ADANA - İSMİHAN ÖZGÜVEN - Osmanlı döneminde genç kızların çeyizleri arasında bulunan ve üzerindeki işlemelerle sevgi, aşk, bağlılık ve gücü anlatan berber önlükleri, Adana Olgunlaşma Enstitüsü atölyesinde yeniden nakşediliyor.
Enstitünün nakış atölyesindeki kursiyer kadınlar, unutulmaya yüz tutmuş berber önlüklerini üretiyor.
Adana Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Seher Coşkun, AA muhabirine, unutulmuş gelenekleri yeniden gün yüzüne çıkarmak amacıyla Osmanlı döneminde kullanılan çeyizlik ürünlerle ilgili araştırma yaptıklarını söyledi.
Araştırmayla o dönemlerde genç kızların çeyizinde bulunan, damatların tıraşını olurken kullandığı berber önlüklerinin zaman içerisinde unutulduğunu tespit ettiklerini aktaran Coşkun, bu geleneği yeniden yaşatmak için çalışma yaptıklarını belirtti.
-"Motifler sevgiyi, aşkı anlatıyor, duygulara tercüman oluyor"
Coşkun, farklı müzelerde bulunan berber önlüklerini ve üzerindeki motifleri inceleyerek nakış atölyesinde bunu uygulamaya başladıklarını anlatarak, şöyle devam etti:
"Berber önlüklerinin 18'inci yüzyıla dayanan bir geçmişi var. Bugünlerde hep gelinlere bir şeyler yapılıyor, erkekler için de neler yapabiliriz diye bir araştırma yaptık. Osmanlı döneminde berber önlüğü 'güvey önlüğü' olarak geçiyormuş. Genç kızlar çeyizlerine bu berber önlüğünü yapıp, evlenecekleri kişiye de güvey tıraşı yapılırken bunu hediye ediyormuş. Biz de bu geleneği yaşatmak için böyle bir işe giriştik. Şu an bu önlüklerin müzelerde örnekleri var. Biz de atölyemizde bunları yaptık. Üzerindeki motifler sevgiyi, aşkı anlatıyor, duygulara tercüman oluyor."
Coşkun, bu önlükleri isteyenlerin enstitülerinden alabileceğini, talep olması durumunda farklı motiflerle bu geleneği yaşatacaklarını ifade etti.
Nakış atölyesi şefi Fetva Akkaya da 5 usta öğreticiyle yaklaşık bir aylık sürede iki farklı berber önlüğü yaptıklarını söyledi.
Berber önlüğünün birinin üzerinde sevgi ve aşkı anlatan çiçek motifleri kullandıklarını, diğerinde de güç ve kudreti simgeleyen çintemani motifinin yer aldığını dile getiren Akkaya, bu geleneği yaşatmak ve gelecek kuşaklara aktarmak için çalıştıklarını kaydetti.
