Tarih: 08.09.2020 09:55

(Özel) İZBAN’da bu kez kendi kitabını okudu

Facebook Twitter Linked-in

İzmir’de 5 yıl önce toplu taşıma aracı İZBAN’da kitap okurken bir kadın tarafından gizlice fotoğraflanıp ayrımcı bir dille sosyal medyada paylaşılan ve verdiği cevapla bir anda Türkiye gündemine oturan Ali Uçar, ilk kitabı “Kitap Dokununca Yüreğe”yi çıkardı. Kendisini küçümseyen kadına inat olsun diye kitap yazmadığını, çocukluğundan bu yana yazar olmak istediğini belirten Uçar, İZBAN’da bu kez kendi kitabını okumanın gururunu yaşadı.
İzmir’de yaşayan 33 yaşındaki Ali Uçar, 5 yıl önce toplu taşıma aracı İZBAN’da Oya Baydar’ın Erguvan Kapısı isimli kitabını okuyordu. Uçar’ın karşısında oturan bir kadın ise genç adamın fotoğrafını gizlice çekti, iş elbiseleri ve ayağındaki terliğe dikkat çekerek fotoğrafı “Entel olacağım, kız tavlayacağım diye kendini yırtan İZBAN kekosu, terliklerine bayıldım” sözleri ile sosyal medyada paylaştı. Paylaşımı gören Uçar, “Arkadaşlar fotoğraftaki şahıs benim ve hiç utanmıyorum. Karşımda oturmuş olan kıza veya çevremde hiç kimsenin namusuna bakmadığım için. Evet ben cebi çok zengin bir insan değilim. Hatta 6. sınıftan terkim. Annem babam ayrı. Toplumun huzurunu kaçıran soytarı olmadım. Çalmıyorum. Çalışarak kazanıyor, param yettiğince kitap almaya, kütüphaneye gitmeye çalışıyorum. Çok utanç duyuyorum böyle bir insan olduğum için. Elbisem kirli, terliğim bindiğim metroya uygun değil. İşte zihnimi kirletemiyorum. Utanıyorum. Ama her ne olursa olsun bana kitaplar böyle olmayı öğretti. İnsan olmayı. Hayvanlaşıp çevremi kirletmiyorum. Üzgünüm, utanıyorum” yazarak adeta insanlık dersi verdi. Hayatı maddi imkansızlıklarla geçen, okulu terk etmek zorunda kalsa da okumayı hiç terk etmeyen Uçar, bu olayın ardından sosyal medyanın gündemine oturdu, bir kitap kurdu olduğu çok geçmeden fark edildi. Çocukluğundan bu yana denemeler yazan Uçar, ilk kitabı “Kitap Dokununca Yüreğe”yi geçtiğimiz gün çıkardı. Kitabı, kendisini küçümseyen kadına inat olsun diye yazmadığının altını çizen Uçar, olaydan 5 yıl sonra İZBAN’da bu kez kendi kitabını eline almanın gururunu yaşadı.

Bazı kitabevleri ve internet üzerinden satışa sunuldu
Kitabının bazı kitabevleri ve internet üzerinden satışa sunulduğunu belirten Uçar, “Kitabın oluşma süreci aslında çok eskiye dayanıyor. Bugüne dek birçok deneme yapmıştım ama beğenmemiştim. En sonunda başarıya ulaştığımı düşünerek kitabıma son halini verdim. İnsanlara zaman ve maddi kayıp yaşatmayacağıma inandığım bir eser oldu. Kitabım bazı kitabevleri ve internet üzerinden ‘Kitap Dokunca Yüreğe’ ismi ile satışa sunuldu. Olumlu yönde eleştirilerin geleceğine inanıyorum. Olumsuz eleştirilere de açığım. Herkeste olduğu gibi benim de eksiklerim vardır. Bu şekilde eksiklerimi görmüş olurum ve bunları gidermeye çalışırım. İnsanların okuyup yorumlarını benimle paylaşmalarını bekliyorum” dedi.

“Kitap çıkarmamın o olayla ilgisi yok”
Kitabını, İZBAN’da yaşadığı olay üzerine çıkarmadığını söyleyen Uçar, “O olayla benim kitap çıkarmam arasında bir ilgi yok. Çocukluğumdan bu yana kitap yazma isteğim vardı. Zaten o istek ve amaç beni buraya taşıdı. Bir gün bir kitap yazacağımı biliyordum. Bazı insanlar ‘o kişiye inat olsun diye mi kitap yazdın?’ yorumları yapıyor ama hiçbir alakası yok. Ben hayatı, insanları seviyorum. İnsanları gözlemlemeyi seviyorum. O arkadaşla ilgili olumsuz bir düşüncem yok. Toplumda bir insanı yanlış yaptı diye linç etmek toplumu düzeltmez. Önemli olan örnek olabilmek, doğruyu gösterebilmek. Bir insanı, onu küçük düşürerek kazanamazsınız. Toplumda sevgi ve anlayış eksiği var. Önce sevmeliyiz. İnsanı, canlıları, doğayı sevmeliyiz. Çünkü bizi sevgi kurtaracak” diye konuştu.

Kitabını, kanserle mücadele eden kardeşine ithaf etti
Kitabını, kanser mücadelesi veren kardeşi Cihan’a ithaf eden Uçar, “Kitabımda Ömer isminde bir gencin hikayesini anlatacağımı söylemiştim ancak kitap çıktığında kardeşim Cihan’a sürpriz olması için karakterin adını özellikle farklı söylemiştim. Kardeşim zor bir süreçten geçiyor. Kendisi lenf kanseri ile mücadele ediyor. Aynı zamanda uyku apnesi var ve kalbi delik. Ona güç ve moral vermek için kitabımı ona ithaf ettim. Kitabımda, çevresi tarafından anlaşılamamış, içinde yazma hedefi olan Cihan’ın hikayesini anlattım. Kitapta kendi hayat hikayemi anlatmadım ama benim geçmişimden bazı detaylara yer verdim. Sonunda başardığıma inanıyorum ama takdir okuyucunundur. İkinci kitabımı da yazmaya başladım ama yazma sürecini daha geniş bir zamana yaymayı planlıyorum” ifadelerini kullandı.

Okulu bıraktı, okumayı bırakmadı
5 yaşındayken annesi ve babası ayrılan, hayatı yokluk içinde geçen Ali Uçar, gizlice fotoğrafının çekilmesi olayının ardından hayat hikayesiyle çok sayıda kişiyi etkilemişti. Uçar, çocukken maddi imkansızlıklar nedeniyle üç gün boyunca aç kaldığı günlerin olduğunu, okula önlüksüz gittiğini, yine maddi imkansızlıklardan dolayı okulu bırakmak zorunda kaldığını anlatmış, tüm bunlara rağmen kitap okumayı her zaman sürdürdüğünü söylemişti. Uçar’ın hikayesini öğrenen pek çok sosyal medya kullanıcısı ona destek mesajları atmış, bazı önemli yazarlar da kendisine kitap hediye etmişti. Kitap yazarak hayaline kavuşan Uçar, kitabının önsözüne, “İnsan dünyaya gelirken ne yazık ki kendi kaderini seçme şansı bulamıyor. Fakat kaderimizi değiştirmek de kendi elimizde değil midir? Çabalarımız, pes etmeyişlerimiz kaderimize bizim verdiğimiz yönü belirlemez mi? Muhakkak ki herkesin sınandığı bir imtihan olmuştur, benim sınandıklarım gibi. Ne zaman dara düşsem, ne zaman yokluğun girdabına kapılsam kitaplar tutmuştur elimden. Ne zaman önümü göremeyecek kadar bir karanlığın içinde bulsam kendimi, bir mum gibi kitaplar aydınlatmıştır yolumu. Şimdi ise kalbimde tıpkı bir kelebeğin kanat çırpışlarını anımsatan bir heyecanla yeşertiyor umutlarımı elinizde tuttuğunuz bu kitap. Ve her imtihanımda yanımda olan aileme, en çok da lenfoma hastalığıyla mücadele eden biricik kardeşim Cihan’a ithaf ediyorum bu kitabı. Biliyorum ki yeşeren umutlarım gibi onun da hayatına güzellikler getirecek” yazdı.



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —