İftar sofralarının vazgeçilmezi güllaç raflarda yerini alıyor
Ramazan ayına sayılı günler kala tatlıcılarda güllaç hazırlıkları da başladı. Osmanlı mutfaklarından günümüze kadar gelen güllaç; düşük kalorili, hafif bir tatlı olmasından dolayı Ramazan aylarında en çok tercih edilen tatlılar arasında yer alıyor.
Ramazan ayında en çok tercih edilen tatlılardan biri olan güllaç, raflarda yerini almaya başladı. Tatlıcıların raflarını süsleyen güllaç hafif ve kalorisi az bir tatlı olmasından dolayı iftar sofralarında en çok tercih edilen tatlılar arasında yer alıyor. Türk mutfağının geleneksel tatlılarından olan güllacı yaparken malzemelerin taze olmasına dikkat edilmesi gerekiyor. Tatlı ustaları güllaç yaparken taze malzemelerin kullanılmasının lezzet açısından önem taşıdığını söylüyor. Evde yapmayıp tatlıcılardan satın almak isteyenlere ise güvenilir işletmelerden almaları öneriliyor.
Güllaç yapımıyla ilgili bilgi veren ünlü baklavacı Nadir Güllü, ’’Güllaç için önce kaliteli hammadde lazım. Süt taze ve kaliteli olmalı, güllaç yapraklarının kenarı ve ortası ince şeffaf olmalı. Taze fındık, taze hindistan cevizi, taze fıstık ve kiraz kullanılmalı. Süt kaynatıldığında şeker koyulur ve sütün ısısı ılıkla çok sıcağın ortasında olmalı. Güllaç yapımında sütün püf noktası ısısı. Bol süt kullanılmalı. Güllaç yapımı kolay bir tatlı değil, ustalık isteyen bir yapımı var’’ dedi.
’’Kaliteli güllacın kilosu 80 lira civarında’’
Güllaç alırken güvenilir, bilindik işletmelerin tercih edilmesi gerektiğini de aktaran Nadir Güllü, ’’Güllacın malzemelerinin bol olması maliyetini de arttırır. 150-200 gram güllaç yiyenlere 100 gram yiyip kaliteli olanı yemesini öneriyorum. Vatandaşlarımız aldıkları firmaları doğru seçsinler, merdiven altı yerlerden uzak dursunlar. Kaliteli güllacın kilosu 80 lira civarındadır. Vatandaşlarımız güllacı aldığı yerleri araştırsınlar’’ şeklinde konuştu.
Lezzetli bir güllaç için olmazsa olmazları anlatan Hafız Mustafa 1864’ün Yönetim Kurulu Başkanı Avni Ongurlar, Güllaç yufkasının çok ince ve hassas bir yapıda olduğunu bu sebeple yufkayı sütle ıslatarak tepsiye dizmenin çok önemli bir detay olduğunu iletti. Baklava yufkasıyla güllaç yufkasının karıştırılmaması gerektiğini de aktaran Ongurlar, ’’Ramazan denince akla ilk olarak güllaç geliyor. Bizler de bu önemli lezzeti yaparken çok özenli davranıyoruz. Kullanacağımız ham maddelerin en iyisini seçiyor ve bu konuda taviz vermiyoruz. En güzel kelebek cevizini alıyor ve şeker olarak da sadece pancar şekeri kullanıyoruz. Sütümüzü mandıradan temin ediyoruz ve yarı manda yarı inek sütünü karıştırarak güllacımızı yaparken kullanıyoruz. Daha sonra güllacımızı yaprak yaprak baklava misali ıslatıp tepsimize diziyoruz. Güllaç yufkasının çok ince bir şekilde açılması çok önemli bir detay. Baklava yufkasıyla karıştırılabiliyor ancak farkı şurada; baklava yufkası kendi öz hamuruyla açılıyor, güllaç yufkası ise nişastayla yapılıyor. Güllaç yufkası kuru olduğu için sütle yumuşatarak tepsiye dizmek gerekiyor. Dizme işlemine başladıktan sonra, orta kısma ceviz döşeyip üstüne tekrar yufkamızı diziyoruz. Tepsimizi bitirirken de sunum ve servis için üzerini güzel bir şekilde süslüyoruz’’ diye konuştu.