Portekiz’in ‘İzmirli’ gözdesi
İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Mimarlık Bölümü mezunu Bengisu Özpirinççi (32), doktora için gittiği Portekiz’de kendi markasını kurdu, genç yaşında birçok önemli projeye imza atarak ülkenin gözde mimarlarından biri oldu. Özpirinççi, Lizbon’daki tarihi binaların yeniden inşa edilmesinden büyük çaplı konut projelerine kadar çok sayıda çalışmada görev alarak Türkiye’yi başarıyla temsil etti.
Çocukluğundan itibaren resim ve sanata merak duyan İzmirli Bengisu Özpirinççi, bu ilgi ve yeteneğini kariyerine taşıyarak İzmir Ekonomi Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Mimarlık Bölümünü tercih etti. ‘Öğrenci Değişim Programı’ ile 2013’de Amerika Birleşik Devletlerindeki (ABD) Missisippi State Üniversitesine de giden Özpirinççi, 2014 yılında İEÜ’den mezun oldu. Özpirinççi, üniversiteyi bitirdikten sonra İstanbul’a taşınarak bir firmada proje ve iş geliştirme bölümünde çalışmaya başladı.
Hayatını değiştiren kararı verdi
İstanbul ve İzmir’deki projelerde çalışma fırsatı bulan Özpirinççi, doktora için Portekiz’i seçmesiyle birlikte bambaşka bir kariyer yolcuğunun da ilk adımını attı.
Eğitimini ilerletirken yurt dışında deneyim kazanmayı hedefleyerek 2018’de Portekiz’in başkenti Lizbon’a yerleşen Özpirinççi, sektördeki boşluğu da görüp burada kendi işini kurmaya karar verdi. Mimarlık ve proje geliştirme alanında faaliyet gösteren ‘BAO’ isimli firmasını kuran Özpirinççi, başarı basamaklarını hızla tırmandı. Portekiz’de projeleri olan uluslararası şirketlerle çalışmaya başlayan Özpirinççi; konut projeleri, öğrenci yurdu yapımı ve tarihi binaların günümüze kazandırılması gibi farklı projelerde yer aldı. Özpirinççi, 5 kişilik ekiple yoluna devam ettiği firmasıyla önümüzdeki dönemde Dubai, Lüksemburg ve Londra bağlantılı yeni projeler gerçekleştirmeye hazırlanıyor.
Gençlere ilham veren bir hayat öyküsüne imza atan Özpirinççi, Portekiz’i seçmesinin hayatındaki dönüm noktalarından biri olduğunu belirtti.
Tarihi bir mimari yapıya sahip Lizbon’un kendisinde ilgi uyandırdığını ve buraya çabuk uyum sağladığını söyleyen Özpirinççi, “Annem resme çok ilgiliydi, bu alanda dersler verirdi. Benim küçüklüğümden itibaren resim ve sanata olan ilgim de buradan geliyor. İstediğim üniversitede, sevdiğim bölümde okudum. Sevdiğiniz işi yapmak gerçekten müthiş bir duygu. Ben de bu hazzı yaşıyorum. Mezun olur olmaz İstanbul’da sektörün önemli markalarından birinde çalıştım. Bu dönem, bana ciddi derecede deneyim kattı. Ardından da eğitimime devam etmem gerektiğini düşünerek Lizbon’u seçtim. İyi ki seçmişim; çünkü Lizbon’a gelmem, benim adıma bambaşka ve mutluluk dolu bir yolculuğun başlangıcı oldu” dedi.
Özpirinççi, sözlerine şöyle devam etti:
“Lizbon’a geldiğimde, iş kurup tüm kariyer hedefimi burada oluşturmak gibi net bir hedefim yoktu; ancak hem Lizbon’u sevmem hem de mimari anlamda sektörde bir boşluk, ihtiyaç olduğunu görmemle birlikte her şey değişti. Portekiz’de ilk yılımı yeni projeler ile tamamladıktan sonra, Portekiz Mimarlar Odası’na gittim. 2019 yılının Ocak ayında onayımı almaya gittiğimde, Odaya kayıt yaptıran ilk Türk olduğumu söylediler. Bunu bilmediğim için şaşırdım, bu anlamda ilk olduğuma da çok sevindim. Ülkemizi burada temsil etmek benim için çok gurur verici.”
Portekiz’de yaptığı çalışmalarla ilgili bilgiler veren Özpirinççi, “Mimari proje tasarımı ve uygulamasının dışında, proje yönetimi ve iş geliştirme konusunda da hizmet sağlıyoruz. Özellikle projenin seçimi çok hassas bir süreç. Alımdan önce bölgeye, arsaya ya da binaya en uygun konsepti belirliyor, iş planı ile birlikte zamanlamaya bakıyoruz. İnşaat başladığında ise Portekiz’de geliştirici ve müteahhit dışında üçüncü bir kurumun olması şart. İnşaat uygulama sürecini üçüncü bağımsız firma olarak yönetiyoruz. Yatırımcı ile alımdan itibaren beraber başlayıp inşaatın teslimini görmek, tüm süreçleri beraber yaşamak çok güzel bir duygu. Yerli ve yabancı yatırımcının proje noktasındaki tüm taleplerini yerine getiriyoruz” diye konuştu.
"Yapamam ya da çok zor demeyin"
Üniversite eğitimini sürdüren öğrencilere tavsiyelerde de bulunan Özpirinççi, “Hayatta imkansız diye bir şey yok. Yaşam, her an karşınıza çıkabilecek fırsatlarla dolu. Benim hikayem de bunun örneklerinden biri. Elbette bu fırsatları değerlendirmek için belli bir birikime sahip olmalısınız. Bu nedenle kendinize yatırım yapın, üniversite dönemini çok iyi değerlendirin. Gelişen trendleri, mesleğinizin gittiği noktayı iyi analiz edin. Kendinize güvenin ve ‘yapamam’, ‘gücüm buna yetmez’, ‘çok zor’ gibi düşüncelere kapılarak hedeflerinize ket vurmayın. Belki klasik bir ifade olacak ama hayallerinizin peşinden gidin. Hayallerinize doğru koşmaya başladığınızda, mesafelerin yakınlaştığını göreceksiniz” dedi.