Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Uğur Coşkun, kasım ayında tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de akciğer kanseri farkındalık ayı olarak bir dizi etkinlikler düzenlendiğini belirterek, “Başka organlara yayılmış, yani metastaz yapmış akciğer kanseri hastalarında eski dönemlerde kemoterapi tek seçenek idi ve çok iyi neticeler alamıyorduk. Fakat son dönemde bu hastalık grubunda büyük ilerlemeler sağlandı” dedi.
Hastaların tümör dokusunda mutlaka genetik ve moleküler analizler yapılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Uğur Coşkun, akıllı ilaç ve aşı tedavisi olarak tanımlanan immunoterapi seçeneklerinin bu analizlerin sonucuna göre belirlendiğini bildirdi. Hangi hastada hangi tedavinin etkili olabileceğini önceden saptamanın mümkün olabildiğini belirten Prof. Dr. Coşkun, “Meme kanserinde ya da cilt kanserinde etkili olan bazı tedavilerin akciğer kanserinde de bazı hastalarda çok faydalı oldukları saptandı. Bu ilaçların büyük çoğunluğunun ülkemizde kullanımı mümkün. Aşı tedavisi hastalığı yayılmış olan tüm hastalarda kullanılabilir. Fakat bir takım analizlerle daha etkili olan hastaları saptamaya çalışıyoruz. Bu hastaların bir kısmında tama yakın ve çok uzun süreli cevaplar elde ediyoruz. Yine akıllı ilaçlar dediğimiz hedefe yönelik tedaviler de aynı şekilde” dedi.
Bu tedavilerin hem etkinliğinin fazla hem de yan etkilerinin kemoterapiye göre oldukça az olduğunu bildiren Coşkun, “Bu da fayda alındığı sürece tedaviye devam edilme imkanını sağlıyor. Kemoterapiden vazgeçmiş değiliz. Birçok hastada uyguluyoruz. Fakat var ise daha etkili tedavi seçeneği onu bulmak durumundayız. Sonuç olarak artık her akciğer kanseri hastasını bireysel olarak değerlendirmek lazım. Her hastada en etkili tedavi seçeneği araştırılmalı” diye konuştu.