Öğretmen olduğumda, daha birinci yılım dolmadan Hürriyetçi Öğretmenler Derneğine üye (1977) olmuştum. Kısa adı HÜR-ÖĞRET-BİR olan dernek yönetiminde 1980 yılına kadar bulundum. İlginç değil mi? Mevcut güçlü ve yaygın diğer iki öğretmen derneğine değil de az sayıda şubesi olan bir derneğe üye olmuştum!
Diğer dernekler TÖB-DER ve ÜLKÜ-BİR idi. Malum birincisi sol eğilimli ikincisi ise sağ eğilimli öğretmenlerin dernekleriydi. Bizim üyesi bulunduğumuz dernek ise bir yerde üçüncü yol idi. Yani Merkez Sağ başka bir deyişle ılımlı, demokrat düşünceye sahip öğretmenleri bünyesinde topluyordu.
Bizim dernek gençlerin toplandığı HÜR-GENÇ Derneği ile aynı katta idi. Gençlerin dediysek 1980 öncesi sağ sol çatışması diye adlandırılan kardeş kavgasına bulaşmayan gençlerin buluşma merkezini kast ediyoruz.
Aslında o dernekler sadece aynı görüşte olan kişilerin bir araya geldiği Sivil Toplum Kuruluşları (STK) değillerdi. Ya başlı başına okul gibi faaliyet gösteren eğitim yerleriydi. Konferanslar, seminerler, kitaplar birbirini takip ederdi.
Bu söylediklerimiz bütün diğer dernekler için de geçerliydi. O dönem toplumun örgütlenmesinin had safhada olduğu bir dönemdir dersek yanlış bir şey söylemiş olmayız. Örgüt kelimesi sizlere itici gelmesin!
Malum günümüzde demokrasinin olmazsa olmazı ?örgütlü toplumdur? ifadesini sıkça duyuyoruz. Örgütlü toplum yani bireylerin bir araya gelerek oluşturdukları örgütler başka bir deyişle STK?lar demokrasilerin olmazsa olmazıdır.
STK?lar deyince hemen yandaş, candaş, yoldaş türünden STK?lar akla gelmesin. ?Bu da ne demek?? şimdi diye sormayın! Yandaş gazete, yandaş televizyon kanalı, yandaş yazar hatta yandaş muhalefet gibi tanımları duyunca ister istemez yandaş STK?lar da olabilir diye düşündük!
Ne saçma bir düşünce? Burada yandaşlıktan bahsetmenin yeri ve zamanı değil! Esas vurgulamamız gereken konu vatandaşların kendilerine yakın düşündükleri bir STK?ya üye olmalarıdır. Hiçbir siyasi partiye üye olmayan vatandaşların ülke yönetimine katılmaları ancak fikirlerini yansıtacak bir STK üyesi olmalarıyla mümkündür.
Şimdi ?STK?dan kasıt nedir?? diye sorarsanız, tabi ki cevabımız bildiğinizden farklı olmayacaktır. Sendikalar, vakıflar, meslek odaları, dernekler gibi kuruluşların hepsi STK?ları oluşturmaktadır.
Sıra geldi bizim sorumuza! Ülkemizde gençlerin, öğretmenlerin, diğer meslek guruplarının, köylülerimizin 1980 öncesi gibi değişik isimler altında örgütlenmelerini ister misiniz?
Birkaç örnek verelim mi? Hür-Genç(hürriyetçi gençler), Hür-Bir, Hür-İş, Hür-Köy, Ülkü-Bir(ülkücü öğretmenler birliği), Ülkü-Köy, Ülkü-İş, Dev-Genç(devrimci gençler), Töb-Der, Dev-Köy, Dev-İş?
Eyvah bir hata mı yaptık acaba? Yoksa böyle STK?lar zaten mevcut mu? Aynı isimleri taşımaları şart değil ama inanıyorum ki benzeri STK?lar hizmetlerini sürdürüyorlardır. En azından bazen sendikaların(!) seslerini duyuyoruz. Bazen de birden fazla STK bir araya gelerek platform oluşturuyorlar.
Sizler STK?ların veya oluşturdukları platformların yeterince etkili olduklarını düşünüyor musunuz? Dahası hiç seslerini duyuyor musunuz? Tam da mahalli seçimler öncesi o seslere ihtiyacımız yok mu?
Haydi, STK?lar katılımcı demokrasinin gereğini yapmaya devam. Yani farkında olduğunuz (!) toplumsal baskı gücünüzü Büyük Türkiye için kullanmaya devam.