Quick Sigorta Genel Müdürü Yaşar: “Hükümetimizin Tahvil Garanti Fonu kurulması konusundaki çalışmalarını destekliyoruz"
Quick Sigorta Genel Müdürü Ahmet Yaşar, Ekonomi Reform Paketi’nde yer alan Tahvil Garanti Fonu kurulması çalışmalarını desteklediklerini söyledi.
Quick Sigorta Genel Müdür Ahmet Yaşar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan reform paketi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Yaşar yaptığı açıklamada, reform paketinde kendisini yatırımlar ve sigorta sektörü açısından en çok heyecanlandıran konunun Tahvil Garanti Fonu kuruluşu olduğunu belirterek şunları kaydetti:
“Açıklanan Ekonomi Reform Paketi’ndeki en önemli reformlardan birisi Tahvil Garanti Fonu’nun kurulmasına ilişkin karardır. Sermaye piyasalarına daha önce ulaşamamış şirketlerin Tahvil Garanti Fonu ile piyasalara erişimleri mümkün olacaktır. Sermaye piyasalarındaki gerek kurumsal gerek bireysel yatırımcılar garanti fonunun sağladığı teminat ile reel sektör şirketlerinin borçlanma araçlarına talep oluşturabileceklerdir. Ülkemizde reel sektör şirketlerinin finansman kaynaklarına baktığımızda banka finansmanının en önemli kaynak olduğunu gözlemliyoruz. Faktoring, leasing ve finasman şirketleri de sınırlı da olsa kaynak sağlıyorlar. Bu şirketleri incelediğimizde bunların da çoğunun banka iştiraki olduğunu görüyoruz. Oysa gelişmiş ülkelerde sermaye piyasalarından borçlanma araçları ihraçları ile sağlanan kaynağın önemli yer tuttuğunu biliyoruz. Ülkemizde bireysel emeklilik fonları, sigorta şirketleri fonları, işsizlik sigortası fonu, vakıf ve sandıklar, büyük bireysel yatırımcılar gibi piyasa aktörlerinin yönettikleri fonlar yüz milyarlarla ifade edilen seviyelere ulaştı. Daha da önemlisi şu anda dünyada merkez bankalarının parasal genişleme politikaları sayesinde trilyonlarca dolarlık yatırım yeri arayan fonlar oluştu. Bunları doğrudan reel sektör şirketleriyle buluşturmak gerekiyor. Bu bakımdan kurulacak Tahvil Garanti Fonu’nun hayati öneme sahip olduğunu düşünüyoruz.”
Yaşar, sermaye piyasasında yer alan yatırımcıların en önemli sorununun borçlanma aracı ihraç eden şirketlerin ve bu borçlanmanın oluşturduğu kredi riskinin kontrol edilememesi olduğunu ifade ederek, “Gelişmiş piyasalarda borçlanma araçları sigortalanabiliyor ve yatırımcılar ödedikleri primlerle kredi risklerini kontrol edebiliyorlar. Quick Sigorta, Ekim 2020’den bu yana benzer sermaye piyasası araçlarına teminat sağlanması konusunda bir çalışma içinde. Ekim 2020’de Türkiye’de ilk defa bir VDMK’ın (Varlığa Dayalı Menkul Kıymet) kefalet sigortası ile 15 milyon TL’lik ihracına destek olduk. 11 Mart 2021’de de aynı ihraççının 2 yıl vadeli 30 milyon TL’lik VDMK ihracına destek olduk. Her iki ihraç da yatırımcılardan büyük ilgi gördü ve bizlere gelen yorumlardan anladığımıza göre yatırımcıların ilgisinin sebeplerinden birisi de menkul kıymet üzerindeki Quick Sigorta kefalet sigortası oldu. Söz konusu iki ihracın en önemli özelliği ihracı gerçekleştiren şirketin daha önce sermaye piyasalarına hiç erişmemiş bir şirket olmasıydı. Bu bakımdan hükümetimizin Tahvil Garanti Fonu kurulması konusundaki reform çalışmalarını fikren destekliyoruz. Maddi olarak desteklemeyi de bizlere bir görev verilirse çok isteriz” açıklamasında bulundu.
Farklı modellerin kurulabileceğinin altını çizen Yaşar, “Mesela, fonu kurma görevi sigorta şirketlerine verilebilir. İstekli olan sigorta şirketleri fonun sermayesini ve yöneticilerini belirleyerek şeffaf ve verimli bir yapı kurabilir. Devlet de kurulan fona ortak olabilir. Fona sağlanacak reasürans desteği ile kısa bir süre içinde milyarlarca liralık kapasite oluşturulabilir. Bağımsız denetim şirketleri, rating şirketleri, aracı kurumlar gibi paydaşlarla reel sektör şirketlerinin en düşük maliyetle buluşturulmasında da öncü rol oynayabiliriz. Devletimiz fonu doğrudan kendisi kurmak isterse de Tahvil Garanti Fonu’na koasürans desteği vererek kendi kapasitemizi kullandırabiliriz” ifadelerini kullandı.