Hububat sektörü yılı 9 milyar dalar ihracatla kapatıyor
Bu yılı yaklaşık 9 milyar dolar ihracatla kapatması beklenen hububat, bakliyat ve yağlı tohumlar sektörünün çatı STK’sı Nisan ayında yeni başkanını seçecek.
136 ülkeye ihracat yapan Tayaş Gıda’nın Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kazım Taycı, İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği başkan adaylığını açıkladı.
Taycı, seçilmeleri halinde hedef ihracat pazarlarının Uzakdoğu, Güney Amerika, ABD, Kanada olacağını belirterek, "İhracattaki bu rakamın yüzde 26’ya yakınını İstanbul İhracatçılar Birliği’nin gerçekleştireceğini tahmin ediyoruz. Hububatın üzerindeki yüzde 70’lik bölüm atıştırmalıklarda. Kalan kısım ise hububattan, direk ham madde ihracatından kaynaklanıyor. Dolayısıyla pandeminin yavaşlattığı ve akabinde de tekrar harekete geçen bir dünyanın oluşturduğu yüksek taleplerle karşı karşıyayız. İhracatçılarımız devletimizle birlikte doğru adımlar atar, doğru planlamalar yaparsak bu durumu sürdürülebilir hale getirebiliriz. Eğer bunu yapmazsak şu an gerçekleşen yükselişi koruyamayız. Yurt dışında kendimizi tanıtabileceğimiz ne kadar organizasyon var ise bunları düzenlemeli ve katılmalıyız. Özellikle KOBİ ve KOBİ altındaki üreticilerin elinden tutarak bu firmaları, bu insanları muhakkak bir şekilde oralara götürmemiz gerekiyor. Avrupa pazarında daha fazla var olmak, daha fazla ürün satmak istiyorsak modern dağıtım kanallarına yönelmek zorundayız. Büyük zincirlere, cash and carry mağazalara yönelmek bana göre elzem. Veri satın almamız gerekiyor. Bugün birçok uluslararası global kuruluşların hazırlamış olduğu zaman zaman bölgesel zaman zaman global veriler var. Ülkelerdeki tüketim, üretim, ithalat oranlarını tespit ederek samanlıkta iğne aramaktansa kendimize bir rota çizip yol almamız gerekiyor" dedi.
Atıştırmalık grubunun yaklaşık 75 ülkeye ihracat yaptığını vurgulayan Taycı, “Bunun büyük bir bölümünü Ortadoğu, Arap coğrafyası, kısmi olarak da Türki Cumhuriyetler oluşturuyor. Uzakdoğu, Güney Amerika, ABD ve Kanada gibi ülkelerde zayıfız ve başlıca hedeflerimiz bu pazarlar. Tüm Avrupa nüfusunu topladığımızda 500 milyon yapıyorken Çin tek başına 1,5 milyarlık bir nüfusa sahip. İthal ürünlere karşı ilgi duyan potansiyel 250 milyon gibi bir nüfus var Çin’de. Bu ülkelere girmek zor. Ancak girdikten, onların mevzuatlarına uyduktan sonra düzenli ve istikrarlı bir piyasaya girmiş oluyorsunuz. Japonlar ve Koreliler her şeyden önce Türk halkı ve Türk milletini sempati ile karşılıyor. Çinliler biraz daha sıkı olsa da ürünlerimize karşı olumsuz bir bakış açıları yok. Doğru hamlelerle yakın zaman içerisinde Türkiye’nin Çin’e en çok ihraç ettiği ürün kalemlerinden bir tanesi de şekerli ve kakaolu mamuller grubu olabilir. Zorlu bir yol olabilir ancak bu kararının arkasında durabilecek firmalar uzun ve orta vadede çok ciddi gelirler elde edebilir. Japonya’ya, Tayland’a, Kore’ye, Tayvan’a, Arjantin’e, Brezilya’ya, Kolombiya’ya ve Peru’ya da gideceğiz” ifadelerini kullandı.
"Küresel pastadan daha fazla pay alacağız"
Sektörün mevcut durumunu da değerlendiren Taycı, “Ham madde bazında baktığımızda şekeri de ithal girdi olarak görecek olursak toplam maliyetlerimiz içerisinde dövize dayalı maliyetler yüzde 75 seviyesinde. Doğru adımları atabilirsek 2022 yılında yaklaşık yüzde 7 ila 10 gibi bir büyüme gerçekleştirebileceğimizi düşünüyoruz. Şu anda firmalarımızın önümüzdeki dört ayının tamamı tam kapasite halinde. Satışta problem yok, alışta problem var. Artık ham madde peşin olarak satılıyor. Sektörümüz için dünyadaki fırsatları görüyoruz. Bu yola çıkmamızın ana sebeplerinden bir tanesi önümüzde bulunan fırsatlar. Pastacılık, kakaolu ve şekerli mamullerin küresel büyüklüğü yaklaşık 240 milyar dolar. Türkiye’deki ihracatımız bu grupta yaklaşık 4 milyar dolar. Bu payı artırmak, daha da önemlisi sürekli artış eğiliminde olmasını sağlamak temel hedefimiz” dedi.