(Özel haber) Renay Onur: “İstanbul Maratonu’nda hijyen açısından problem yaşamadığımız bir standart geliştirdik”
Spor İstanbul Genel Müdürü İ. Renay Onur, bu yıl 42. kez yapılan İstanbul Maratonu’nda hijyen problemi yaşamadıkları bir sistem oturttuklarını vurguladı.
Spor İstanbul Genel Müdürü Renay Onur, Nkolay İstanbul Maratonu ve pandemi döneminde İstanbul’daki spor tesislerinde aldıkları önlemler ile birçok konu hakkında İhlas Haber Ajansı muhabirine açıklamalarda bulundu. Renay Onur, pandemi döneminde İstanbul’da bulunan spor alanlarında aldıkları önlemlerle ilgili konuşarak, “Spor tesislerinde çok hızlı olarak aldığımız aksiyonlar öncelikle içeriye giren kişi sayısını sınırladık. Şu anda fitness salonlarımızda metrekareye 10 kişi alıyoruz. Seans aralarında salonlarda sisleme yapılıyor. Önden rezervasyonlu sisteme geçtik. Yani şu an bizim bütün tesislerimizi kullanan herkesin daha rezervasyon aşamasında HES kodunu alıyoruz. Ayrıca tesise girerken de HES kodu sorgulaması yapıyoruz. Açtığımız günden bu yana kullanıcılar içerisinde sadece 3 vakaya rastladık. Onların bulaştırdığı kişiler de olmadı. O açıdan oldukça güvenli bir alanda gidiyoruz. Bizi ekilediği önemli alan etkinliklerimiz oldu. Uzun süre durdurduk ama sonra yarı maratonlarla ve koşularla ve pandemiye uygun spor etkinlikleriyle etkinliklerimize başladık” açıklamasını yaptı.
“İstanbul Maratonu’nda hijyen açısından problem yaşamadığımız bir standart geliştirdik”
Bu yıl 42. kez düzenlenen İstanbul Maratonu’nda hijyen konusunda hiçbir sıkıntı yaşamadıklarına değinen Renay Onur, şu ifadelere yer verdi:
“Nkolay İstanbul Maratonu, yeni isim sponsorumuz ile yaptığımız ilk etkinliğimizdi. Dünyadaki maratonların 3’te 1’inin iptal edildiği, 3’te 1’inin ertelendiği sadece 3’te 1’inin yapıldığı bir noktada biz hijyen standartlarını belli bir noktaya taşımaya çalıştık. Geldiğimiz noktada yurtdışındaki maratonlar bize neler yaptığımızı sordu ve benzeri etkinlikler planladığını duymaya başladık. Bu bizim çok hoşumuza giden bir gelişme. Maratonda kayıt aşamasında HES alıyoruz. Kit dağıtımında tekrar sorguluyoruz. Alana girerken üçüncü HES sorgulamasından geçmiş oluyorlar. Koşacak kişi sayısını start alanında sosyal mesafeye uygun konumlanabilecekleri metrekareye göre sınırladık. O yüzden maalesef 70-80 bin kişiye alıştığımız halk koşusundan sonra bu sayıları 4 bin ile sınırladık. Start alanını da 3-4 bölgeye ayırdık. Oraya ayrı gruplar halinde geldiler. Startı da zamana yaygın şekilde verdik. Yani 5 saniye aralıkla 3-4 kişinin başladığı mekanizma kurguladık ve yarışımızı öyle yaptık. Katılanların çok memnun kaldığı hijyen açısından problem yaşamadığımız standart geliştirmiş olduk.”
“Sanal koşuda toplam 10 bin kişiye ulaştık”
Salgın ile birlikte yeni projelere imza attıklarını kaydeden Onur, “Pandeminin iş geliştirdiği alanlar da oluyor. Bizim tarafta sabah sporlarının çok daha hızlı yaygınlaşmasını sağladık. İstanbul içerisinde 60 noktayı aştık. Her ay 8 bine yakın kişi Spor İstanbul eğitmenleriyle sabah sporu yapıyor. Hafta içi her gün instagramdan yaptığımız fitness bu da pandeminin bize getirdiği yeni bir iş oldu. O da kendi içinde bir tesis gibi oldu. Sanal koşularımız oldu. Biz 70-80 bin kişi ile o koşuları yapmaya alışığız. En azından insanların kendini daha güvende hissettiği İstanbul içinde de farklı noktalarda istediği saatte istediği şekilde koşabileceği form olsun istedik. O da sanal koşu. Esasında gerçek bir koşu var ama kendi istediği parkurda kendini rahat hissettiği saatte koşuyor. Biz yarı maraton ve maratonda sanal koşuda toplam 10 bin kişiye ulaştık. Her iki koşumuzda yaklaşık 6 bine yakın kişi sanal koşu yaptı. Pandeminin gidişatına göre bunu önümüzdeki koşularda da yapmaya devam edebiliriz. Ayrıca İstanbul dışında 70’e yakın ilçede Türkiye dışında da 25-30 ülkede de Nkolay İstanbul Maratonu koşuldu. Bu da sanal koşunun bize getirdiği bu şehrin yaşadığı heyecanı şehir içinde başka noktalarda ve başka şehirlerde bu maraton heyecanının yaşanmasına bir katkısı oldu” ifadelerini kullandı.
“Elit sporcu aşamasında İBB Spor Kulübü’nün çok önemli yeri var”
“Pandemi dönemi esasında Spor İstanbul’un çok önemli bir görevini ortaya çıkardı. Burası tam bir önleyici sağlık şirketi. Spor İstanbul’un amacı elit sporcu yetiştirmek değil. İstanbulluların aktivite sayısını arttırmak hareket eden İstanbullu sayısını arttırmak ve sağlıklı bireylerin pandemiyle hem mücadelede hem de hastalığa yakalanmama konusunda daha avantajlı olduğunu da gördük. Bunun üzerinde yoğunlaştığımız bir döneme giriyoruz. İstanbul’u daha sporla iç içe getiriyor olmak sporcu sayısını da arttırıyor, bu sayı arttıkça elit sporcu sayısı ve uluslararası başarılar da artıyor. Uluslararası başarılarda elit sporcu aşamasında İBB bünyesindeki İBB Spor Kulübü’nün çok önemli yeri var” değerlendirmesini yaptı.