Kurtuluş Savaşının sessiz tanıkları “Mehmet’in Hikayesi” sergisinde
Yaşar Üniversitesinde, Cumhuriyet’in 98. yılı düzenlenen etkinliklerle kutlandı. Kurtuluş Savaşını kara kalem çizimlerle anlatan Prof. Dr. Kemal Arı, arşivindeki 30 kartpostaldan oluşan “Mehmet’in Hikayesi” isimli seri de dijital olarak sergilendi. Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Kemal Arı, kendi arşivinde bulunan kartpostallar hakkında, “Kurtuluş Savaşı’nın ruhunu yansıtan ve özgün belge niteliğini taşıyan bu görsel malzemenin başta dönem üzerine araştırma yapacak kişiler olmak üzere, önemli katkılar sağlayacağına inanıyoruz” dedi.
Yaşar Üniversitesi, Cumhuriyet’in 98. yılı nedeniyle bir program düzenledi. Rektörlük Konferans Salonu’nda düzenlenen programa; Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Ahmet Yiğitbaşı, Rektör Prof. Dr. Cemali Dinçer, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Levent Kandiller, Prof. Dr. Mustafa Arslan Örnek ve Prof. Dr. Ali Nazım Sözer, öğretim görevlileri ve öğrenciler katıldı.
Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Kemal Arı, “Atatürk’ün Düşünce Dünyasında Cumhuriyet” adlı söyleşisiyle başlayan program, Yaşar Üniversitesi Tiyatro Topluluğu’nun 29 Ekim Oratoryosu ile devam etti. Prof. Dr. Kemal Arı’nın arşivinde bulunan, Kurtuluş Savaşını kara kalem figürlerle anlatan kartpostallardan oluşan “Mehmet’in Hikayesi” isimli dijital sergi ise Rektörlük Fuaye Alanı’nda sergilendi. Program sonunda Mütevelli Heyeti Başkanı Ahmet Yiğitbaşı, Prof. Dr. Kemal Arı’ya, adına dikilmiş fidan sertifikasını takdim etti.
Kartpostallar Kurtuluş Savaşının bitiminde ortaya çıktı
25 Kasım 1922 tarihinden önce yayınlanan kartpostallar, Kurtuluş Savaşının bitiminde, 9 Eylül 1922’de Türk ordusunun İzmir’e girişinden ve ardından Çanakkale cephesine doğru yürüyüşe geçtiği evrede ortaya çıktı. Seride, Yunan ilerleyişinde anayurttan koparılan kentlerin hazin öyküleri anlatılıyor. Başta İzmir olmak üzere, bu işgaller karşısında İstanbul Hükümeti’nin tutumu, Kuvay-ı Milliye’nin doğuşu, kongreler, Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a hareketi ve Anadolu topraklarına çıkışı, muharebeler, büyük Taarruz sonrasında Anadolu kentlerinin kurtarılışı gibi konular ele alınıyor. 1’den 30’a kadar numaralı devam eden kartpostalların sonuncusunda ise Edirne’nin işgali anlatılarak sağ alt tarafında “Yakında kurtarılacak” notu bulunuyor.
Sergi hakkında konuşan Prof. Dr. Kemal Arı, “Halkı bilgilendirme ve Anadolu’daki savaşımı topluma anlatarak, ulusal bir bilinç oluşturma amacıyla yayınlanan önemli bir kaynak da kartpostallardır. Kartpostalların pek çoğunda Ulusal Kurtuluş Savaşına ruh veren İstiklal Marşı’ndan kıtalar serpiştirilmiş, yer yer Tevfik Fikret’in ve Namık Kemal’in coşkulu şiirlerinden alıntılarla bu ruh yansıtılmıştır. Kurtuluş Savaşı’nın ruhunu yansıtan ve özgün belge niteliğini taşıyan bu görsel malzemenin başta dönem üzerine araştırma yapacak kişiler olmak üzere, önemli katkılar sağlayacağına inanıyoruz” dedi.
“Atatürk’ün Düşünce Dünyasında Cumhuriyet” adlı söyleşide, Cumhuriyet’i kurma fikrinin Mustafa Kemal Atatürk’ün aklında gençlik dönemlerinden beri var olduğunu anlatan Prof. Dr. Kemal Arı, “Cumhuriyet’in 98. yılının içindeyiz. Birkaç gün sonra o günü, o büyük olayın yıl dönümünü milletçe coşkuyla kutlayacağız. Cumhuriyet’in bir erdem olduğunu, bir çağdaşlaşma projesi olduğunu, bizim için çok önemli bir kavram olduğunun bir kere daha farkına varmış olacağız. Atatürk daha lise yıllarında Fransızca kaynaklar okuduğunu, özellikle Jean Jacques Rousseau’nun kitaplarından etkilendiğini biliyoruz. Buna ilişkin bazı hatıralar da var. Çocukluk arkadaşı ve silah arkadaşı Ali Fuat Cebesoy meşhur ‘Sınıf Arkadaşım Atatürk’ adlı kitabında, Mustafa Kemal’de Cumhuriyet ve milli devlet fikrinin daha onun harbiye yıllarında olgunlaştığını, bir fikir olarak geliştiğini söyler. Mustafa Kemal bir gün önüne birtakım çizgiler çizmiş. ‘Kemal bu ne’ diye sorduklarında, ‘İşte bu gelecekteki ülkemiz demiş. Şaşırmışlar. Çizdiği harita devasa sınırları olan Osmanlı Devleti’ne benzemiyormuş. Cebesoy, Cumhuriyet kurulduktan sonra, Atatürk’ün daha o zamandan gelecekteki Türkiye’nin sınırlarını kafasında olgunlaştırdığını fark etmiş” diye konuştu.