(Özel) Bu acıya yürek dayanmaz: Bir mezarda eşi, bir mezarda oğlu
(Özel) Bu acıya yürek dayanmaz: Bir mezarda eşi, bir mezarda oğlu
Zonguldak’ta 4 yıl önce düğün dönüşü otomobile açılan ateş oğlu ve eşini kaybeden, 12 yaşındaki oğluyla hayata tutunmaya çalışan Nursel Güngör, oğlunun ve eşinin mezarı başında gözyaşı döktü.
2017 yılının Ağustos ayında gittikleri kına gecesi dönüşü Şeref Akyüz’ün kullandığı 67 SL 348 plakalı araca açılan ateş sonucu şoför Şeref Akyüz (39), 14 yaşındaki oğlu Uğur ve 35 yaşındaki kardeşi Soner Akyüz hayatını kaybetti araçta bulunan Tolga K. ise ağır yaralandı. Ormanda çalışan Şeref Akyüz ve ailesinin olayı gerçekleştiren taraf ile arazi tartışması nedeniyle çıktığı iddia edilen kanlı saldırı sonrası olayın failleri tutuklanarak cezaevine gönderildi.
2019 yılında Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında ise sanıklardan Erdem A., Şaban A., Ömer K. ve Murat P. hakkında 44 yıl 4 ay 15’er gün hapis cezası verildi.
“14 yaşındaki oğlumdan ne istediler”
Aradan geçen 4 yıla rağmen halen acısının taze olduğunu anlatan 43 yaşındaki Nursel Güngör, eşi, oğlu ve kayınbiraderinin mezarını ziyaret etti. Ailesinin pusuda katledildiğini gözyaşlarıyla anlatan Güngör, “Bu acıya yürek dayanmaz. 14 yaşındaki oğlumdan ne istediler” diyerek feryat etti.
“Evimi yaptıramadım, sokakta kaldım”
Ailesinden geriye kalan 12 yaşındaki oğluna sarılarak hayata tutunmaya çalışan Güngör, babasından kalan bin 500 liralık dul ve yetim maaşıyla geçinmeye çalıştığını maaşın yarısını da olay sonrası kredi için kullandığını söyledi. 750 TL ile geçinemediğini anlatarak yardım isteyen Nursel Güngör, “Benim kocamı, 14 yaşında oğlumu, 35 yaşındaki kayınbiraderimi bir orman için tartışma çıktı. Pusu kurup da benim yavrularımı öldürdüler. Bir arazi için. Benim kocam ormanda çalışıyordu. Ama bunu herkes de biliyordu. İnadına, kıskandılar. Ben nasıl desem bu acıyı bilmiyorum, 14 yaşındaki oğlumdan ne istediler. Onu bilemiyorum. Ana yüreği bu. Anneler, babalar vicdanınızı elinize koyun. Bir evladı, acıyı belki anlarsınız. Ben buradan İstanbul’a gittim. Çünkü tutunacak dalım yoktu. Biraz yardım alıyordum. Allah razı olsun. Burada bir evim var ama yapamıyorum. Bir yetimle kaldım. 4 yıl oldu ama çok zor geçti. 12 yaşında oğlumu okutuyorum. İnsanların yardımıyla okutuyorum. Köyüme gelmek istiyorum. Yerleşmek istiyorum. Şu an bin 500 lira baba maaşı alıyorum. Kocam öldükten sonra mecburen kredi çektim” dedi.
“Arabanın içinde çocukları tavuk gibi öldürdüler”
Hayatını kaybeden Şeref ve Soner Akyüz’ün ablası Zahide Akyüz kardeşlerinin mezarı başında gözyaşı döktü. Kardeşlerinin ormanda çalışarak kendilerini geçindirdiğini anlatan Zahide Akyüz, “Ölenlerin ablasıyım. İkisinin de ablasıyım. Dört yıldan beri acılar çekiyorum. Hiç uyumadığım geceler var. Çünkü haksızlığa uğradılar. Hak etmedikleri ölümle karşılaştılar. İki tarafla da akraba oluyorum. Öbür tarafın bu cinayeti cahillik gibi yaptı. Yolu kesmeselerdi çocuklar kaçabiliyordu. Arabanın içinde çocukları tavuk gibi öldürdüler. Yaralı olarak kurtulan yeğenimiz var. Bunların hepsi katliam yaptılar, öldürdüler. Eşine üzülüyoruz. Gidecek gelecek yeri yok. Akrabalarda kalıyor. Eski bir evi var. Çatısı yok. Allah razı olsun deriz. Ben de yardımlarla ayakta duruyorum. Bunlar bize bakıyordu. Sosyal güvencemiz yoktu. Ormanda çalışıp para kazanıyorlardı. Şimdi mezara koydular. Cinayetle de ilgili olsun yardım olarak da olsun biz onlardan yardım bekliyoruz” diye gözyaşı döktü.
Aile, tazminat davası açabilmek için maddi imkanlarının olmadığını da söyleyerek yardım elinin uzanmasını istedi.