Prof. Dr. Kumsar: "Denizli’de beklenen büyük deprem Pamukkale Travertenleri’ne zarar verecek"
Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Jeoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Halil Kumsar, Denizli’de en son gerçekleşen büyük depremin 1717 yılında meydana geldiğini belirterek, "Geçmiş dönemlerde 6’nın üzerinde 7’ye yakın deprem üreten bu fay, ova içerisinde yerleşim yerlerinde Pamukkale’de ve yakın yerlerde ciddi hasarlar oluşturacaktır. Beklenen büyük deprem Pamukkale Travertenleri’ne zarar verecek" dedi.
Denizli’de geçmiş dönemlerde birçok kez büyük depremlerin meydana geldiğini belirten Prof. Dr. Halil Kumsar, kentte büyük bir depremin yaşanacağını öngördüklerini söyledi. İhlas Haber Ajansı muhabirlerine açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Kumsar, Denizli’de oluşacak depremin 6.8 veya 7,0 büyüklüğünde öngördüklerini söyledi. Geçmiş dönemlerde bölgede birçok kez büyük depremin yaşandığını belirten Prof. Dr. Kumsar, “Yaşadığımız bölgedeki antik kentlere baktığımız zaman gerek Hierapolis Antik Kenti’nde gerek Loadikya Antik Kentleri’nde bu depremin izlerini günümüzde görmek mümkün. Hierapolis Antik Kenti’ni gezen vatandaşlar buradaki Pamukkale fayının antik dönemlerde kırıldığını ve onun yüzeyde oluşan açıklık çatlaklıklarını görebilirler. Şu anda 34-35 derece sıcaklıkta çıkan termal suların çıkış yerleri de bu çatlaklardır. Dolayısıyla geçmiş dönemlerde büyük depremler ile sarsılan bölge, yine bundan sonraki dönemlerde de depremler yaşayacaktır” dedi.
“En son gerçekleşen büyük deprem 1717 yılında olmuştur”
Denizli’de en son depremin kayıtlarda olduğunu belirten Prof. Dr. Kumsar, “En son gerçekleşen büyük deprem 1717 yılında olmuştur. Bu depremin Osmanlıca bir belgesi vardır. Denizli Belediyesinin arşivinde de vardır bu belge. Osmanlıca belgesinde bir Kasım ayında Cuma günü öğlen saatlerinde meydana gelen büyük depremdir. Öğlen vaktinde meydana gelen depremde şöyle der; ‘Ancak tarlada bağ, bahçede çalışanlar sağ kalabildi. Diğerleri ya ağır yaralandı ya da hayatını kaybetti’ der. O zaman ki nüfus 12 bindir. Bu 12 bin kişiden yaklaşık 6 bin kişinin hayatını kaybettiği bu belgelerde vardır. Bu bizim ilimiz için çok ağır bir rakam ve bundan sonra meydana gelebilecek olan depremlerde ciddi can kayıpları yaşayabilme ihtimalimiz var” ifadelerini kullandı.
“Alüvyal zemin üzerinde olan çok sayıda bölge var”
Yapıların inşa edilmeden önce jeolojik yapı ve ayrıntılı zemin çalışmalarının yapılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Kumsar, Marmara ve Düzce depremlerinde yanlış zemine yapılan binaların yıkıldığını söyledi. Denizli’de çok sayıda alüvyal zemin üzerine kurulmuş yapı olduğunu dile getiren Prof. Dr. Kumsar, “Denizli’de alüvyal zemin üzerinde olan çok sayıda bölge var. 2019 yılında Acıpayam depremini yaşadık. Acıpayam Ovası alüvyal zemin üzerindedir. 5,6 büyüklüğündeki depremde oradaki yapılarımız da yıkıldı. Oradaki yapılarımızda zayıf yapılarımızda çok ağır hasar gördü. Bununla beraber Sarayköy, Denizli için Adapazarı gibi bir zemine sahiptir. Sarayköy’deki sanayi tesislerinin çok sağlam inşa edilmesi lazım. Hatta sanayinin oraya çok gitmemesi lazım. Çünkü çok yumuşak zemin Büyük Menderes Nehri’nin alüvyalları ile dolu” diye konuştu.
“Denizli bizim beklediğimiz bu depremi yaşayacaktır”
Büyük depremlerin 300 ve ya 400 yıl süreyle kendini tekrarladığını dile getiren Prof. Dr. Kumsar, “Uzun vadede baktığımız zaman Denizli, bizim beklediğimiz bu depremi yaşayacaktır. En son 1717 yılında oldu. Bu tür depremlerin tekrarlama periyodu 300-350 yıl bazen 400 yıla yakındır. 6,8’den daha küçük olan deprem daha önce meydana gelir. 2019 yılında 6,0 büyüklüğünde Bozkurt depremini yaşadık” şeklinde konuştu.
“Pamukkale’de ve yakın yerlerde ciddi hasarlar oluşturacaktır”
Öngörülen depremin Pamukkale Travertenleri’ne zarar vereceğinin altını çizen Prof. Dr. Kumar, “Bizim öngördüğümüz deprem eğer Pamukkale fayı üzerinde meydana gelirse bu deprem 6’nın üzerinde olacaktır. Geçmiş dönemlerde 6’nın üzerinde 7’ye yakın deprem üreten bu fay, ova içerisinde yerleşim yerlerinde Pamukkale’de ve yakın yerlerde ciddi hasarlar oluşturacaktır. Böyle bir depremin yaşanması durumunda bölgenin UNESCO tarafında korunan en önemli değerlerinden olan Pamukkale’de mutlaka hasarlar olacaktır. Antik kentte yapılan kazılardan sonra ayağa kaldırılan sütunlarda devrilmeler olacaktır. Böyle dinamik etki meydana gelmesi durumunda travertenlerde düşmeler olacaktır” dedi.