Ferhan Kırçiçek Aşar’ın, Kuzey Kafkasya’da Büyük Çerkes Sürgünüyle yurtlarından olan Çerkes ailelerinin Türkiye’ye uzanan öykülerini konu edinen ’Dedem ve Oğulları-Çerkes babaları’ isimli kitabı raflardaki yerini aldı.
Kitabın kahramanları, Kuzey Kafkasya’da Büyük Çerkes Sürgünüyle yurtlarından olan binlerce Çerkes ailesinden yalnızca biri. Kitap, ata topraklarını bırakıp, Türkiye’de yeni bir hayat kurma mücadeleleri, geleneklerini yaşatma çabalarıyla, sürgüne zorlanan Çerkes tarihine adeta ışık tutuyor.
Sürgün zamanı Türkiye’ye gelen köklü bir Çerkes ailesine mensup olan yazar, atalarının gerçeklerle örülmüş yaşanmışlıklarını kaleme alıyor.
Hikayenin filizlenme bölgesi Kuzey Kafkasya
Yazarın büyük dedesi Hanaso dedenin 1837- 1877 yılları arasında Çerkezistan’da dünyaya gelmesi ile tarihi soy mirası da böylelikle kök salmaya başlar.
Hanaso dede, Büyük Çerkes Sürgünü döneminin sonlarına tanık olduktan sonra ailesinden birçok kişiyi bu savaş sebebiyle ata topraklarında kaybetmiştir. Hayatta kalan diğer atalarını da sürgün yolculuğu süresince salgın hastalıklara açlık ve sefalete kurban verir.
Orantısız güç kullanan Rusya’nın kazandığı haksız zafer sonrası sürgün bir neslin tanığı olarak yerleşim yurtları Türkiye’nin; daha sonra Yalova’ya bağlanacak olan Kocaeli’ne bağlı Karadere köyü olur. Soy mirasını devam ettirecek kişi olan Halil İbrahim Kırçiçek aynı zamanda yazarın baba tarafından büyük dedesidir. 1915 senesinde Kocaeli iline bağlı Yalova Çiftlikköy- Sultaniye Mahallesinde dünyaya gelir ve hikaye Halil İbrahim Kırçiçek’ten sonra vücut bulmaya başlar.
Kitapta sözü edilen karakterler Halil İbrahim dede ile başlamaktadır ve çocuklar büyüdükçe hikayelerde çoğalmaktadır. Hikaye altı erkek bir kız çocuğu ile çetin hayat şartları yaşayan bir babanın geriye kalan dört erkek çocuğu ile 1920’lerde Yalova- İstanbul arası yaşadıkları gerek kültürel gerekse sosyal hayat şartlarını konu ediniyor.