Kadın girişimci Samancı: “Türkiye’nin en büyük propolis, arı sütü, polen ve ham bal üreticisiyiz”
Dünya Kadınlar Günü’nde, kadın girişimci Aslı Elif Tanuğur Samancı İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nde girişimcilik üzerine deneyimlerini paylaştı.
BEE’O Propolisin kurucusu Aslı Elif Tanuğur Samancı, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nde gerçekleşen Dünya Emekçi Kadınlar Günü programında, konuşmacı olarak yer aldı.
“Doğal şifayı her çocuk ve her yetişkin tüketebilsin”
Aslı Elif Tanuğur Samancı, kendi girişimcilik hikayesi için, “20 yılı aşkın süredir arı ürünleri üzerine çalışıyorum. Ancak, propolis ile tanışmamın çok ilginç bir hikayesi var. İlk çocuğum, bağışıklık sisteminden etkilenen bir hastalık nedeniyle, çok sık ateşleniyordu. Uzun bir süre çare bulunamadı. En sonunda, tek tedavinin bağışıklık sistemini güçlendirmek olduğunda karar kılındı. Doktorumuz tarafından, propolis ve arı sütü tavsiyesi gelince, bu ürünleri aramaya başladık ve arıcılarımızın, Çin’den gelen ürünlerle rekabet edemediği için, yerli propolis üretmediklerini öğrendik. Bir arıcı dostumuza rica ettik, o da bizim için üretti. Literatürlerden yaptığım araştırmalarla, balmumuyla karışık sert formda olan ham propolisin sıvı forma dönüşmesi gerektiğini gördüm. Sonrasında kendi özütlediğim propolisi çocuğuma vermeye başladıktan 6 ay sonra, bağışıklık hücrelerinin sayısının iki katına çıktığını gördük. Ben; bu doğal şifayı her çocuk ve her yetişkin tüketebilsin diye, bu ürünler üzerine yoğunlaşıp, girişimci olmaya karar verdim" dedi.
“Türkiye’nin en büyük propolis, arı sütü, polen ve ham bal üreticisiyiz”
Konu ile ilgili yapılan çalışmalardan bahseden Dr. Samancı, “İTÜ Arı Teknokent’te, ham propolisin katı halden özütlenerek sıvı formata dönüştürülmesi projesi kapsamında ilk çalışmalarımıza başladık. Amacımız, ürünlerimize hiçbir katkı maddesi koymadan ve besin değerini bozmadan tüketiciye ulaştırmak oldu. Bugüne kadar da bu şekilde amacımızdan sapmadan ilerledik. Bugün baktığımızda, Türkiye’nin en büyük propolis, arı sütü, polen ve ham bal üreticisiyiz. 5 bin sözleşmeli arıcı, 550 bin arı kovanı, 10 bin 500 metrekarelik tesisi ve 185 kişilik uzman kadrosu ile Türkiye’nin en büyük propolis üreticisiyiz” diye konuştu.
“Profesyonel hayattan, girişimciliğe uzanan yolculuk”
İş hayatından girişimciliğe giden yolculuğunu anlatan Aslı Elif Tanuğur Samancı, “20 yılı aşkın süre çalışan olarak sürdürdüğüm profesyonel iş hayatındaki kariyerimi kendi işimin sahibi ve bir kadın girişimci olarak devam ettirmeye karar verdim. Çünkü hayat bana bu deneyimi yaşattıktan sonra, bu şifayı ihtiyacı olan herkese ulaştırmayı kendime misyon edindim. Şu an geldiğimiz noktada, ülkemizde daha önce üretilmeyen, Anadolu propolisini arıcılarımıza ürettiriyor ve hatta dünyaya da ihraç ediyoruz. Arıcılarımız için, ayrı bir gelir kaynağı, ülkemiz için de bir ekonomik katma değer sağladık. Daha önümüzde gidecek çok yolumuz var, Anadolu propolisini bir dünya markası yapmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
“Arı yoksa hayat yok”
Arının önemine değinen Aslı Elif Tanuğur Samancı, "Arıcılık, tozlaşma açısından çok önemli bir yere sahip. Bitkilerin yüzde 80’i arılar sayesinde tozlaşıyor. Dolayısıyla arı olmazsa, bitki olmaz, canlı olmaz, insan olmaz" diyerek ünlü fizikçi Albert Einstein’ın arıcılık hakkındaki sözüne atıfta bulundu. Aslı Elif Tanuğur Samancı, “TÜİK 2019 verilerine göre Türkiye’deki kadın girişimci profiline bakılınca; yüzde 61’i üniversite ya da yüksek lisans diplomasına sahip, yüzde 72’si halen evli, yüzde 84’ünün daha önceden bir iş deneyimine sahip, yüzde 45’i 25-34 yaşı arasında; yüzde 32.9’u ise 35-44 yaşları arasında işini kurduğu saptanmıştır. Girişimci kadın oranına bakılınca; yüzde 8.8 119 bin kadın girişimci bulunmaktadır ve hukuki durumu ferdi mülkiyet ve sahibi kadın olan işveren girişimlerin oranı ise yüzde 18.9’dur” ifadelerini kullandı.
Kadın istihdamından söz eden Aslı Elif Tanuğur Samancı, “TÜİK verilerine göre; dünyada kadın istihdamının yüzde 1 oranında arttırılması ve kadınların iş gücüne katılması durumunda, Gayri Safi Millî Hasıla 80 milyar USD artıyor. Ayrıca 2025 yılına kadar eğer tam olarak cinsiyet eşitliği sağlanabilirse dünya ekonomisine 28 trilyon USD ek katkı sağlanabiliyor. Türkiye’de de eğer kadınlar ve erkekler ekonomiye eşit katılsaydı kişi başına düşen Gayri Safi Millî Hasıla yüzde 30 daha büyük olacaktı” diyerek sözlerini tamamladı.