Tarih: 03.04.2022 09:38

O bir kanser savaşçısı

Facebook Twitter Linked-in

Geçirdiği iki kazada iki kez ölümden dönen Özlem Aktaş, kanserle savaşında da örnek hasta oldu. 4. evre kolon kanseri tanısı koyulan Aktaş, riskli ameliyatlara, zorlu tedavi ve nükslere karşın mücadelesinden vazgeçmeyerek zafere bir adım daha yaklaşırken, "Sizi öldürmeyen zorluklar güçlendirir" sözünü şiar edindi.
İzmir’de yaşayan siyaset bilimci Özlem Aktaş (44), karnında gaz şikayetiyle doktora başvurdu. Aktaş’a 2017 yılının aralık ayında 4. evre metastatik kolon kanseri tanısı konuldu. Yeni yılın ilk günlerinde bir üniversite hastanesinde ameliyata alınan ve bağırsağının 40 santimi kesilen, yumurtalıklarındaki ve karın zarındaki metastazlara ameliyat sırasında HİPEK (sıcak kemoterapi) uygulanan Aktaş, operasyon sonrası kemoterapi ve akıllı ilaç tedavisi gördü. 2018’in sonunda tedavisi tamamlanan Aktaş, kansersiz günlere geçmenin mutluluğunu yaşadı. Ancak bu mutluluğa 2 yıl sonra nüks nedeniyle gölge düştü. İnce bağırsak ve yine karın zarında metastaz saptanan Aktaş, Kent Onkoloji Merkezi’ne başvurdu. Aktaş, bir kez daha ameliyat masasına yattı. Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cem Terzi tarafından ameliyat edilen Aktaş’a yine HİPEK uygulandı. Aktaş, ilk tanı koyulduğundan itibaren tedavisini üstlenen Kent Onkoloji Merkezi Koordinatörü Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Karabulut’un takibinde kanserle mücadelesine devam etti. İkinci operasyonda karın içi tamamen metastazdan temizlenip rahat bir nefes alan Aktaş, daha sonra akciğerlerinde saptanan milimetrik metastazlar için koruyucu ilaç tedavisine başladı. Bunca ağır ve riskli ameliyatlar, zorlu tedavilere karşın yüzünden gülümseme eksik olmadan mücadele eden Özlem Aktaş, 1-7 Nisan Ulusal Kanser Haftası’nda kanser tanısı alan, tedavi gören hastalara önemli mesajlar verdi.

“Tanı aldığımda çocuğum 7 yaşındaydı”
Kendisini “Kedi gibi 9 canlıyım” diye tanımlayan Aktaş, 11 yaşında geçirdiği trafik kazasında vücudunda kırılmadık kemik kalmadığını, vücudu alçıdayken evde girdiği sınavla Anadolu Lisesi’ni kazandığını, 18 yaşında 5 kişinin öldüğü otobüs kazasından burnu kanamadan kurtulduğunu söyledi. Kanser sürecindeki gücünü çocukluğunda yaşadığı bu olaylardan aldığını belirten Aktaş, “Kanser olduğumda sadece oğlum Deniz için üzüldüm. 7 yaşındaki bir çocuğun annesinin yokluğu gerçekten çok kötü bir şey. Hiç kimse annenin yerini dolduramıyor. Sadece bütün mücadelem çocuğum içindi. ’5 yıl yaşasam 12 yaşına gelir, en azından biraz daha kendini toparlar’ dedim. Prof. Dr. Bülent Karabulut’a başvurduğumda bana ‘Seni iyileştireceğim’ dedi. İnandım, umutlandım. Bu umutlar mücadelemi hep olumlu etkiledi” diye konuştu.

“Elbette moral bozuluyor ama hayatınızı engellemeyin”
Aldığımız her nefesin önemine değinen Aktaş, şunları söyledi:
“Ben kanseri bir süreç olarak değerlendiriyorum. Grip gibi. İlk duyduğumda elbette ki çok üzüldüm, çok moralim bozuldu. Bütün kanser hastaları da bunu yaşayacaktır. İlk şoktan sonra hayata tekrar tutundum, doktorlarıma güvendim, inandım. Ailem en büyük destekçim oldu. ’Evet bu bir süreç. Benim başıma geldi ama bunu atlatmalıyım, yenmeliyim’ dedim. ‘Sizi öldürmeyen zorluklar güçlendirir’ sözünü şiar edindim. Hayatımı asla ve asla bir kenara bırakmadım. Spor yapmaya, gezmeye, hobilerimle uğraşmaya devam ettim. Zevk aldığım şeyleri ertelemedim. Hastalar bunun bir süreç olduğunu bilmeli. Gerçekten kanser tedavisinde çok büyük ilerlemeler kaydedildi, çok güçlü ilaçlar var. Umutlarını hiç yitirmesinler, mutlu olsunlar, hayata olumlu baksınlar. Hastalara tavsiyem yaşamaktan vaz geçmesinler, iyileşeceklerine inansınlar. Kanser taramalarını ihmal etmesinler.”
Kızı Özlem Aktaş’ın tedavi gördüğü süreçte prostat kanserine yakalanan ve yenen baba Necati Aktaş ise, “Kızım azimli, kararlı, güçlü, yaşam sevinci olan bir insan. Çok kötü günler geçirdik ama hiçbir zaman umutsuz olmadık” dedi.

"O tam bir survivor"
Aktaş’ın kanseri ölümle eşdeğer tutmuş, çökmüş bir kişi olarak kendisine başvurduğunu, görüşmeden sonra odasından gülerek çıktığını belirten Prof. Dr. Karabulut, şöyle konuştu:
“Akıl ve bilim olduğu sürece umudun var olduğunu, yol haritamızı anlattım. Algısı yüksek bir hastaydı. Özlem’in şu anda cerrahiler ve kemoterapiler sayesinde karın içinde, karaciğerde ya da bağırsakla ilgili sorunu yok. Akciğerlerinde birkaç tane milimetrik çapta nodül var, sadece ağızdan koruyucu tedavi alıyor. Son derece iyi, sağlıklı. Yaklaşık 4.5 yılda 4. evre bir kolon kanserli hastanın geçirdiği iki büyük ağır cerrahi, sayısız kemoterapi ama geldiği nokta ’başarı’. Özlem’in özelinde bir kanser hastasının üç tane özelliği bizim işimizi kolaylaştırıyor. Bir kere cesur ve inançlı olmalılar, üçüncüsü ise güvenmeliler. Başta hekimleri, yardımcı sağlık personeli hastaya o güven duygusunu verdikten sonra hasta cesur ve inançlıysa o yoldan gitmek gerekir. Hastamız da bütün bu özellikler vardı, o tam bir survivor.”



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —