Helenistik dönemden kalma denize sıfır ticaret merkezi gün yüzüne çıkıyor
Helenistik dönemden kalma denize sıfır ticaret merkezi gün yüzüne çıkıyor
Muğla’nın Datça ilçesinde Burgaz bölgesindeki Helenistik dönemden kalma zeytin ve üzümlerin işlenerek gemilere yüklendiği küçük bir ticaret merkezi olarak kullanılmış alan, kurtarma kazıları ile yeniden gün yüzüne çıkıyor.
Muğla Valisi Orhan Tavlı’nın desteğiyle Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü’nün üstlendiği Burgaz bölgesindeki kazı çalışmaları, Türkiye’de ilk defa denize sıfır açık hava müzesini de ortaya çıkarmış oldu. Kazı ve kurtarma çalışmalarında ortaya çıkan antik işlik kalıntılarının da sergilendiği alanda hummalı çalışmalar devam ediyor.
100 kişilik ekibin sürdürdüğü kazı çalışmalarında görev alan Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Araştırma Görevlisi Derviş Ozan Kozluca, "2012 yılından beri Kazı Başkanı Profesör Doktor Ertekin Doksanaltı başkanlığında kazı ve koruma onarım çalışmalarını sürdürmekteydik. 2020 yılından itibaren ise Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Knidos’un yanı sıra Burgaz ve Emecik Apollon kutsal alanı da yine sorumluluk sahamıza dahil oldu. Burada yaptığımız çalışmalar ise Datça merkezde yer alan Burgaz Ören Yeri’nin yaklaşık 500 metre ilerisinde bir Helenistik dönem işliğini kazmak. Bu yer, denizin hemen kıyısında inşa edilmiş bu işlik de muhtemelen zeytin ya da üzüm işlenmekte idi. Sahilden başlayarak buradaki kazı çalışmalarını tüm yapı boyunca devam ettireceğiz. Ondan sonraki süreçte de yapının ihtiyaç duyduğu gerekli koruma ve onarım önlemlerini aldıktan sonra da burayı bir nevi bir açık hava müzesi haline getirip insanların ziyaret edebileceği bir nokta olarak oluşturmayı hedefliyoruz" dedi.
"3. yüzyıldan kalma zeytinyağı pres mekanizmaları ve alanları gün yüzüne çıkacak"
Araştırma görevlisi Kozluca, "Yaptığımız kazı çalışmaları sonucu Burgaz Helenistik Dönem Çiftliği olarak adlandırdığımız yapının milattan önce üçüncü yüzyıl ile birinci yüzyıl arasında kullanım gördüğünü tespit ettik. Burada yapılan hesaplamalar yaklaşık olarak 45 bin ila 50 bin yıl arasında bir üretimi göstermekte. Bu da yine antik dönemin imkânlarını baz aldığımız zaman oldukça büyük bir üretime işaret etmekte. Bu işliğin olduğu bölümün deniz kenarına inşa edilmesinin en büyük sebebi antik dönemde olsun, özellikle Datça bölgesinin olsun önemli üretim merkezlerinden biriydi. Burada üretilen ürünlerin gemiler yardımıyla Knidos’a götürülüp ve Knidos’tan da dış pazara gönderilmekte olduğunu biliyoruz. Bu yapı sahilde yapılmış ki burada üretilen ürünler hemen gemilere yüklenip gönderilirdi. Dolayısıyla bu şekilde sahile direkt denize bitişik bir şekilde inşa edilmiş. Şu an yaptığımız kazı çalışmalarında sahilden başlayarak özellikle yapının mendirek bölümü yani denizle bağlantısını sağlayan bölümünü açığa çıkarttık ve buradan da yine kuzey yönüne doğru kazı çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Bundan sonraki alanlarımızda da yapının üretiminin asıl kalbi olan pres mekanizmasının ve pres odalarının bulunduğu kısım tamamen gün yüzüne çıkacak ve burada üretilen mamul bekletildiği ve depolandığı depolama odalarını açığa çıkartacağız" şeklinde konuştu.
Datça, dönemin en büyük ticari metropol kentlerinden
Knidos-Burgaz-Emecik Apollon alanı kazı ve araştırma çalışmaları başkanı Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ertekin Mustafa Doksanaltı ise, "Antik dönemin en önemli kültür sanat merkezlerinden bir tanesi Knidos. Knidos, antik dönemdeki ününü kültüre borçlu, sanata borçlu ve bilime borçludur.
Antik kaynakların ifadelerine göre Knidos toprakları da bugünkü Datça yarımadasının tümünü içine alıyor. Ve bu süreç içerisinde de büyük bir merkez, büyük metropol olarak faaliyetini gösteren Ege Datça yarımadasında çiftlik evleri, çiftlikleri, köy yerleşmeleri, Kome olarak isimlendirdiğimiz küçük yerleşmeler oluşmuştur. Bunlardan bir tanesi de günümüzde Datça’nın merkezindeki Burgaz’daki işliklerden bir tanesidir. Bu işlik milattan önce dördüncü, üçüncü yüzyılda, Helenistik dönemde inşa edilmiş ve sadece yerel ihtiyaca değil, yurt dışına, Knidos dışındaki topraklara ihraç yapmak üzere büyük bir fabrika olarak kurulmuş işliklerden bir tanesidir. Buradaki yapmış olduğumuz araştırmalar esnasında bu işliğin hem zeytinyağı hem de üzüm işlemek için kullandığını ve kendisine ait rıhtımı ile birlikte üretilen ürünleri oralara yine Knidos’un kendi üretimi olan amforalara doldurarak dünyaya sattığını, dünyaya ihraç ettiğini belirlemiş olduk" diyerek alanın önemini vurguladı.