Tarih: 28.06.2021 13:42

Osmanlı Döneminde Anadolu’dan Balkanlara Türk Göçü ve İskânı konferansı

Facebook Twitter Linked-in

Trakya Üniversitesi, Balkan Araştırma Enstitüsü tarafından düzenlenen “Osmanlı Döneminde Anadolu’dan Balkanlara Türk Göçü ve İskânı” başlıklı çevrim içi konferansta Ankara Üniversitesinden Prof. Dr. Levent Kayapınar’ı konuk etti.
Bizans ve Osmanlı tarihine ilişkin çalışmaları ile tanınan ve bu alanda çok sayıda yayını bulunan Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Levent Kayapınar, Trakya Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen “Osmanlı Döneminde Anadolu’dan Balkanlara Türk Göçü ve İskânı” başlıklı bir konferans gerçekleştirdi.
Trakya Üniversitesi Balkan Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. İbrahim Kelağa Ahmet’in açılış konuşması ile başlayan konferansa, Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yüksel Topaloğlu, Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi ve Balkan Araştırma Enstitüsü Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ahmet Günşen, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Nurten Çetin ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Çağdaş Yunan Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Esin Ozansoy’un yanı sıra öğretim üyeleri, araştırma görevlileri ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Prof. Dr. Levent Kayapınar, Balkanlarda Türk varlığına ilişkin birçok tez olmasına rağmen söz konusu coğrafyada Türklerin varlığını M.S. 4. yüzyıla kadar götürmenin mümkün olduğunu belirterek başladığı konuşmasında Prof. Dr. Kemal Karpat’ın “Türkler, Balkanlarda Slavlardan daha kadim bir millettir” sözüne atıfta bulundu.
Türklerin Balkanlara iskânına ilişkin Osmanlı kayıtlarında yer alan bilgilerden örnek veren Prof. Dr. Levent Kayapınar, “Rodop dağlarının her iki tarafında yaşayan Yörük gruplarını adlandırmak için Tanrıdağı adından istifade edilerek Tanrıdağı Yörükleri ismi kullanılmıştır. Osmanlı, Balkanlara daha önceki Türk kavimlerinden farklı olarak akınlar düzenleyip geri çekilmeden ziyade stratejik olarak yerleşme, burayı vatan tutma anlayışıyla hareket etmiş ve bunu da Anadolu’dan Balkanlara Türk kökenlileri yerleştirerek yapmıştır” ifadelerini kullandı.
Ayrıca Balkan tarih yazımında Balkan Türkleri ile ilgili karşıt tezlere de değinen Prof. Dr. Levent Kayapınar, çağlar boyunca Balkan coğrafyasına gelen ve yerleşen Türk boylarını arşiv kaynaklarında yer alan bilgiler doğrultusunda aktardı.
Sunumunda Osmanlı kaynaklarının yanı sıra Bizans kaynaklarına da değinen Prof. Dr. Levent Kayapınar, “Karadeniz’in kuzeyinden gerçekleşen Türk göçünden sonra Anadolu’dan Balkanlara yapılan göçler Anadolu Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı gerçekleşmiştir. Bu döneme ilişkin Türklerin Balkanlardaki varlığını açıklayacak en isabetli tespit de Polonyalı Türkolog Tadeusz Kowalski’den gelmiştir” dedi.
Dobruca Türklerinin Türkçesi üzerine hazırladığı çalışmasında Kowalski’nin filolojik olarak üç dil katmanına rastladığını ifade eden Prof. Dr. Levent Kayapınar, “Bu katmanlardan ilki İslam öncesi ve sonrası Kuzey Türkçesi, ikincisi Selçuklu dönemi Anadolu Türkçesi ve sonuncusu ise Osmanlı dönemi Türkçesidir. Bu veriler, Türklerin Balkan coğrafyasındaki tarihi ile de uyum içindedir” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Levent Kayapınar ayrıca Osmanlı öncesi Aydınoğlu Umur Bey’in 1345 Trakya seferi örneğini vererek bölgede Osmanlı öncesi Türk boylarının bulunduğunun Bizans tarihçisi Kantakuzenos tarafından da teyit edildiğini ifade etti. Türklerin Balkan coğrafyasına iskânına ilişkin aslında benzer bilgilerin Aşıkpaşazâde, Oruç Bey ve Neşrî gibi önemli Osmanlı tarih yazarlarının çalışmalarında da yer aldığını ifade eden Prof. Dr. Levent Kayapınar, Osmanlı’nın Fatih Sultan Mehmed’e kadar izlediği iskân politikası hakkında hem Osmanlı arşiv belgelerinden hem de Bizans kaynaklarından yararlanarak oldukça detaylı bir anlatımda bulundu.
Türklerin Anadolu’dan Balkanlara yaptığı sistematik göç ve iskân siyaseti sayesinde Balkanlarda günümüze kadar ulaşan ve Türkçe konuşan Müslüman nüfusun oluştuğu bilgisini de ekleyen Prof. Dr. Levent Kayapınar, “Anadolu’dan Balkanlara giden din adamlarının kurdukları tekke, zaviye ve vakıflar yoluyla Balkanlarda İslam dininin yerleştiğini görüyoruz. Osmanlı medeniyetine ait kültür varlıkları ise hanedan üyeleri, akıncı beyleri, devlet ümerası ve halkın girişimleri ile gerçekleştirilen imar faaliyetleri ile oluşmuştur. Bu eserlerin pek çoğu bugün hala Balkanlardaki en önemli sanat eserleri olarak dikkati çeker” ifadelerine yer verdi.
İki buçuk saat boyunca devam eden konferans, katkılar ve soru-cevap bölümüyle sona erdi.



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —