Ömer Kökçam: “Milli Teknoloji Hamlesi’ni insan kaynağımızla başarabileceğiz”
T3 Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve Vakıf Müdürü Ömer Kökçam, "Milli Teknoloji Hamlesi Yolculuğunda Türkiye Teknoloji Takımı (T3 Vakfı)" başlıklı konuşması ile Samsun Üniversitesi’ne konuk oldu. Kökçam, “Milli Teknoloji Hamlesi’ni insan kaynağımızla başarabileceğiz” dedi.
Samsun Üniversitesi (SAMÜ) Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi, Uçak ve Uzay Mühendisliği Bölümünden Dr. Öğretim Üyesi Melahat Cihan’ın moderatörlüğünde online bir platform üzerinden gerçekleştirilen programda Ömer Kökçam, T3 Vakfı’nın çalışmaları ve Milli Teknoloji Hamlesi ile ilgili bir sunum yaparak değerlendirmelerini izleyenlerin dikkatine sundu.
“Küresel olarak rekabet edebilir seviyede olmamız gerekiyor”
T3 Vakfı’nın Milli Teknoloji Hamlesi ile gerçekleştirmek istediği hedeflerden söz eden Ömer Kökçam, “Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı, Milli Teknoloji Hamlesi kültürünü topluma bir şekilde entegre etmek ve teknoloji üreten bir Türkiye hedeflemek amaçlı bir toplumsal seferberlik bilinciyle yola çıkan ve bu dönüşümleri gerçekleştirmek için de birçok proje üretmeye ve bunları hayata geçirmeye gayret eden bir vakıf. Milli Teknoloji Hamlesi’ni biz çok önemsiyoruz ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı Ocak 2017 tarihi itibariyle faaliyetlerine başlayan bir vakıf. Tabii, bu süre içerisinde biz Milli Teknoloji Hamlesi söylemini ortaya attıktan sonra çok yoğun bir şekilde toplumda büyük kabul gördü ve çok sıkı bir şekilde kullanılıyor. Biz Milli Teknoloji Hamlesi ile öncelikle bizim kendimize ait bir farkındalık olması bakımından, kendimize ait bir söylemi ortaya atmak istedik. Çünkü biliyorsunuz bu işte Almanya’da 4.0, başka yerlerde 5.0 gibi birçok kavram kullanılıyor. Bunların temel amacı kendi kavramını, kendi çalışmasını tüm dünyaya bir şekilde entegre etmek. Biz de milli teknoloji hamlesini ülke olarak kullanmak istiyoruz ve bütün bu çalışmalarda milli ve yerli olmasını önemsiyoruz. Elbette insan kaynağı açısından bilim teknoloji hamlesi çok değerli, çok anlamlı. Çünkü Milli Teknoloji Hamlesi’ni biz insan kaynağımızla başarabileceğiz, insan kaynağı anlamında yetersiz kaldığımızda Milli Teknoloji Hamlesi’nden bahsetmemiz çok mümkün değil. Büyük bir ülkeyiz. Küresel olarak rekabet edebilir seviyede olmamız gerekiyor. Bu anlamda da baktığınızda küresel rekabette söz sahibi olmak adına da Milli Teknoloji Hamlesi’ni çok önemli buluyoruz. Bağımsızlık çok önemli. Ne kadar paranız olursa olsun, ne kadar güçlü olursanız olun, eğer ürettiğiniz teknoloji özellikle savunma sanayi alanında ürettiğiniz ürünler size ait değilse bağımsızlıktan bahsetmemiz çok mümkün değil. Bu açıdan da Milli Teknoloji Hamlesi’ni çok önemli buluyoruz. Tabii ki bu girişim konusu, Milli Teknoloji Hamlesi bir kültür. Bu kültür altında bunun çeşitli dallarında da girişimler ortaya çıkacaktır. Vakıf olarak da zaten girişim alanında özel çalışmalarımız var. Bu anlamda girişim olmasını da çok önemsiyoruz” diye konuştu.
“Türkiye, Türkiye’den çok daha büyük bir ülkedir”
Küresel adalet kavramına değinerek sözlerini sürdüren Ömer Kökçam, “Tabii, her şeyden öte bütüne baktığınızda aslında küresel adalet dediğimiz kavramın toplumda yerleşmesi de milli teknoloji hamlesi olacağını düşünüyoruz. Çünkü bugün böyle bir istatistiğe baktığımızda. 2004 yılında veriler üç aşağı beş yukarı olabilir. 2004 yılında dünyada 360 kişinin geliri dünya nüfusunun yarısının gelirine eşit. Bu 2010 yılına geldiğinizde o 360 kişi 150’lere geliyor ve yine dünyanın nüfusunun yarısına eşit. 2016’lara geldiğinizde bu sayı 64’lere düşüyor. 2018’e geldiğinizde de 23 kişinin geliri dünya nüfusunun yarısının gelirine eşit. Böyle baktığınızda aslında çok ciddi bir küresel anlamda da bir denge problemi var. Bir dağılım, hak dağılım, problem var. Dolayısıyla biz bu anlamdaki baktığınızda bütün ülkelerde çevre ülkelerimize, gönül coğrafyamıza baktığımızda aslında herkesin temelde bizden Türkiye olarak bizden bir beklentisi var. Çünkü biz sadece kendi sınırlarımızla yeterli ya da bu anlamda kendi sınırlarımızda kalacak ülke değiliz. Türkiye, Türkiye’den çok daha büyük bir ülkedir. O yüzden meseleye biraz bu çerçeveden de yaklaşmak gerektiğine inanıyoruz. Tabii ki Türkiye’deki teknoloji ekosistemine baktığımızda aslında Türkiye’de özellikle son yıllarda ciddi bir ekosistem alt yapısı kuruluyor ve bu her geçen gün de artıyor. Baktığınızda 200’ün üzerinde üniversitemizin olduğunu görüyoruz. 50’nin üzerinde hızlandırıcı merkezimizin, 1500’ün üzerinde AR-GE ve tasarım merkezimizin olduğu, yine 172 binin üzerinde AR-GE çalışanımızın olduğu, 84 teknoparkın, yine buna benzer birçok teknoloji ekosisteminin ülkemizde olduğunu çok net görebiliyoruz. Tabii ki bu alt yapılar çok kıymetli, çok değerli ama bu alt yapıları işleten, bu alt yapıları bir şekilde kültürel anlamda üretime dönüştüren insan kaynağı olması gerekiyor” şeklinde konuştu.
Rektör Aydın: “Samsun Olarak 2022’deki TEKNOFEST’e ev sahipliği yapmaya her yönüyle hazırız ve en ciddi adayız”
T3 Vakfı’nın Milli Teknoloji Hamlesi ve TEKNOFEST kapsamında çok önemli çalışmalar yürüttüğünü ve kendilerini misafir etmekten onur mutluluk duyduklarını ifade eden Samsun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Aydın, “İlginç bir serüven var aslında. T3 Vakfı ile üniversitemiz paralel gidiyor. Eylül 2018’de kurucu rektör olarak atanmamızdan hemen sonra 20-23 Eylül 2018’de yapılan ilk TEKNOFEST’te Melahat Cihan hocamızın danışmanlığında yarışmaya katılan Samsun Roket Takımımız ikincilik elde ederek üniversitemizin adını ülke gündemine taşımıştı. Bu başarıyla büyük bir motivasyon ve enerji kazanan öğrencilerimiz daha bir şevkle milli teknoloji işine sarılarak sadece ulusal değil uluslararası yarışmalarda da kendilerini göstermeye başladılar ve bu süreçte T3 Vakfı her zaman takımlarımızı büyük bir özveriyle destekleyerek bizleri motive ettiler. Bu desteklerinden dolayı Ömer beyin şahsında baştan T3 Vakfı Mütevelli Başkanı Selçuk Bayraktar Bey olmak üzere emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum. Öğrencilerimiz TEKNOFEST yarışmalarıyla o kadar özdeşledi ki artık takım içinde yeni takımlar çıkararak bu takımlar birbirleriyle daha iyisini ortaya koymak için kıyasıya bir rekabet içine girmeye başladı. Kanaatimce TEKNOFEST’in başarısı da gençlerimizi birbirleriyle daha iyisini yapmak için birbirleriyle yarışmaya sokmasından kaynaklanmaktadır. Yine T3 Vakfı’nın TEKNOFEST yarışmalarını tekli yıllarda İstanbul’da çiftli yıllarda ise Anadolu’da yapma kararı doğrultusunda Anadolu’da ilk TEKNOFEST’in 2020’de Gaziantep’te yapılması TEKNOFEST coşkusunu Anadolu’nun tüm şehirlerine yaymıştır. Önümüzdeki yıl TEKNOFEST İstanbul’da olacak bunu biliyoruz. 2022 TEKNOFEST’e ise Samsun olarak adayız. 2018-2019 ve 2020 TEKNOFEST yarışmalarında üst üste başarılar gösteren Milli Mücadele kenti Samsun şehri üniversiteleriyle siyasileriyle, mülki ve idari yetkileriyle her şeyden önce her alanda tam bağımsızlık ateşiyle yanan gençleriyle 2022 TEKNOFEST yarışmalarının Samsun’da yapılmasına hazırdır. Milli Mücadele’nin 100. yıl kutlamalarının içinde olduğumuz bu dönemde 2022 TEKNOFEST yarışmalarının ilk adım kenti Samsun’da olmasının ülkemizin ikinci yüzyılı için önemli bir başlangıç olacağınız düşünüyor ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti’nin 2022 TEKNOFEST yarışmaları için karar verirken Samsun şehrinin ülkemizin kuruluş sürecindeki ve ikinci yüzyıldaki önemini dikkate almasını tüm Samsunlular adına kendilerinden istirham ediyorum” ifadelerini kullandı.
"Milli Teknoloji Hamlesi Yolculuğunda Türkiye Teknoloji Takımı (T3 Vakfı)" başlığı altında aktif katılım ve sohbet havasında gerçekleşen program, dinleyicilerin soru ve katkılarıyla sona erdi.