Tarih: 15.07.2021 12:26

Kütahya’da “Çeşitli Boyutlarıyla 15 Temmuz” paneli

Facebook Twitter Linked-in

Kütahya Dumlupınar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyeleri Kütahya Valiliği himayelerinde DPÜ ve Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen Çeşitli Boyutlarıyla 15 Temmuz panelinde konuştular.
Kütahya Valiliğinin himayelerinde Üniversite ve Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi iş birliğiyle çevrim içi olarak düzenlenen etkinliğe, Kütahya Valisi Ali Çelik, Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Vural Kavuncu, panel konuşmacıları Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyeleri Prof. Dr. Hüsamettin İnaç, Doç. Dr. Cantürk Caner, Dr. Öğr. Üyesi Hakan Arıdemir ve Dr. Öğr. Üyesi Barış Adıbelli, akademik ve idari personel ile davetliler katıldı.

“O gece devletimiz ve milletimiz bir oldu”
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Kütahya Valisi Ali Çelik, “ O gece halkımızın kararlı duruşu ve Cumhurbaşkanımızın liderliği ile darbecileri bertaraf etmeyi başardık. Devletimizle milletimiz bir bütün oldu. Bizim milli birlik ve beraberlik duygularımızı canlı tutmak dışında şansımız yok. Ülkemizin çevresindeki çatışma alanlarına karşı ancak bu şekilde ayakta durabiliriz. Hepimizin vatanımıza karşı sorumluluğumuzu en üst seviyede yerine getirmemiz gerekiyor” dedi.
Panelde söz alan Prof. Dr. Hüsamettin İnaç, konuşmasına FETÖ ile yenidünya düzeni arasında kurulan ilişki üzerinden başladı.
Hüsamettin İnaç, “ Gülen’in ABD’de tutulmaya ve desteklenmeye devam edilmesi, AB’nin Türkiye’nin yaşadığı travmayı hiç dikkate almadan sadece OHAL ve idam cezasına odaklanması, NATO’nun Türkiye’deki müttefiklerini kaybettiklerine dair feryatları, FETÖ’cü teröristlerin Almanya ve Fransa başta olmak üzere pek çok AB ülkesinde Türkiye’nin imajına yönelik manipülasyonlarda istihdam edilmesi göstermektedir ki FETÖ, tamamen uluslararası nitelikte bir terör örgütüdür. Bu terör örgütü Türkiye’den intikam almak, dış politikada ülkemizi yalnızlaştırmak ve Ortadoğu başta olmak üzere ulusal güvenliğimizi ilgilendiren hususlarda özgün ve ulusal çıkar odaklı politikalarımızı geleneksel müttefiklerimizin siyasetine çekme gibi hususlarda hala işlevsel görülmektedir. Bu işlevselliği ülke içerisinde de sürdürmek adına FETÖ ile mücadele sulandırılmaya çalışılmakta, insanımızın bu mücadeleye inancını azaltacak sabotajlar yapılmakta ve iktidar sahipleri FETÖ karşısında aciz bırakılmaya mahkum edilmektedir” dedi.

“Darbe girişimi ülkemizde yeni bir dönemi başlattı”
Darbe girişiminin Türkiye’de yeni bir dönemi başlattığını söyleyen ”Doç. Dr. Cantürk Caner,” Menfur 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ülkemiz yeni bir döneme girmiştir. Kuşkusuz yeni dönemin ekonomik, siyasi ve toplumsal pek çok sonuçları bulunmaktadır. Bu sonuçlardan birisi de yönetim sistemimizdeki yeni düzenlemelerdir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olarak tanımlanan bu yeni yönetsel düzenlemeler, 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan anayasa referandumuyla yürürlüğe girmiştir. Söz konusu referandumla birlikte ülkemiz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçmiştir. Yaklaşık 4 yılı aşan bir süredir ülkemiz Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemiyle yönetilmektedir. Dünyada her sistemin olduğu gibi bu sisteminde bir takım eksik veya aksayan yönleri mevcuttur. Haliyle sistem zaten yeni bir sistemdir ve bu da gayet doğaldır. Ancak söz konusu sistem devam ettikçe aksayan yönler görülecek ve giderilecektir. Esasen sistemin aksayan yönleri tamir edebilme imkanı da mevcuttur” diye konuştu.

“15 Temmuz hibrit bir savaş girişimidir”
15 Temmuz’un hibrit bir savaş girişimi olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Barış Adıbelli,” 15 Temmuz hain darbe girişimi Türkiye için bir milat olmuştur. Zira 15 Temmuz hain darbe girişimi açıkça Türkiye’nin uluslararası ve bölgesel politikalardan tamamıyla tasfiye edilmesini amaçlayan küresel güçlerin içerdeki piyonları aracılığıyla bir hibrit savaş girişimidir. Bu nedenle Türkiye, 15 Temmuz darbe girişimini başarısızlığa uğrattıktan sonra dünya politikasını ve jeopolitik rotasını yeniden kurgulamış, potansiyelini yeniden keşfetmiştir” dedi.

“Milletimize İslam’ı doğru öğretmek zorundayız”
Rektör Prof. Dr. Kazım Uysal, İstanbul’dan katıldığı yayında, “Milletimize İslam’ı doğru öğretmek zorundayız” dedi.
Rektör Uysal, “Tanzanya’dan az önce Türkiye’ye döndüm. Orada bulunduğu sürede gördüm ki, Tanzanya’da malum terör örgütüyle mücadele devam ediyor. Bu örgüt, milletimizin başına sarılan en büyük beladır. Çünkü dini değerlerimizi istismar ederek ülkemize ve milletimize büyük zararlar verdiler. Bu tek başına bir örgütün yapabileceği bir şey değildi. Yaşadığımız coğrafyada yüzyıllardır emelleri olan emperyalist güçler bir oldular ve bize büyük bir tuzak kurdular. Türk milletine açık savaşın açılamayacağını Çanakkale’de, Sakarya’da Dumlupınar’da görenler milletimizi birbirine düşürmeyi denediler. Geçmişte yapılan 28 Şubat gibi yanlışların doğurduğu, dini istismar eden örgütlere karşı aziz milletimize İslamiyet’i doğru kaynaklardan öğretmek zorundayız. Bunu başarırsak benzer musibetleri yeniden yaşamanın önüne geçebiliriz. Bu duygularla milletimize başsağlığı diliyorum. Tüm milletimize azim ve gayret diliyorum. İnşallah gelecek bizimdir. Bu paneli düzenleyen arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Gelecekte bugünkü gibi güzel etkinliklere imza atmayı diliyorum” diye konuştu.



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —