Prof. Dr. Serdar: "Kestane çiçeği, balından 44 kat yüksek antioksidan içeriyor"
Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ümit Serdar, kestane çiçeğinin kestane balına oranla 44 kat daha zengin antioksidan özelliği olduğunu belirterek, “Bu bilgiden sonra kestane artık tıbbi bitkiler arasında yer alıyor. Bu nedenle kestane, kırsal kalkınma açısından çok önemli” dedi.
Alanında uzman birçok akademisyen ve araştırmacının bir araya geldiği Sinop Ahmet Muhip Dıranas Uygulama Oteli’nde Sinop Üniversitesi tarafından ‘Geçmişten Geleceğe Sinop Bitkileri Çalıştayı’ düzenlendi. Çalıştaya Erfelek Kaymakamı Burak Bozkurt Gürses, Sinop Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat Dalgın, Doğa Koruma ve Milli Parklar 10. Bölge Müdürü Orhan Çatalçam, Sinop İl Tarım ve Orman Müdür Yardımcısı Ahmet Tam, Doğal Sinop Arıcılar Birliği Başkanı Şenol Tabak, Doğal Ürünler Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Emire Elmas ve Müdür Yardımcıları, akademisyenler, araştırmacılar ve davetliler katıldı.
Türkiye dünyada ikinci, Avrupa’da birinci sırada
OMÜ Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ümit Serdar, kestane ürününün meşe ve kayın ile akrabalığının olduğunu belirtti. Serdar, “Dünya kestane üreticiliğini incelediğimizde üretimin en büyük payı Çin’e ait, daha sonrasında biz Güney Kore ile yarış halinde ikinci sıradayız. Avrupa’da kestane üretiminde birinci sıradayız. Bizi, İtalya, Yunanistan, Portekiz gibi ülkeler takip ediyor” diye konuştu.
“Kestane çiçeği, balından 44 kat daha zengin”
Serdar, kestane hakkında şu bilgileri verdi:
“Kestane, hem meyvesi, kerestesi, balı ve çiçekleriyle çok değerli bir bitki. Kestane çiçeklerinin içeriklerini incelettik, antioksidan içeriğinin kestane balına göre 44 kat daha yüksek olduğu belirlendi. Kestane balı zaten çok değerli bal, antioksidan içeriği çok yüksek ama kestane çiçeğinden çay yapıldığında bunun içeriği 44 kat daha yüksek. İşte bu bilgiden sonra kestane artık tıbbi bitkiler arasında yer alıyor. Bu nedenle kestane, kırsal kalkınma açısından çok önemli. Ülkemizde Karadeniz Bölgesi’nden başlayarak Marmara ve Ege Bölgelerinde yoğun şekilde kestane ağaçları var, yetiştiricilik yapılıyor. Bahçeler özellikle Ege bölgesinde var, Karadeniz’de daha çok orman arazilerinde doğal olarak bulunuyor.”
“Ege Bölgesi kestane üretiminin yüzde 60’ını karşılıyor”
Konuşmasının devamında Prof. Serdar, Ege Bölgesi’nin Türkiye’de kestane üretiminin yüzde 60’ını karşıladığını, Bartın, Sinop ve Kastamonu’nun öncülüğünü yaptığı Karadeniz Bölgesi’nde ise yüzde 30, kalan yüzde 10’luk kısmın ise Marmara Bölgesi’nin karşıladığını ifade ederek, “Türkiye’de kestane çeşit geliştirme çalışmaları yapıyoruz. Bu konuda ilk çalışma 1970’li yıllarda Marmara Bölgesi’nde başlamış, Karadeniz Bölgesi’nde devam etmiş. Biz bu anlamda Sinop’ta başlamak üzere Samsun’da, Artvin’de, Bartın’da çalışmalar yürüttük” şeklinde konuştu.
Çalıştay devamında OMÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Çalışkan ‘Salep Orkideleri’, OMÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Öztürk ‘Sinop’un yerel armut çeşitleri’, Sinop Üniversitesi Doğal Ürünler Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Emire Elmas ise ‘Sinop’un değerlileri: Endemik ve nesli tehlike altında olan bitkiler’ konulu sunum gerçekleştirdi.