İkinci Karabağ Savaşı’nda hayatını kaybettiği sanılarak morga kaldırılan gazi Gündüz Musayev, “Canımız pahasına olsa bile şehitlerimizi ve yaralılarımızı ortada bırakmadık” dedi.
Azerbaycan’la Ermenistan arasında 27 Eylül 2020’de başlayan 2. Karabağ Savaşı’nda Sugovuşan yönündeki çatışmalarda ağır yaralanan gazi Gündüz Musayev savaşta yaşadıklarını anlattı.
2. Karabağ Savaşı’nda Sugovuşan yönündeki çatışmalarda 3 havan topu mermisinin yanına düşmesi sonucunda ağır yaralanan gazi Gündüz Musayev, öldü sanılarak morga kaldırılmıştı. Komutanın bağırmasına uyanan Musayev’in yaşadığı fark edildi. Gence şehrindeki hastaneye kaldırılan Musayev, kaldırıldığı hastanede 1 hafta komada kaldı. Musayev’in hayatını kurtaran ise üstünde taşıdığı cep telefonu oldu. Şarapnel parçalarının büyük bir kısmının cep telefonuna isabet etmesi sonucunda Musayev’in hayatı kurtuldu.
“Canımız pahasına olsa bile o şehitlerimizi ve yaralılarımızı ortada bırakmadık”
Sugovuşan yönünde çok şiddetli çatışmaların yaşandığını belirten gazi Gündüz Musayev, “Askerlerimizden şehit ve yaralananlar oldu. Sugovuşan çatışmaları çok açık bir araziye gerçekleşiyordu. İrade savaşçıyı her zaman ileri götürür. Onun için biz şehitlerimizi orada bırakmadık. Canımız pahasına olsa bile oradan şehitlerimizi ve yaralılarımızı çıkarıyorduk. Biz arkadaşım Eldar Sediyaliyev ile birlikte yaralandık. O olmasaydı belki yaralandığımda orada şehit olurdum. Canı pahasına beni oradan çıkarırken, kendisi de yaralandı. Askerlerimizin her biri savaşta büyük kahramanlıklar sergiledi” dedi.
“Bir hafta komada kaldım”
Savaştan sonra, Azerbaycan’da şehit ve gazi ailelerine destek olmak amacıyla kurulan Yaşat Vakfı tarafından tedavi masraflarının karşılandığını ifade eden Musayev, “Bir hafta Gence şehrinde komada kaldım. İkinci hafta Bakü’de yoğun bakıma alındım. Daha sonra Bakü’de birkaç ameliyat geçirdim. Türkiye’de de göğsümden 2 tane ameliyat geçirdim” diye konuştu.
“Gazi ve şehit olmaktan daha üstün bir makam yok”
Gazi ve şehit olmaktan daha üstün ve güzel bir duyguyu kendi için düşünemediğini vurgulayan Musayev, “Gazi ve şehit olmaktan üstün bir makam yoktur. 30 yıllık bir hasrete 22 yaşımdayken son verdik. O topraklar işgal edildiğinde ben doğmamıştım bile. Bu insana çok güzel ve gurur verici hisler yaşatıyor. 30 yıllık bir hasreti 44 gün içinde sonlandırmayı her devlet başaramaz. Bundan güzel bir hissi düşünemiyorum. Allah’a şükürler olsun ki, biz bu makama yükseldik. Başkomutanımızın siyaseti neticesinde ‘Demir yumruğun’ altında birleşerek düşmanı yendik” ifadelerini kullandı.
Anne ve babası doğuştan konuşma engelli olan Musayev, sol bacağını savaşta aldığı hasar nedeniyle kullanamıyor. Sinirleri ciddi derecede zarar görmüş olan sağ ayağının ise iyileşmesi için de uzun dönemli bir tedaviye ihtiyacı var.