Diyarbakır Eğitim Enstitüsünde 1970 yılların ortalarında okurken, Türkiye?nin genelinde olan sağ sol çatışmaları okulumuzda da başlamıştı.Fakat genel kanaat sağcı ülkücülerle-solcu komünistler arasında imiş gibi algılanan bu fiili mücadelede maalesef Anadolu?muzun fidan gibi gençleri hayatlarını kaybetti.Aslında o anarşik olayların emperyalist güçlerin işi olduğu sonradan anlaşıldı.Solcular tarafından sağcı-ülkücüler,Amerikan emperyalizminin uşakları olarak görülürken, solcu-komünist denen gençler ise Rus(komünizm daha çökmemişti),Çin uşakları olarak sağcılar tarafından tanımlanıyorlardı.Henüz daha mezhep çatışmaları,bölücü faaliyetler su yüzüne çıkmamıştı.Özellikle solcu gençler fakir fukara edebiyatı ve komünizm propagandası yaparken,Doğu Kültür Ocaklarının da etkisiyle doğulu,güneydoğulu vatandaşların hamisi pozisyonuna girdiler.Halbuki Toros Dağları eteklerindeki köylülerin hayat standardı ile, doğudaki köylülerin hayat standardı arasında fark yoktu.1970 li yılların sosyal ve siyasi olaylarının derin bilimsel incelemesini yapmak niyetiyle yazıya başlamadım.Pratik bugün de benzerlikleri görülebilen bir gözlemimden bahsetmek ve bu basit olaydan anlamlı bir sonuç çıkarmak için yazıyorum.Şahit olduğum olay şöyle gelişti.Malum bir okulda solcular hakimiyet kurarlarsa,sağcılara şans tanımıyorlar, sağcılar hakimiyet kurmuşlarsa solculara şans tanımıyorlardı.Diyarbakır Eğitim Enstitüsü, okula kaydımızı yaptırdığımız yıllarda sağ düşüncenin elinde idi.Daha sonra iktidar değişikliği, dolayısıyla Okul Yönetimi değişikliği sonucu solcu arkadaşlar, okulda hakimiyet kurmaya çalıştılar.Bu solcu arkadaşlar arasında Egeli,Trakyalı, Karadenizli hatta hemşerim Osmaniyeli solcu bilinen arkadaşlar da vardı.Bizim aktif öğrenci olayları ile ilgimiz olmamasına rağmen,Diyarbakır da can güvenliği sebebiyle okumamız mümkün olmadı ve bende dahil sağ görüşlü olarak bilinen bütün arkadaşlar(Sağcı olarak bilinen Hakkari?li arkadaşım ve birkaç istisna hariç) Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü başta olmak üzere çeşitli okullara yatay geçiş yapmak zorunda kaldık. Eh, ne var bunda hocam o dönem şartlarında olmuş bir olayı masal anlatır gibi anlatmanın ne gereği var diyebilirsiniz.Var, var! Esas ders şimdi. Ankara Gazi Eğitime devam ederken,Osmaniye?ye yaz tatiline geldiğimde bizim Diyarbakır da okumamızı engelleyen solcu öğrenciler arasında bulunan Osmaniyeli Solcu Öğrenci Hemşerimle karşılaştım.Ona Diyarbakır?ı, okulu sordum, cevabı aynen şöyle olmuştu. ?Hemşerim sizleri Diyarbakır Eğitim Enstitüsünden attıktan sonra, Doğulu olmayan bütün Solcu arkadaşlara ? Hadi bakalım Diyarbakır?ı terk etme sırası size geldi? dediler.Can güvenliği sebebiyle bende diğer doğulu olmayan solcu arkadaşlar gibi, solun hakim olduğu batıdaki başka bir okula nakil oldum dedi. Eminim o arkadaşım şimdi ulusalcı oldu.Bundan kimler ders çıkarmalı sizler daha iyi bilirsiniz.İnsan hakları adına polisimizi, demokratlık adına askerimizi, ılımlı Müslümanlık adına(ABD Müslümanlığı da diyorlar) devlet kurumlarını yıpratmaya, sivillik (!) adına milletimizi ayrıştırmaya çalışanlara?alet olmayalım, bu ülke bizim.Yarın olaylardan ders çıkarma şansımız bile olmayabilir.
