Gazetemizin eski yazarlarından bir hocamın yeni iş yerinde yine gazetemiz eski yazarlarından başka bir ağabeyle karşılaştık. Hayırlı olsun ziyaretine gittiğim hocamın bürosuna benden öncede SÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Durmuş Yılmaz hocam uğramış. Dolayısıyla hoşbeşten sonra malum hemen ilgi alanlarımıza yönelik sohbete başladık. Konu Konya Aydınlar Ocağı`nın faaliyetlerine geldi. Adı geçen kuruluşla ilgili konuşurken, Türkiye?nin mevcut ve muhtemel meselelerine kafa yormaktan çok Türkiye Yeşilay Derneği gibi faaliyet gösteren bir sivil toplum kuruluşu izlenimi verdiğini belirttim.Gerçi eleştirilerimi ve beklentilerimi Konya Aydınlar Ocağı başkanı Sayın Dr. Mustafa Güçlü hocama da iletmiştim. Hatta ktv de yayınlanan Empati Programı?ma konuk olduğunda da benzeri konuları konuşmuştuk. Eleştirilerimin esasını Konya`da ve Türkiye`de bu kadar sorun varken, Aydınlar Ocağı?nın her şey güllük gülistanlıkmış gibi aylık faaliyet programlarında ?Hadis Sohbetleri, Türk Tasavvuf Musikisi, Sille Türkü Gecesi?? gibi konulara sıkışması oluşturuyor. Bu konulara karşı mıyım? Tabii ki hayır! Kim bir Türk Tasavvuf Musikisi toplantısına, bir Hadis Sohbetine karşı olabilir ki?! Mesele bu değil. O faaliyetler yapılsın; ancak adı üzerinde AYDINLAR OCAĞI?nın bilineni aktaran veya geçmişi tekrar eden değil, var olan sorunlara çözüm öneren, muhtemel meselelere proje üreten bir kuruluş olması gerekmez mi? Yanlış mı düşünüyorum? Aydınlar Ocağı farklı birimler oluşturarak hem yukarıda değindiğim ?Sille Türkü Gecesi?? gibi konuları, hem de diğer konuları ele alamaz mı? Nedir bu konular? Genelde Türkiye?deki işsizlik, yerelde Konya?mızdaki işsizlik meselesi! Çünkü Konya?da işsizlik oranı %17?lerde olduğu söyleniyor! Tarım zor durumda, çiftçiler perişan, hayat pahalılığı artmış, terör deseniz almış başını gidiyor, Konya?daki Aydınlar Ocağı?nın tartışma konusu ise ?İslam Dünyasında Helenizm?!!! Dikkat ettiyseniz Aydınlar Ocağı`nın ele alabileceği konular arasında olması gereken "Milli Kültürümüzü, Küreselci Kültür Emperyalistleri?nin tasallutundan nasıl korur, nasıl geliştiririz?? konusuna daha girmedik! Azınlık vakıfları konusunu, camilerimizin duvarlarına kadar dayandığı anlaşılan "Misyoner Faaliyetleri" konusuna hiç değinmedik! Gençliğe sahip çıkma, Türk Milleti`ne kısa ve uzun vadeli Milli Ülküler sunma gibi kaygılara daha yer vermedik! Diğer Türk devletleri ile ilişkiler, Musul-Kerkük, Kıbrıs gibi Milli konuları sıraya bile almadık! Güya darbe karşıtlığı, demokratlık adına ?ortak akıllarınca? Türk Ordusu`nu yıpratma kampanyası yapanlar konusunu görmezden geldik!... Buradan sadece Aydınlar Ocağı Üyelerine değil, Konya?daki bütün aydınlara seslenmek istiyorum. Türk Aydınları, Kültür Emperyalizmi`ne çanak tutan "Yerli İşbirlikçiler", AB(D) bandıralı sözde aydınlar, Sorosçular, Ilımlıcılar ve Bölücüler... herkes ama herkes Türkiye üzerine projeler ortaya koyarken, sizler sadece ?Hadis Sohbetleri, Türkü Geceleri, Türk Tasavvuf Musikisi?? gibi konularla kendinizi nasıl sınırlaya biliyorsunuz? Yoksa bizler farklı dünyalarda mı yaşıyoruz? Anlayabilene aşkolsun!?Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil!"Not: Osmaniye`mizde de Konya Aydınlar Ocağı gibi faaliyet gösteren Sivil Toplum Kuruluşları varsa onlara ithaf olunur! F.Ş
