Tarih: 07.07.2022 10:48

Pulmoner rehabilitasyon açıklaması: “Hastalığa bağlı ölüm riski azalıyor”

Facebook Twitter Linked-in

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Seda Tural Önür, solunum rahatsızlıklarında pulmoner rehabilitasyonun önemine dikkat çekerek, “Yaşam kalitesindeki artış en büyük kazanımları, hastalığa bağlı ölüm riskinin azaldığını bu tedavi sonrası görebiliyoruz. Özellikle nakil hastaları için öncesinde ve sonrasında uygulanan yöntemlerin nakil başarısını arttırdığı ve ölüm oranlarını düşürdüğü gösterilmiştir” dedi.

Solunum rehabilitasyonu olarak da bilinen pulmoner rehabilitasyon, kronik solunum hastalığı olan kişiler için büyük önem taşıyor. Özellikle KOAH, astım, bronşektazi gibi kronik akciğer hastalıklarının yanı sıra, göğüs duvarı ve kas-iskelet sistemini etkileyen hastalıklarda pulmoner rehabilitasyonun faydasının ve etkinliğinin gösterildiği belirtiliyor. Yedikule Göğüs ve Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesi’nden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç Dr. Seda Tural Önür de pulmoner rehabilitasyona ilişkin bilgi verdi. Doç Dr. Önür, akciğer nakli öncesi ve sonrası, akciğer kanseri gibi hastalıklarda pulmoner rehabilitasyonun başarıyla uygulandığını ifade etti.

“Yaklaşık 8 hafta süren bir tedavi süreci"
Pulmoner rehabilitasyonun geçmişten bu yana uygulandığını anlatan Doç Dr. Seda Tural Önür, “Pulmoner rehabilitasyon 1970’li yıllardan itibaren egzersiz kapasitesi düşmüş olan hastaların çoklu değerlendirmeyle beraber egzersiz kapasitesini arttırmaya yönelik uygulanıyor. Çok yönlü bir eğitim ve destekleme programının hastaların yaşam kalitesini artırdığının gösterilerek bilimsel içeriği oluşturulmuş bir tedavi programı. Özellikle nakil gibi ciddi hastalıklar sonucunda tedavi planlanan nakil hastalarında ve bazı ameliyat gerektiren durumlar öncesinde mevcut hastalıkların optimal tedavisine rağmen geçmeyen nefes darlığı olan tüm hasta gruplarında değerlendirilmesi gereken bir tedavi modelidir. Bize yönlendirilen hastaların fiziksel kondisyonunun ne olduğunu görüyoruz ve buna yönelik neler yapılabilir. Tam doz tedaviye rağmen bir yaşam kalite düşüklüğü varsa hastaya özgü, hastanın hangi kas gücünde nerede eksikliği varsa buna yönelik bir egzersiz programı planlıyoruz. Kendi hekimi tarafından tam doz ideal tedaviyi aldıktan sonra tarafımıza yönlendirilen hastaları biz önce poliklinikte değerlendiriyoruz. Yaklaşık 8 hafta süren bir tedavi süreci oluyor ve sonrasında takip periyodları oluyor. Hastaya ev tabanlı tedaviler de uygulanabiliyor. Genellikle bize solunum yetmezliği ileri olan, evde oksijen cihazına bağımlı, ev içindeki hareketlerini, kendi öz bakım hareketlerini bile yeterince yapamayan hastalar yönlendirildiği için bu hastalar için bizim hedefimiz başlangıç ve bitişte minimum 50 metreden fazla yürüme kapasitesini artırabiliyor olmak bile başarıdır" şeklinde konuştu.

"Nakil başarısını arttırdığı ve ölüm oranlarını düşürdüğü gösterilmiştir"
Tedavinin içeriğine yönelik açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Önür, “Gelen hastalara kollarından ağırlık vererek bir eğitim programı, gerekirse alt ekstremite dediğimiz bacak kaslarının egzersizlerine ağırlık verecek şekilde ya da bunları kombine ederek yeri geldiğinde farklı yardımcı cihazları da kullanarak farklı tedavi modelleri uygulayabiliyoruz. Öncelikli olarak hastaların nefes darlığı algısı ve yönetimi değişiyor, egzersiz kapasiteleri artıyor. Saçınızı tarama, dişini fırçalama, banyo yapma eylemi bu kadar basitken bizim hastalarımız bunları yaparken nefes darlığı çeken hastalar oluyor. Bu tedavi sonrası bunu rahatlıkla yapabiliyor olması onlar için büyük bir kazanç. Yaşam kalitesindeki artış en büyük kazanımları, hastaların hastalığa bağlı ölüm riskinin azaldığını bu tedavi sonrası görebiliyoruz. Özellikle nakil hastaları için öncesinde ve sonrasında uygulanan yöntemlerin nakil başarısını arttırdığı ve ölüm oranlarını düşürdüğü gösterilmiştir. Farklı hastalık gruplarında da farklı başarıları söz konusudur. Covid hastalığı Son 2-2,5 yılda pandemi olarak tüm dünyayı sarstı ve bizim ülkemizde de birçok insanın hayat kalitesini düşürecek şekilde etkilenmesine neden oldu, ölümlere neden oldu. Yaklaşık yüzde 15’inde ciddi seyreden bu hastalığın tedavisi tamamlandıktan sonra dahi ilk 2 ay içinde hastaneye bir solunum semptomuyla, şikayetiyle başvuruların arttığını ve bize başvuruların da arttığını görüyoruz. Birimimizde 45 tane nakil adayı ve bunların içerisinde nakil olmuş hastalar da dahil olmak üzere tedavi almıştır. Yapılmış çalışmalarda pulmoner rehabilitasyon almış hasta grubunda özellikle nakil olmuş hastalar da dahil olmak üzere ölümü azalttığı gösterilmiştir” ifadelerini kullandı.

“Herkese tavsiye ederim, kesinlikle gelmeleri gerekiyor"
Rahatsızlığının genetik olduğunu anlatan 53 yaşındaki KOAH hastası Deste Uzun, “KOAH rahatsızlığım var, doktorum yönlendirdi. Nakilden önce bu rehabilitasyondan geçmem gerekiyormuş. KOAH rahatsızlığım olduğu için akciğer nakli olacağım. Herkese tavsiye ederim, kesinlikle gelmeleri gerekiyor. Yürüyüş bandımız, bisikletimiz var, ağırlık kaldırıyoruz. Egzersiz yaparken nasıl nefes alınır, nasıl verilir zaten bizim gibi rahatsızlığı olan insanlar için daha zor” ifadelerini kullandı.

Öte yandan pulmoner rehabilitasyonla hastalığa bağlı gelişen nefes darlığı ve fonksiyonel yetersizliği ortadan kaldırması, hastalığın ilerlemesini önlenme, egzersiz toleransının artırılması, sağlık durumunun iyileştirilmesi, hastalıklara bağlı oluşabilecek kötü etkilerin önlenmesi ve tedavisi, yaşam kalitesinin iyileştirilmesi hedefleniyor.



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —