İzsiz kol ve bacak germe operasyonlarına yoğun ilgi
Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Erdem Güven, izsiz kol ve bacak germe operasyonları ve J-Plasma teknolojisi hakkında bilgi verdi.
Kol ve bacak germe operasyonları son yıllarda estetik alanında en çok tercih edilen işlemler arasında yer aldığını söyleyen Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Erdem Güven, "Bu operasyonlar sonrası bazı hastalarda germe işlemlerinden kaynaklı kalan izler ise ciddi görüntü problemleri ortaya çıkarabiliyor. Hatta bu görüntüden korktukları için ameliyattan vazgeçenler hastalar bile oluyor. Bu sorunun çözümü için geliştirilen en son teknoloji ise soğuk plazma olarak ön plana çıkıyor. ‘Renuvion J-Plasma’ cihazıyla uygulanan ve vücutta kesi açılmasına gerek kalmadan sıkılaşmayı sağlayan işlem, kol altlarında ve bacaklarının iç tarafında biriken fazla yağlardan kurtulmak için estetik cerrahlarının kapısını çalanların en çok talep ettiği uygulama ’liposuction’, yani halk arasında bilinen adıyla yağ aldırma işlemi. Ancak bu işlemden sonra deride sarkma ve gevşeme görülebiliyor. Bu sarkmaların düzeltilmesi için de geleneksel yöntemde fazla deri çıkarılıyor ve o bölgede bir iz oluşuyor. Bazı kişiler, iz oluşmasından korktukları için bu ameliyatlardan uzaklaşabiliyor" dedi.
Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Erdem Güven, liposuction sonrası meydana gelen sarkma sorununun çözümü için soğuk plazma teknolojisinden faydalandıklarını belirterek, “Liposuction yaptıracakların en büyük korkusu işlem sonrası söz konusu bölgede gevşeklik, sarkma, dalgalanma olması. Özellikle kol altında, bacak iç yüzünde kasık bölgesine doğru olan kısımlarda ve gıdı bölgesinde bu durumu engellemek için daha önce lazer liposuction ya da vaser liposuction’dan faydalanıyorduk. Günümüzde ise teknolojinin son imkanlarından yararlanılarak üretilen Renuvion J-Plasma adı verilen cihazı kullanıyoruz” ifadelerini kullandı.
"Kolajen lifleri kısaltarak sıklaşma sağlıyor"
Doç. Dr. Erdem Güven, J-Plasma cihazının nasıl etki ettiğini de anlatarak, "Cihazın temel çalışma prensibi radyofrekans enerjisinin dokulardaki kolajeni kısaltması üzerine dayanıyor. Yani radyofrekansın değdiği dokuda bir küçülme meydana geliyor. Nasıl ki tavaya attığımız et parçası ısıyla birlikte üçte biri oranında küçülüyorsa, aynı durum burada da yaşanıyor. Sadece ısı enerjisi yerine radyofrekansı kullanıyoruz. Radyo dalgaları, kolajen liflerine değdiği anda orada bir kısalma meydana getiriyor. Tabii bu aslında eskiden beri bilinen bir teknoloji. Uygulamanın yeniliği ise şurada, Radyofrekansı helyum gazıyla birleştirerek ısısını düşürmüşler. Helyum gazı, soğutucu etki yaparak dokuların yanmasını engelliyor” ifadelerine yer verdi. Dr. Güven, cihazla genellikle bel, kol altı, karın, iç bacak ve gıdı bölgelerine uygulama yaptıklarını belirti.
Kesi yapmadan vücut şekillendirme imkanı sunuyor
Renuvion J-Plasma’nın avantajlarından da bahseden Dr. Güven, cihazın vücutta kesi açılmasına gerek kalmadan sıkılaşma sağladığını ifade ederek, “Hastaların büyük bölümü vücutlarında iz kalmadan sıkılaşmak istiyor. Ancak sıkılaşmanın iz olmadan gerçekleştirilmesi gerçekten çok zor. J-Plasma cihazı ise bunu mümkün kılıyor. Liposuction’la kombine şekilde uygulanan yöntem, gevşemiş olan deri dokusunu sıkılaştırırken kesi yapmadan vücut şekillendirme imkanı sunuyor” şeklinde konuştu.
Uygulama başlığı kişiye özel
Doç. Dr. Güven, Renuvion J-Plasma’yı denemek isteyen, ancak pandemi nedeniyle hijyen konusunda kaygı yaşayan hastalar için de bilgilendirme yaparak,, "Estetik ve cerrahi işlemlerin yapıldığı ortamlarda hijyen her zaman en üst seviyededir. Ayrıca bizim ‘elcik’ dediğimiz J-Plasma cihazının uygulama başlığı kişiye özel oluyor. Yani elcik her hastaya bir kere kullanılıyor ve steril bir şekilde uygulama yaptıktan sonra atılıyor” diye konuştu.