ANTALYA - AYŞE YILDIZ - Antalya'da iki yıl önce teşhisi konulan Akut Lenfoblastik Lösemi'yi (ALL), uygulanan tedavinin yanı sıra moral ve motivasyonunu da hep yüksek tutarak yenen Talha Sedat Uğurlu, ilerleyen süreçte iyi bir doktor olup, kendisi gibi hasta olanlara yardım etmek istiyor.
Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Doğum Polikliniğinde tıbbi sekreter olarak çalışan Havva ile sınıf öğretmeni İbrahim Uğurlu'nun iki çocuğundan Talha Sedat, kollarında çıkan kızarıklıkları başta önemsemedi.
İnternetten yaptığı araştırmadan sonra tedirgin olan Uğurlu'ya, 14 yaşında ailesiyle gittiği hastanede lösemi teşhisi konuldu.
Akdeniz Üniversitesi Hastanesine sevk edilen Uğurlu'ya, Tıp Fakültesi Çocuk Hematoloji Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alphan Küpesiz başkanlığındaki ekip tarafından kemoterapi tedavisi uygulanmaya başlandı.
Başta çok sevdiği saçlarını kaybeden ve yüzünde yaralar çıkan Uğurlu, ağır kızarıklıklar şeklinde görülen zona hastalığına yakalandı.
Ağır enfeksiyon ve yüksek ateş şikayetleri artınca çok zor günler geçiren Uğurlu, kendisi gibi birçok çocuğun lösemi olduğunu görünce hayata tutunmak için daha fazla direndi.
Bu süreçte gitar çalmanın yanı sıra yabancı dil öğrenen, derslerini ihmal etmeyen Uğurlu, moral ve motivasyonuyla diğer hastalara da örnek oldu.
İki yıllık zorlu tedavi sürecinin ardından hastalığı yenen Uğurlu, doktorlarına teşekkür konseri verdi.
- "Kemoterapi görürken çok kitap okudum, şarkı söylemesini öğrendim"
İyi bir doktor olmak isteyen 16 yaşındaki Uğurlu, AA muhabirine, kollarındaki kızarıklıkların oyun oynarken aldığı darbelerden kaynaklanmış olabileceğini düşündüklerini söyledi.
Daha sonra başvurdukları hastanede hastalığının teşhis edildiğini ifade eden Uğurlu, hastalık konusunda bilinçlendikçe umudunun arttığını dile getirdi.
Uğurlu, kemoterapinin ilk günü saçlarını kaybedeceğini sandığını anlatarak, "Ama öyle olmuyormuş, bir ay sonra döküldü. Hatta tedavi sonrası ilk gün 'saçlarım' diye bağırarak uyandım. Teşhis konulduktan hemen bir gün sonra kemoterapi tedavisine başlandı. Tedavi zorlu bir süreçti ama moral motivasyon yüksek olduğunda başarılmayacak şey yok. Bu hastalık bakış açımı değiştirdi. Derslerime çok iyi çalıştım, kendimi her alanda geliştirdim. Kemoterapi görürken çok kitap okudum, şarkı söylemesini öğrendim. Sporumu yapıyorum. Ben yendim, herkes yenebilir." ifadelerini kullandı.
- "Talha ayağa kalkmasını bildi"
Baba İbrahim Uğurlu ise oğluna lösemi teşhisi konulunca şaşırdığını ifade etti.
Tedavi sürecinde hijyenin önemine işaret eden Uğurlu, "Birinci sınıfta bir öğrencime lösemi teşhisi konulmuştu ve 4 sene sonra öğrencimi lösemiden kaybetmiştim. Biz de aynı şeyleri yaşayacağız, diye çok korkmuştum. Oğlumun azmi, doktorlarımızın çabasıyla Talha ayağa kalkmasını bildi. Zorlu ve uzun bir süreç. En büyük şey sabır. Komşunun dediğini değil de doktorun dediğini zamanında yapmak birinci öncelik olmalı." diye konuştu.
Anne Havva Uğurlu da oğlunun kanser olduğunu öğrenince süreci iyi bildiği için panik yaşadığını aktardı.
Sürecin salgın dönemine denk geldiğinden çok korktuklarını anlatan Uğurlu, "Çocuğum tek başına bu hastalığın üstesinde gelemezdi. İzne ayrılarak sürekli yanında oldum. İki yıldır hastane ev arasında virüs taşımamak için çok dikkat ettik. Oğlum sağlığına kavuştu, çok şükür, başardık." dedi.
- "Diğer çocukların da umutlarını artırdı"
Talha'nın doktoru Prof. Dr. Küpesiz, Talha'nın yüksek risk grubunda bulunduğunu, hastalığın tekrarlama riskinin ve tedaviye cevap vermeme durumunun yüksek olduğunu söyledi.
Ağır enfeksiyon ataklarına rağmen Talha'nın hayata tutunmayı başardığını belirten Küpesiz, "Kendisi de zorlandı, biz de zorlandık. Kemoterapiyle olumlu sonuçlar aldıkça motivasyonla yolumuza devam ettik. Tedaviye yanıt vermeye başlayınca bize de moral oldu. Konser veriyordu. Diğer çocukların da umutlarını artırdı." şeklinde konuştu.
Hastane doktorlarından Çiğdem Sivrice, iki yıllık tedavi sürecinde inişler, çıkışlar yaşadıklarını, Talha'nın tedavi konusunda da gerekeni yaptığı için okuluna daha erken döndüğünü kaydetti.