Tarih: 11.06.2020 14:36
Kendi yaptığı körüklü fotoğraf makinesi ile siyah beyaz fotoğraf tutkunlarına geçmişi yaşatıyor
Ordu’da doğan 46 yaşındaki arkeolog ve fotoğraf tutkunu Yücel Erdaş, Mardin’de kendi yaptığı körüklü makine ile siyah beyaz fotoğraf tutkunlarını geçmişe götürerek nostalji yaşatıyor.
Fotoğraf ile ilgili olan hikayesi 1996 ile 1999 yılları arasında başlayan Erdaş, fotoğraf bölümünde okudu. Ardından arkeoloji eğitimi alan Erdaş, fotoğrafı arkeolojide teknik fotoğraf olarak devam ettirdi. Erdaş, 20 yıllık arkeolojik çalışmalarının ardından son bir yıldır tarihi Mardin’de bulunan antik fotoğraf stüdyosunda körüklü fotoğraf makinesi ile sulu, siyah beyaz fotoğraf çekerek nostaljik fotoğraf tutkunlarına geçmişi yaşatıyor. Arkeolojik çalışmalar için Güneydoğu Anadolu Bölgesine gelen Ordulu Erdaş, son 10 yıldır Mardin’de yaşamını sürdürüyor. Usta fotoğrafçı, fotoğraf atölyesinin önünden geçen insanların atölyesini merak sarmasıyla dükkanına gelen ziyaretçilere sulu fotoğrafların yapım aşamasının tekniklerini anlatarak öğrenmelerini sağlıyor.
"1 yıldır eski teknikle fotoğraf çekiyorum"
Siyah- beyaz fotoğrafın yolculuğunun körüklü makineden fotoğrafı çekilecek konunun netliğinin yapılarak başladığını belirten Erdaş, "Magazin bölümüne negatif fotoğraf için kart yerleştirilir. Daha sonra kameranın içindeki banyolarda bekletilerek suyla durulanır. Durulanan fotoğraf baskısı negatif kamera önündeki düzeneğe yerleştirilerek tekrar fotoğraf çekilir. Yapım aşaması süren baskı, kamera içerisindeki banyolarda bekletilerek görüntü oluşturulur ve sabitlenir. Tekrardan suyla durulanan fotoğraf daha sonra kurutulur.Paspartu eklenen fotoğraf,böylece hazır hale gelir. Geçen yıl körüklü kamera ile siyah beyaz fotoğraf çekme projem vardı. Bunun için zamanım oldu ve 3-4 aylık deneme çalışmasının sonucunda körüklü fotoğraf makinesini yaptım, geçen sene tam da bu zamanlar, yaklaşık 1 yıldır eski teknik ile fotoğraf çekiyorum" dedi.
"Körüklü makine bugün kullanılan kameraların atasıdır"
Siyah beyaz fotoğraf çekme tekniğinin en az 100 yıl öncesinde kullanılan bir fotoğraf tekniği olduğunu aktaran Erdaş, "Halk arasında sulu kamera olarak tanımlanan kameranın çektiği fotoğraf ise sulu fotoğraf olarak bilinir. Yurt dışında daha çok kutu kamera olarak anılır. Ayrıca alüminit kamera olarak da bilinir.Bugünkü kullanılan fotoğraf makinelerinden farkı, bütün çekim süresi ve baskı aşaması makine üzerinde yapılır. Çekimden sonra baskıların yapılması için ayrı bir mekana ve karanlık odaya ihtiyaç duyulmazken bütün sistem kameranın içerisindedir. Bu kameranın ilkeleri itibarıyla bugünkü kullanılan kameradan çok farklı değildir. Bugünkü kullanılan kameraların atası da diyebilir. Bugüne kadar yapılmış ilk fotoğraf makinesi olarak sayılır" diye konuştu.
"3-4 aylık deneme çalışmalarıyla çekebildim"
Kendisinin yaptığı kamera ile çektiği fotoğrafları uzun denemeler sonucunda elde ettiğini anlatan Erdaş, "Bu tür kameraları bulabilmek artık çok mümkün değil, var olan kameralar da eski oldukları için antika olarak değerlendiriliyor ve ulaşılması çok zor. Onun yerine kendim kamera yapmayı daha mantıklı buldum. 3-4 aylık çalışma sonucu kamerayı imal ettim ve 1 yıldır fotoğraf çekiyorum. İlk başlarda başladığım zaman çok sıkıntı yaşadım ancak deneme yanılma çalışmalarından sonra güzel fotoğraflar çekebildim" şeklinde konuştu.
"Siyah beyaz fotoğrafların maliyeti yüksek"
Siyah beyaz fotoğrafların maliyetlerinin yüksek olduğunu ifade eden Erdaş, "Siyah beyaz fotoğrafın maliyeti çok yüksek. Yurt dışından gelen sarf malzemeleri bu kameralarda kullanılır. Film yerine kart kullanılan körüklü kamerada kart, hem negatif fotoğraf çeker hem de baskı için de kullanılır. Kartlar pahalı kimyasal malzemeler de pahalı yani siyah beyaz fotoğraflar pahalı bir uğraş. Fotoğrafla ilgilenenler bilirler, maliyet biraz yüksek. Fotoğrafın sadece cep telefonu ile çekilmediğini gösteriyorum, bu açıdan önemli bir iş yaptığımı düşünüyorum. Burada birçok insan, özellikle çocuklar kamerayı çok ilginç ve şaşırtıcı buluyor. Mardin gibi tarihi bir kentte tarihi fotoğraflar çekmek bu memlekete yakışır bir çalışma oldu" dedi.
"Dokunabildiğin fotoğraf daha kıymetlidir"
Baskı haline getirilen fotoğrafların dijital ortama aktarılmış fotoğraflara göre daha değerli olduğunu vurgulayan Erdaş sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bilgisayarlarımızın ağzına kadar fotoğraflarla dolu, ama bir gün bile fotoğraflarımızı açıp bakmıyoruz. Sadece bir yerlerde duruyor. İnsanların sürekli gözlerinin önünde olup dokunabildikleri bir fotoğraf çekilmiş binlerce fotoğraftan daha değerlidir. Renkli fotoğrafın ömrü daha kısadır, aynı şekilde dijital fotoğraflar, geleceğe bırakabileceğimiz bir şey değil. Siyah beyaz tekniği ile çekilmiş fotoğraflar, uygun koşullarda saklandığında 100-150 yıl ömrü vardır. Siyah beyaz fotoğraflar arşiv fotoğrafçılığıdır. Bu açıdan siyah ve beyaz fotoğrafın yaşaması gerektiğini düşünüyorum."
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —