Kadın Hastalıkları-Doğum ve Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Cazip Üstün, özellikle menopoz başladıktan sonra ortaya çıkan kanamaların yüzde 20’sinde bir kanserle karşılaşma ihtimali bulunduğunu söyledi.
Medicana Samsun Hastanesi Kadın Hastalıkları-Doğum ve Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Cazip Üstün, menopoz sonrası kanamalar konusunda bilgi verdi. Üstün, “Kadınlarda adet dönemi haricindeki tüm kanamalar endişeye yol açıyor. Özellikle menopoz başladıktan sonra ortaya çıkan kanamalarda bu endişe daha da artarken, zaman zamanda yerini kanser korkusuna bırakabiliyor. Bu kanamaların yüzde 80’e yakını önemli bir sorun teşkil etmezken, yaklaşık yüzde 20’sinde ise gerçekten bir kanserle karşılaşma ihtimali bulunuyor. Kanama; makat (rektal), idrar torbası (mesane) ve vajinal yoldan olabilir. Öncelikle bunun nereden kaynaklandığının anlaşılması önemli. Basit bir vajinal tampon yerleştirmekle vajinal kanama anlaşılabilir” dedi.
Vajinal kanamanın nedenlerinin araştırılması gerektiğini ifade eden Üstün, “Eğer kadın menopoz dönemindeyse bu kanamanın bazı nedenleri vardır. En sık neden, menopoza bağlı olarak gelişen ve atrofi denilen endometriyal (rahmin iç zarı) ve vajinal dokulardaki incelmeye bağlı olan kanamalardır. Sık rastlanan ikinci bir neden ise; kullanılan hormon tedavilerine bağlı kanamalardır. Hatta bazı kaynaklarda hormon replasman (Hormon yerine koyma) tedavilerine bağlı kanamalar birinci sırada yer almaktadır. Diğer nedenler ise; rahimden kaynaklanan polip, myom, adenomyosis gibi bazı iyi huylu urlar, rahim ağzındaki polipler, pelvik infeksiyonlardır. Ayrıca vajinal mantar veya basit bir vajinal enfeksiyonda da kanama görülebilir. Yüzde 20 civarında hastada, menopoz sonrası kanamanın nedeni rahimden veya rahim ağzından kaynaklanan bir kanser olabilir” diye konuştu.
“Zaman kaybetmeksizin bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurulmalı”
Prof. Dr. Cazip Üstün şöyle devam etti:
“Menopoz sonrası kanaması olan hastanın zaman kaybetmeksizin bir kadın hastalıkları ve kadın doğum uzmanına başvurması gerekir. Hastanın hikayesi alınıp, muayenesi yapıldıktan sonra, genellikle ultrasonografi uygulanır. Yapılan bu işlemlerden sonra büyük ölçüde olası nedenler düşünülmektedir. Daha sonrasında yapılacak smear ve biyopsiler, özellikle kanser düşünülen hastalarda tanı için gerekmektedir.”
Histeroskopi ile tanı kolayca konuyor
Üstün, “Günümüzde şartlarında uygulanabilen histeroskopi (optik bir aletle rahim içinin incelenmesi) işlemi ile tanı oldukça kolaydır. Bu işlemle rahmin içinden kaynaklanan myom, polip gibi iyi huylu durumların aynı seansta tedavileri mümkün olabilmektedir. Histeroskopi aynı zamanda görerek biyopsi alınmasını sağlamaktadır. Kanser tanısı alan hastaların tedavilerinin bu konuyla ilgili uzmanlarca yapılması son derece önemlidir” şeklinde konuştu.