Prof. Dr. Ünal: “Türk Ocaklılar; Türk’ün gören gözü, duyan kulağı ve uyanık vicdanıdır”
Türk Ocakları’nın kuruluşunun 110. yıldönümünde konuşan Eskişehir Şube Başkanı Prof. Dr. Nedim Ünal, geçmişte olduğu gibi bugün de azim ve heyecanlarından bir şey kaybetmediklerini ifade etti.
Kuruluş yıldönümü nedeniyle Türk Ocakları Eskişehir Şubesi Başkanı Prof. Dr. Nedim Ünal ve üyeler tarafından Eskişehir Vilayet Meydanı’na çelenk bırakıldı. Başkan Ünal, burada Türk Ocakları’nın tarihi ve günümüzdeki duruşu hakkında konuşma yaptı.
“Türk Ocaklılar; Türk’ün gören gözü, duyan kulağı ve uyanık vicdanıdır”
Konuşmasında Türk Ocakları’nın 110 sene önce hangi şartlarda doğduğunu anlatan Prof. Dr. Nedim Ünal, “Türk Milletini yaşatmayı ve yüceltmeyi şiar edinmiş olan Türk Ocaklarının payı çok büyüktür. Eğer bilgi, iman, azim ve heyecanla donanmış bu hizmet aşkı kesintiye uğratılmamış olsaydı; inanıyoruz ki, güzel ülkemiz günümüzde her açıdan bambaşka ve hepimizin iftihar edeceği bir konumda olacaktı. Fakat Türk Ocaklılar, bugün de, bu azim ve heyecanlarından bir şey kaybetmiş değillerdir. Türk Ocaklarının efsanevi Genel Başkanı Hamdullah Suphi Tanriöver’in de belirttiği gibi, ‘Türk Ocaklılar; Türk’ün gören gözü, duyan kulağı ve uyanık vicdanıdır. Türk Ocaklılar; gün içinde değil, zaman içinde düşünür, kalbinden ve zihninden târih şuuru ve sorumluluk hissi bir an bile eksik olmaz’ dedi.
“Çok şükür Türkiye dünkü Türkiye değil, daha müteyakkız haldedir”
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırılarına da değinen Prof. Dr. Ünal, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Günümüzde dünya ve Türkiye, bir taraftan virüs belasıyla, diğer taraftan yanı başımızda Rusya’nın haksız ve hukuksuz bir şekilde 2014’te Kırım’ı işgal ettiği gibi şimdi de bağımsız bir devlet olan Ukrayna’yı işgal etme saldırısıyla uğraşmaktadır. Tarih boyunca bizim en ezeli düşmanlarımızdan birisi Türk Dünyası topraklarını ele geçirme heveslerinden hiçbir zaman vazgeçmeyen Rusya’dır. Bu hâlde de böyledir. Çok şükür Türkiye dünkü Türkiye değil, daha müteyakkız haldedir. Yedi sene öncesinde Ortadoğu bataklığına saplanmış olan ve dâhilde etnik fitneye karşı yanlış mücadele yöntemleri kullanan Türkiye gitmiş; bunun yerine bunların yerine doğrunun, olması gerekenin farkında olan dâhilde ve hariçte isabetli mücadele eden bir Türkiye gelmiştir. Karabağ zaferi ve Türk Devletleri Teşkilatının oluşumu Türklük Âleminde yeni ümit ve heyecanlara yol açmıştır. Yedi sene öncesine kadar Ortadoğu bataklığında ve dâhilde boş yere tüketilen enerji, bundan böyle Türk Dünyasıyla ilgili münasebetlerimizde daha aktif olma ve bütünleşme için kullanılmalıdır. Unutulmasın ki 300 milyonluk Türk Dünyası, geleceğin dünyasında Türklük Âlemine çok farklı imkânlar sunmaktadır. Türkiye’yi yönetenlerin bunun farkında olarak Türkiye’nin bütün enerjisini geç kalmakla beraber bu istikamete yönetmeleri isabetli olacaktır.”
“Göçmenler Türkiye’nin batısından alınarak, Anadolu’nun başka yerlerine dağıtmalı ve yerleştirmeli”
Konuşmasında Türkiye’deki muhacir ve göçmenlerin durumu hakkında sözlerine yer veren Başkan Ünal, “Bize göre şu anda Türkiye’nin en önemli meselelerinden birisi de son 7-8 seneden bu tarafa Türkiye’ye gelen muhacir ve göçmenlerin durumudur. Türkiye bu konuda Osmanlı’nın başarılı bir şekilde uyguladığı iskân politikasından da ders alarak özellikle ve öncelikle göçmen ve muhacir sayılmayacak Iraklı Türkmen ve Afganistanlı Özbek soydaşlarımızı Türkiye’nin hassas bölgelerinde iskân etmelidir. Keza tarihten de görülmüştür ki muhacirler hiçbir zaman kendi eski memleketlerine dönmemektedir. O halde Türkiye, Suriye’den ve başka yerlerden gelen göçmenleri Türkiye’nin batısında yer alan büyük şehirlerinden alarak planlı ve şuurlu bir şekilde Anadolu’nun başka yerlerine dağıtmalı ve yerleştirmeli. Değilse gelecekte Türkiye’nin milli varlığı bakımından bu hususun endişe verici sonuçlar doğuracağı ayan-beyan ortadadır” dedi.
“Türkiye’nin dünyanın geleceğini etkileyecek hadiseler meydana getirmesi zor değildir”
Başkan Ünal, Türk Ocakları’nın kuruluşunun 110. yılını kutladığı konuşmasını, “Dâhilde iktidarı ve muhalefeti ile birbiriyle kavga etmeyen, milli birlik ve beraberliği tahkim edilmiş, en önemli mesele olan eğitimdeki yanlışlıklar ve zaafları halledilmiş, dünya ve komşularıyla eşit düzeylerde münasebetler geliştirmiş; figüran değil oyun kurucu olmayı hedefleyen bir Türkiye’nin; dünyanın kalbi olması noktasında olan Anadolu topraklarında dün olduğu gibi bugün de dünyanın geleceğini etkileyecek hadiseler meydana getirmesi zor değildir” sözleriyle sonlandırdı.