Mustafa Bilir: “Temel politikamız, bütün çocukların sağlıklı bir aile ortamında büyümesini sağlamak”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Bilir, çocukların gelişimine yönelik hiçbir alternatif koruma modelinin, sağlıklı bir aile ortamının yerine geçemeyeceğini söyledi.
“Yaklaşık 24,5 milyon gibi bir kitleden bahsediyoruz”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Bilir, Uluslararası Çocuk Sempozyumu’nda ’Disiplinlerarası perspektifte çocuk’ konulu bir konuşma yaptı. Bilir, Türkiye’deki çocuk nüfusunun, birçok Avrupa ülkesi nüfusundan fazla olduğunu vurgulayarak, “Yaklaşık 23 milyon çocuğumuz söz konusu. Bunun 22 milyon 738 bini ülkemizde çocuk nüfusunu oluşturuyor. Misafir yabancı uyruklu çocuklarımızı da saydığımızda aslında yaklaşık 24,5 milyon gibi bir kitleden bahsediyoruz ki bu da sorumluluğumuzun hep birlikte tüm camiada toplumun tüm unsurları tarafından ne kadar büyük olduğunun bir göstergesi. En azından yakın Avrupa ülkeleriyle kıyasladığımızda birçok Avrupa ülkelerinin nüfusundan fazla çocuk nüfusumuz olduğunu görüyoruz. Ortalamada da en yüksek çocuk nüfusuna sahip ülkeyiz” ifadelerini kullandı.
“Temel politikamız, bütün çocukların sağlıklı bir aile ortamında büyümesini sağlamak” diyen Bilir, bakanlık olarak politikalarını da buna yönelik şekillendirdiklerini belirtti. Aile yoksunluğunun çocukta uzun süre olumsuz etkiler gösterdiğini söyleyen Bilir, çocukların gelişimine yönelik hiçbir alternatif modelin, sağlıklı bir aile ortamının yerine geçemeyeceğini dile getirdi.
İnternet ortamının çocukların zihniyetlerine etkileri hakkında konuşan Bilir, “Çocuklarımızın verilerde yüzde 80-90’lı hatta bazı yaş gruplarında zamanının çoğunun internet ortamında geçirdiği bir ortamda, çocuklarımızın temiz zihinlerinin karışmasında vesile olabilecek görüntülerin, haberlerin, paylaşımların herhangi bir ilke gözetilmeden çok çabuk paylaşıldığını görüyoruz. Birçok genç arkadaşımızın, paylaşımcının da ‘like’ ve benzeri beğenme yöntemleriyle bu içeriklerin herhangi bir araştırma bu içeriklerin çok hızlı yayıldığını ve önlenemez duruma yayıldığını da görüyoruz” dedi.
Gençlerin büyük bir kısmının araştırma değil, rastgele video izlemek için internette gezindiğini ve bunların da bazen farklı riskleri ortaya çıkardığına vurgu yapan Bilir, “BTK’nın yaptığı bir araştırmada 8-17 yaşındaki gençlerin yüzde 69’unun rastgele video izlemek için internette vakit geçirdiği tespit edilmiş. Bunlarda yüzde 52’sinin de çoğunlukla fenomen dediğimiz kişilerin videolarını izlemek için vakit geçirdiğini gösteriyor. Ama biz bakıyoruz ki toplumun göz önünde bulunan bu kişilerin gerek geçmiş yaşantısını gerek olumsuz yaşam deneyimlerini paylaşabildiklerini görüyoruz. Bu paylaşımların da aslında bazen farklı riskleri ortaya çıkabiliyor. Ruhsal duyarsızlaşma veya olumsuzlukla mücadele etmek yerine daha çabuk kabullenme gibi gençlerimizde ve çocuklarımızda başka etkileri olabilmekte. Biz sosyal medya yöneticileriyle bir araya geliyoruz, bu beğeni yapan grupların yüzde 80-90’a yakını araştırmadan, neyi beğendiğini ya da neyin paylaşımını yaptığını bilmeden yaptığını söylüyor araştırmalar. Aslında çocuğa yönelik bir farkındalık oluştuğu zannediliyor ama beraberinde de çocuğun mahremiyet hakkı, unutulma hakkı, belki çocuğun o olumsuzluklarda travmasını başka şekilde tetiklemesi gibi sorunları beraberinde getirme riski oluşuyor” diye konuştu.
“İnternete bir kişiyle ilgili bir yayın düştüğünde hiçbir zaman silinmiyor”
Siber suçlar ve BTK ile ortak çalışmalar yürüttüklerini söyleyen Bilir şöyle devam etti:
“Şimdi siz basit bir paylaşım gibi düşünüyorsunuz ama biz, 1-2 gün sadece hangi adresten yapıldığını bulmaya çalışıyoruz ki gerçekten orada bir çocuğumuz daha bir riskle karşılaşmasın. Biz burada irdeliyoruz, bakıyoruz suç unsuru tespit ettiğimizi savcılıklara ve Siber Suçlara bildiriyoruz, içeriğin engellenmesi ve kaldırılması bağlamında BTK ile paylaşıyoruz. Öncelikle çocuğun unutulma hakkı, hiçbir çocuğumuzun riske maruz kalmasını istemeyiz ama maalesef bazen karşılaşılabiliyor. Bu çocuğumuzun da hızlı bir şekilde rehabilitasyonunu sağlayıp topluma entegre edebilmemiz lazım. İnternete bir kişiyle ilgili bir yayın düştüğünde hiçbir zaman silinmiyor. Ne kadar mücadele edersek edelim silinmiyor. Bugün bu çocuklarımızın hepsi ileride bir yuva kuracak, kendine bir hayat kuracak. Bir şekilde bu mahremiyetin korunması bizim için çok kıymetli. Şunu da çok rahat söyleyebilirim, sosyal medyaya düştüğüne inanılan birçok vakayı biz irdelediğimizde bizim çalışanlarımızın yüzde 80’i yıllar önce o vakaya müdahale ettiğini, hatta çocuğun 3-4 yıldan beri koruma altında olduğu vakalarla karşılaşıyoruz. O yüzden lütfen sosyal medyada gördüğünüz her şeyin mutlaka bir başka yönünün olabildiğini değerlendirmenizi ve bu anlamda paylaşımlarınıza yön vermenizi istiyoruz. Bizim temel politikamız aile odaklı hizmet dediğimiz için mümkün olduğunca sosyal ve ekonomik destek ile yani çocuğu koruma altına almadan son bir aşamada ki bugün aylık bin 600 liraya yakın ekonomik destekle çocukları ailelerinin yanında desteklemeye çalışıyoruz ki bugün tam 144 bin aile bu desteğimizden faydalanıyor.”
“Aile ve çocuk odaklı 43 yardım programı var”
Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Bilir sözlerini şöyle tamamladı:
"Tabi biz çocuklara yönelik sadece sosyoekonomik ve benzeri önleyici hizmetlerin yanında sosyal yardımlarla da destekliyoruz. Bakanlığımızın aile odaklı çocuk odaklı 43 yardım programı var. Bunlardan 7 tanesi salt çocuk odaklı. Gönül elçileri projesi sayın hanımefendinin başkanlığında 2012-2013 yılında hayata geçirdiğimiz bir proje. Bu da koruyucu aile dediğimiz aile odaklı model. Koruma altındaki çocuğumuzu devlet gözetiminde gönüllü ailelere bakıyoruz ki bu günün zenginliğini bizimle paylaşan 7 bin aile var. 7 bin ailenin yanında 8 bin 700 çocuğumuz var. son çare kuruluş bakımı dediğimiz, artık diğer modellerimizde hizmet üretemediğimiz çocuklarımızı da yine burada da aile odaklı yaklaşımla, artık eskisi gibi koğuş tipi büyük 300-400 çocuklu kuruluşlarımız kalmadı. En fazla 10 çocuğun bir arada kaldığı villa tipi evlerimiz ve 5-6 çocuğun kaldığı çocuk evlerimiz ki bugün apartmanınızda bir çocuk evimizin olma ihtimali özellikle büyük şehirlerde çok yüksek. Sinop’ta da 3 tane kuruluşumuz var.”