devasa şirketlerin rekabet güçleriyle küçük işletmeleri silip süpürdüğü bir süreçte küçük işletmelerin ayakta kalabilmesini sağlayacak umut ışığını yine kooperatif iş modeli yakmıştır. Örnekleri henüz az olsa da havacılık, gıda gibi sektörlerdeki küçük ölçekli işletmeler kurdukları marka kooperatifleri çatısı altında bir araya gelerek ölçek ekonomisinin dezavantajlarını yenmeyi başarmış, kürsel markalara karşı kendi markaları ile pazarlara tutunmayı ve tek başlarına rekabet edemedikleri devlerle bir araya gelerek rekabet etmeye başlamıştır. Dinamik ve hızlanan dünyamızda şartlar da, ekonomik ilişki ağları da bu ağlarda yer alan aktör veya kurumların ağırlıkları da değişecek. Bu değişen şartlara kooperatif iş modeli yine çözümler üretecek. Çünkü, kooperatif iş modeli işini ve mesleğini korumak isteyen bireyler içindir ve o modeli dinamik tutan da çok akıldan beslenmesidir. Mesela günümüz internet çağı. Klasik iletişim kanallarının tıkandığı, pozisyonlarını muhafaza için arayışta olduğu bir konjonktürden geçiyoruz. Gazetelere, radyolara, televizyonlara artık bir rakip var; sosyal medya. Henüz emekleme çağındaki bu alternatif eğlence ve iletişim mecrasında da bir gün içerik üretimi ve seçenek zenginliği yakalamak için yapımcıların, sanatçıların, gazetecilerin sosyal medya kooperatifleri çatısı altında bir araya gelip dev bütçeli medya organizasyonları ile rekabet etmesi kooperatif iş modellerinin dinamizmine bakılırsa hiç de ihtimal dışı değildir. Tarih sahnesine çıkışları henüz iki asrı yeni aşan kooperatifler, dünyanın dört bir tarafında insanlara başını sokacağı ev kazandırmaktan, ihtiyaçlarını piyasada ezilmeden karşılamaya, finansman ihtiyaçlarına uygun koşullarla cevap üretmekten, birikimi sınırlı toplum kesimlerini ekonominin etkin aktörü yapmaya kadar çok sayıda alanda hitap ettiği kesimlerin hayatını değiştirecek rol ve roller üstlenmiştir. Dünyamızda bugün için 1 milyarın üzerinde insan kurduğu veya ortağı olduğu kooperatifler vasıtasıyla ekonomi çarkının etkin aktörüdür. Her sektör ve her alanda kooperatiflerin hitap ettiği kesime artı bir katkısı olmuştur. Ancak hiçbir sektördeki kooperatif organizasyonunun veya hiçbir kooperatif çeşidinin katkısı, tarım kooperatiflerinin tarım sektörüne ve üreticiye katkısı ile boy ölçüşemez. Belki de hatta tam da bu sebeple, kooperatifler bu nedenle, yani çiftçiyi, üreticiyi tarladaki, ağıldaki, meradaki, bağdaki, bahçedeki, üretimlerini rafa kadar taşıyacak, emeklerini tarımsal sanayi ile zenginleştirecek bir ekonomik zincir oluşturmalarına imkan sunduğu ve tarımsal ürün üzerinden oluşan katma değerin üretim zincirinin ilk halkasındakilere intikal etmesini sağladıkları için son yüz yılın tarım sektöründeki en büyük buluşu olarak tarif edilirler” şeklinde konuştu.
“Önce işbirliği yapılmalı ve halis bir niyetle kesintisiz bir gayret olmalı”
Kooperatif çatısı altında buluşanların öncelikle işbirliği yapmaları gerektiğini ve sonra halis bir niyetle kesintisiz bir gayrete sahip olmaları gerektiğini kaydeden Başkan Konuk, açıklamasını şu sözlerle sürdürdü: “Yaptık, biliyoruz. İşbirliği yapınca, halis bir niyet, kesintisiz bir gayret, geri adım attırmayan bir dert olunca oluyor. Pancar üretmek için bir araya gelip kooperatif çatısı altında buluşanlar, sadece üretmenin, maliyetleri düşürmenin günümüz ekonomik düzeninde refaha kavuşmak için yetmediğini bir adım daha atılması gerektiğini, tarlanın, tapanın, bağın bahçenin, meranın ağılın ötesine de geçmek gerektiğini, bir olurlarsa bir dururlarsa orada da kendilerine alan açabileceklerine inanıyor ve cesaretle ben de varım diyor. İşte o zaman pancarla ilişkisi market rafına kadar kesilmiyor. O pancar önce şeker, sonra çikolata, bisküvi, ferahlatan bir içecek oluyor. Bir pakete giriyor, bir kutuya, şişeye giriyor tüketici elini uzatıp alabiliyor. Ayçiçeği ekmek istiyor, önce fabrikasını kurabiliyor, sonra istediği kadar ekebiliyor. Patateste üretebilirim diyor, tesislerini kuruyor, pazarını buluyor, ülkede pazar lideri olabiliyor. Pancarın hiçbir gramının israfına gönlü elvermiyor, pancarın melasından etanol üretip, salgında dezenfektanın hem kedisini hem hammaddesini milletinin sağlığı için arz edebiliyor. Tek başınaysan süt sadece çiğ süttür. Tek başına yapamayacaklarını bir araya gelerek yapmaya karar verdiysen ve adım attıysan süt artık yoğurttur, tereyağıdır, peynirdir, ayrandır ve hala senindir. Tek başınaysan koyun, kuzu, dana, inek karkas ettir. Kooperatif çatısı altında güç birliği yaptıysan yemini dert etmezsin, sucuk, salam, pastırma, kavurma, döneri de sen sofralara ulaştırırsın. Elmayla ilişkin dalından kopunca kesilmez, rafta meyve suyu olur, artı değeri seni bulur. Bu buluşun yani kooperatifçiliğin ülkemiz ekonomisine özellikle de tarım sektörümüze kazandıracağı çok şey var. Daha aktif ve daha etkin, değişen şartlara göre yeni yeni çözümler üretmiş bir kooperatifçilikten, ölçek ekonomisinin dezavantajlarını ya da tek tek bireylerin gücünün çağın ekonomik şartlarında rekabet için yetersiz kalmasının ortaya çıkardığı adaleti yenmek için istifade edebiliriz, hatta istifade etmek zorundayız. Bunun için avantajlarımız da var, aşmamız gereken zorluklarımız da var. 150 yıla yaklaşan bir kooperatifçilik deneyimine, bazı sektörlerde özellikle tarım sektöründe başarılarıyla rol model olabilecek kooperatifçilik uygulamalarına sahibiz. 9 yıl önce heyecanla ilan ettiğimiz ve kooperatifçiliği daha etkin hale getirmek için yol haritamızın yer aldığı bir Kooperatifçilik Strateji Belgemiz de var. Gıda fiyatları ya da sebze meyve fiyatları her arttığında istisnasız herkesin mutabık kaldığı tek çözüm önerisi de yine kooperatifçilik. Yani tecrübemiz var, neyin nasıl yapılacağını ya da yapılmayacağına dair dersler çıkarabileceğimiz uygulama örneklerimiz var, yol haritamız da hazır ve en önemlisi sıkıntılı anlarda hatırlasak da üreticinin de, tüketicinin de siyasetçinin de bürokratın da akademisyenin de medyanın da çare konusunda bir fikri mutabakatı var. Artık yapmamız gereken niyetten harekete geçmek.”
“Etkin kooperatifçilik için öncelikli işimiz ezberleri unutturmak ve algıları yıkmaktır”
Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, etkin kooperatifçilik yapabilmek için öncelikli olarak ezberleri unutturmanın ve algıları yıkmanın gerektiğini belirterek, “Ancak harekete geçerken şunu asla unutmayacağız, daha etkin kooperatifçilik için yapmamız gereken birinci ve öncelikli iş, ezberleri unutturmak, algıları yıkmak. Çünkü Türk Kooperatifçiliği sadece sektörlerdeki ve raflardaki rakipleriyle yarışmıyor, bir dönemin üstüne yüklediği olumsuz hatıraların izini silme, üstüne yapıştırılan ideolojik algıları da yıkma mücadelesi veriyor. Yani küresel şirketlerle, sanayi devleriyle sırtında bagajlarla yarışmaya çalışıyor. Ne var o bagajlarda? Algılar ve peşin hükümler. Nereden geliyor? İçerden ve dışardan. Bir dönem kooperatifler bir ideolojinin uzantısı gibi takdim edilmiş topluma, bugün hala o soğuk savaş yıllarının fikri kolaycılığının, kooperatifçiliği örselemek, kendi menfaatlerini korumak için yayılan kooperatifçilik şayiasının son tortularını temizlemeye çalışıyor Türk Kooperatifçiliği. Başka ne var bagajda? Bir dönem müteahhit kooperatifçiliğinin yaşattığı ve batakçılıkla, kalitesizlikle özdeşleşen, kooperatif evi ise içine bir o kadar masraf gerekir mirasını bırakan kooperatif benzerlerinin son travmatik izlerini kalite ve kalite standardında sürdürülebilirliğe inanılmaz yatırımlar yaparak silmeye, çalışıyor, Türk Kooperatifçiliği” dedi.
“Kooperatif yapmak, maddi manevi kuvvetleri, zekâ ve maharetleri birleştirmektir”
“Yaşadık biliyoruz. En zoru değişen şartlara uyum sağlamak, kooperatifçiliği yeni işlevlerle bezemek değil, en zoru müsebbibi olmadığımız yüklerin hızımızı yavaşlatmasıdır” diyerek, açıklamasını sürdüren Başkan Konuk, “Şimdi vakit, tarım ekonomisinin en büyük buluşu tarım kooperatiflerini, üretirken maliyetleri düşürecek, ürünü satarken de üreticiyi refaha taşıyacak aracıları aradan çıkarıp tüketiciye de kazandıracak iki işlevini de eksiksiz yerine getirecek şekilde tüm ülke sathında ve her ürün gurubunda yaygınlaştırma vaktidir. Çünkü uzunca bir süredir üretenin de tüketenin de memnun olmadığı bir dönemin içindeyiz. Ülkemizde hem tüketicinin hem üreticinin üzerinde mutabık kaldığı tek konu fiyatlardan memnuniyetsizlik. Tüketici yüksek fiyattan, üretici düşük fiyattan rahatsız. Tek başına bu durum bile bir yerlerde yanlış giden bir şeylerin olduğunun göstergesidir. Ortada bir sonuç var, bu sonucu herkesi memnun edecek şekilde değiştirmek için sebeplere dokunmamız gerekir. Değiştiremeyeceğimiz unsurlar var. Mesela toprak miktarı, mesela tarımsal nüfus, mesela işletme büyüklükleri, mesela iklim. Ancak şunu unutmamak lazım bazı ürün guruplarında tarla raf fiyat farkının yüzde 200-300’leri bulduğu bir sistemde herkese rahatsızlık veren sonucun sebebi zaten bu değiştiremediklerimiz değil, bilakis değiştirebileceklerimizdir. Mesela dekardan daha iyi verim alabiliriz. Nasıl? Daha iyi tohum, daha iyi üretim teknikleri ile. Mesela geçtiğimiz yıllarda soğanda, önceki yıllarda başka başka ürünlerde olduğu gibi arzda konjonktürel şoklarla karşılaşmayabiliriz. Nasıl? Sözleşmeli ve planlı üretimle. Mesela, nadasa bırakma veya ürünün tarlada kalması gibi arzı daraltan durumları yaşamayabiliriz. Nasıl? Pazarlama problemlerine çözüm bularak. Mesela, tarla raf fiyat farkını azaltabilir, tüketicinin daha uygun fiyatlarla ürüne ulaşmasını, çiftçinin üründen daha çok kazanmasını sağlayabiliriz. Nasıl? Çiftçi ile tüketici arasındaki aktör sayısını azaltarak. Yani üreticiyi bir araya getirip pazarlama sürecine dahil ederek. Mesela çiftçinin maliyetlerini düşürebilir, gelirini arttırmadan giderini azaltarak bile üreticiyi memnun edebilir, üretmesini teşvik edebiliriz. Nasıl? Girdi maliyetlerini düşürerek, finansman yükünü azaltarak. Bunların sistemimizde değiştirebileceğimiz hususlar ve bunların tamamını etkin bir kooperatifçilik uygulaması ile çözmenin mümkün olduğunu belirtir, Türk Kooperatifçiliğine ve ülke ekonomisine katkı verme azim ve kararlılığından asla taviz vermeyen, refah ve zenginliğin her kesime ve herkese ulaşmasını amaç edinen Pancar Üreticileri Kooperatifleri ve onun sahipleri adına, “muhakkak surette birleşmede kuvvet vardır, kooperatif yapmak, maddi manevi kuvvetleri, zekâ ve maharetleri birleştirmektir” sözleriyle kooperatifçiliğin özünü tarif eden Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve Türk Kooperatifçiliğine emek vermiş değerli büyüklerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle anar, Uluslararası Kooperatifler Gününü kutlarım” ifadelerini kullandı.