Konya Aydınlar Ocağının Gelenek haline getirdiği Salı Sohbetleri başkan Sayın Dr. Mustafa Güçlü?nün belirttiğine göre hiç aksamadan devam ediyor. 08 Eylül 2009 Salı akşamı Konya Aydınlar Ocağının Sille Kültür evinde düzenlediği toplantıya konuşmacı olarak Araştırmacı-Yazar Hakkı Öznur katılmıştı. Önceki bir yazımda söz verdiğim gibi ?12 Eylülden günümüze Bölücülük!? konulu bu toplantıyı değerlendirmek istiyorum. Özellikle adı geçen konuşmacının siyasi kimliğinin de olması işleyeceği konuyu farklı yönden ele alacağını gösteriyordu. Konuşmacı gerçekten konusuna hâkim, cesur ve hitabeti güçlü birisiydi. 12 Eylül darbesinin arkasında ABD nin olduğundan tutunda ?12 Eylül Faşizmi, Cunta yönetimi ve bölücülük? konularına kadar her şeye değindi. İç ve dış odakların Türkiye?nin birliğine karşı oynadıkları oyunları anlattı. Hatta PKK nın bile dost bildiğimiz bir ülke tarafından desteklenip Ülkemize karşı kullanıldığını söyledi. Bunu söylerken de benim kullandığım üslubu kullanmadan doğrudan ?ABD? ismini telaffuz etti. Çok net cesur bir davranıştı. Bu arada 12 Eylül öncesi gençlik olayları konusunda da öz eleştiri yaptı. Gladyo?nun sağı da solu da kullandığını söyledi. Bölücülük konusunda da tarihi gelişimi, destekçileri ortaya serdi. İçerde dışarıda bulunan ?Think-tank? kuruluşları vasıtasıyla yapılan çalışmaları, provokasyonları dile getirdi. Bu kuruluşların bazı siyasilerle var olan ilişkilerini ima etti. Genel de çok olumlu, güzel dolu bir sohbet toplantısı idi. Eleştiriler, bilgilendirmeler çok mantıklıydı. Ama bana göre bazı konularda ?ürkek? demeyeyim de çok temkinli bir konuşmaydı.Madem 12 Eylülden günümüze Bölücülük konusu işleniyor, o halde ?son yedi yıl neden sorgulanmıyor?? gibi bir düşünceye kapıldım! 12 Eylül Faşizminden, Cuntadan bahsedilirken neden ?Kadayıfın Altını Kızartma? lafları eden veya aylarca ?Cumhurbaşkanı seçemeyen Parlamentodan, bir araya gelip kanunlar çıkaramayan, seçim kararı alamayan?? sivillere leke kondurulmuyordu diye merak ettim. Yani tek suçlu Asker miydi? ABD destekli veya Alman destekli bazı kişi ve sivil toplum kuruluşlarından bahsederken, neden bir Yahudi Kuruluşundan Madalya alan ilk ve tek Müslüman Devlet adamını hiç dile getirmiyor diye kendi kendime hayıflandım! Abant Platformu adı altında faaliyet gösteren, hatta en son geçen yıl Kuzey Irakta toplantı yapan oluşumdan hiç bahsetmedi diye düşündüm. Aklıma daha neler neler geldi!Mesela ABD de Başkan 72,5 milletten bir millet yarattık derken, bizde aynı konumda olan kişilerin 30 veya 36 etnik kimlikten bahsettiklerini sorgulasın istedim. En önemlisi 2002 de nerdeyse sıfırlanmış bölücü terörün neden bugün herkese kafa tutar konuma geldiğini ve bunun sorumlusunu haykırsın istedim. Fakat konuşmacımız fazla incitmeden Siyasi İradenin ?Demokratik Açılım Konusundaki? tutumunu ?Hükümet aklı sınıfta kaldı? kelimeleri ile örtülü bir eleştiri yaptı. O kadar. Hâlbuki bir ülkede iyi veya kötü gidişatın sorumlusu Siyasi İradedir. Konuşmacının Siyasi İradeyi sorgulamada konuşmasının diğer bölümlerindeki kadar cesur davrandığını söyleyemem!Konuşmanın soru cevap kısmında bir Yahudi Kuruluşundan madalya alan Müslüman devlet adamını neden söylemediğini sordum.(Belki de unutmuştu!) Birde Ulusal Basından okuduğumuz ülkemizdeki ?ABD İslamcıları? da denen grupla ilgili açıklama istedim. Sadece evet o devlet adamı 2005 de madalya aldı dedi. Aklımdan geçen her şeyi sormak diğer dinleyicilere haksızlık olacaktı. Ama eğer başka soru sorsaydım, evet mesele ortaya kondu o halde ?Çözüm nedir?? diye sorardım!Alacağım cevabı tahmin edeyim. Yok, yok sizler tahmin edin. Sizce cevap ne olurdu? Sizlerden ?Milli Devlet, Milli İktidar? sözünü duyar gibi oluyorum! Yanlış duymuyorum değil mi? Ne güzel bir ideal! Tıpkı ?Güçlü Türkiye, Güçlü Ordu!? Sözüne benziyor. Yoksa yanılıyor muyum?