Manisa’da emekli polis memuru olan ressam Hidayet Gültekin, 40 yıl önce tutkuyla bağlandığı sanat sevgisinden hiç vazgeçmedi. Polis memuruyken meslek hayatındaki stresi azaltabilmek adına resimler yapmaya başlayan Gültekin, emekli olduktan sonra açtığı resim atölyesinde ise yüzlerce öğrenci yetiştirirken şimdi 3G yağlı boya resimler yaparak sanatını daha da ileriye taşıyor.
Sivas’ta lise yıllarında tanıştığı ressam ve heykeltıraş merhum Selahattin Aydemir sayesinde resim sanatına olan yeteneğini keşfettiğini belirten ressam Hidayet Gültekin polis memuru olarak görev yaptığı sırada bile resim sanatıyla her zaman ilgilendiğini birçok okulda duvar resimleri yaptığını anlattı. 2007 yılında Manisa İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından bakanlığa yapılan başvuru sonrası adına düzenlenen sanatçı belgesi sonrası hayatının tamamen değiştiğini kaydeden Gültekin belgenin sanat hayatındaki önünü açan bir belge olduğunu ve bunu yaşam tarzına da yansıttığını söyledi.
40 yıldır resim sanatıyla ilgilenen emekli polis ressam Hidayet Gültekin, “40 yıldır resim yapıyorum. Amatörce başladık aşama aşama sonuç itibariyle bu noktaya geldik. Yurt içi yurtdışında birçok sergiye katıldım. Hayatta, eğitimde, öğretimde, ibadette devamlılık esastır denir ya gerçekten de öyle. Bu sanat için de böyle sürekli çalışmak gerekiyor. Ben bu 40 yılımı hiçbir zaman resim anlamında boş bırakmadım. 2007 yılında Manisa’da yaptığımız faaliyetler ve tablolarla ilgili Kültür Müdürlüğüne müracaat ettim. Onlar benim adıma dosya hazırlayıp Kültür Bakanlığa gönderdiler ve adıma düzenlenmiş sanatçı belgesi gönderildi. Bu benim için çok gurur verici bir olaydı. Önümü açan beni daha da heveslendiren çok güzel bir belgeydi. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum” dedi.
"Sanat bir yaşam biçimidir"
“Sanat bir yaşam biçimidir” diyen Gültekin, “Yurtiçi ve yurtdışında pek çok sayıda resim sergisine katıldım. En son 1 yıl boyunca da USAT, uluslararası bir organizasyonun üyesi olarak sürekli sergilere katılıyorum. En son katıldığım sergide bir ailenin fedakârlığı adlı tabloydu. Uluslararası tüm camianın olduğu bir sergiydi. Şimdi elimde yeni bir tablo var. Bu tabloda Kybele’nin Manisa’ya bakışı. Burada ilk defa, belki 3G resim çalışması yapan ressamlarımız var veya yok bu konuda bir yorum yapmayacağım, ben bu tabloda 3G bir görsele girdim. Suyun içine şifre gizledim ve gözler şaşı yapıldığı zaman şifreli remi görme imkanı olacak. Bu bir ilk deneme oldu. Bu da dediğim gibi Manisa’ya, Gediz Ovasına hayat veren Kybele görseliyle 3G görselini birleştirdim. Bu tablomuzda Kybele Manisa Ovası ile kucaklaşmış, Manisa Ovasına bakan Kybele’yi resim sanatında yeni bir akım olan şifreli 3G ile birleştiriyoruz. Burada yaban hayatı olacak. Normal gözle görülemeyecek. Gözler şaşı yapıldığında görülebilecek farklı figürler yer alacak. Kybele Manisa için çok değerli olan bir isim. Bunu da anıtsal bir boyutta ve çağdaş bir boyutta çalışmak istedim. Belki de Türkiye’de 3G anlamında yapılan ilk tablolardan biri olacak. Yağlıboya ve 3G olacak. Sanatta türlü türlü akımlar vardır. Bunları birer birer çıkmak istiyoruz. Bunu zorladık belli bir yol aldık. Artık sıradışı çalışmalara imza atmak istiyorum 3G gibi. Bu anlamda çok farklı teknolojiyi de birleştirerek farklı görüntülere girmek istiyorum. Bunu yaparken tarihimizi, kültürümüzü ve insanımızı da yansıtmak istiyorum. Bir taraftan da teknolojik görüntülere de girmek istiyorum. Sürekli güncel olmak ve yenilenmek gerekiyor. Dedik ya edebiyatta, sanatta, ibadette devamlılık esastır” şeklinde konuştu.
“Öğrenciler yetiştirmek gurur verici”
Tarihi Kurşunlu Han’daki atölyenin Şehzadeler Belediyesi tarafından tahsis edildiğini kaydeden Gültekin, “Başta Şehzadeler Belediyesi çok teşekkür ediyorum. Bize tarihi Kurşunlu Han içerisinde atölye tahsis ettiler ve bizden tek istedikleri öğrenci yetiştirmemiz oldu. Bu 2 yıl içerisinde 100’e yakın öğrenci çalıştırdım, yetiştirdim. Kara kalem eğitimden sonra yağlı boyaya geçtiler. Kendilerini geliştirdiler bu da bizim için gurur verici. Bu konuda bize destek verenlere teşekkür ediyorum. Sosyal sorumluluk projeleri içinde de yer alıyoruz. Okullarda resim kursu verdik, bağlama kursu isteyenlere bağlama kursu verdik. Okulların her zaman yanında olduk. Eğitimi seviyorum. Eğitim için ne yapsanız azdır. Eğitim camiasına ne yapsanız azdır. Her zaman yanlarındayım. Kısacası hayatın içinde olmak lazım, sürekli üretmek lazım. Kişilere bir şeyleri aktarmak gerekiyor. Yunus Emre olmak lazım, Mevlana olmak gerekiyor” dedi.
Atölyede kurslar verdiklerini anlatan Gültekin şunları söyledi: “Kursiyerlerimiz var. Onları da kapasitelerine göre değerlendiriyoruz. 75 yaşında bir kursiyerimiz vardı çok güzel tablolar yaptı. Yaşı çok ufak olanlar var. Sonuç olarak kara kalemden başlayıp yağlı boya aşamasına kadar gelen bir süreç. Ben bundan çok mutluyum. İnsanlara, gençlere bir şeyler aktarmaktan çok mutluyum. Yaşımız 60. Bundan sonra ne ekersek ne öğretirsek ben onun mutluluğunu yaşayacağım. Ben bu duygularla yaşıyorum”.