Restorasyon yapılan camide kalem işi süslemeler ortaya çıktı
İzmir Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından, Basmane semtinde bulunan Hatuniye Camisi’ndeki restorasyon çalışmaları devam ediyor. İzmir Vakıflar Bölge Müdür Yardımcısı Burak Kaynak, çalışmalar sırasında 1700’lü yıllarda yapılan kalem işi süslemelerin ortaya çıktığını belirtti.
İzmir genelinde 270’i cami olmak üzere 535 taşınmaz kültür varlığının mülkiyetine sahip olan İzmir Vakıflar Bölge Müdürlüğü, aciliyet durumuna göre 1. derece anıtsal nitelikteki camilerin restorasyon çalışmalarını sürdürüyor. Basmane semtindeki 1625 yılında yaptırılan Hatuniye Camisi’nde de restorasyon çalışmaları devam ediyor. İzmir Vakıflar Bölge Müdür Yardımcısı Burak Kaynak, “Caminin restorasyonuna geçen yıl başladık. Restorasyon uygulaması sırasında birçok faktörle karşılaştık. Normal şartlarda restorasyon çalışmasını bu ay tamamlamayı planlıyorduk ancak caminin güçlendirmesinin çok zayıf olduğu ortaya çıktı. Bununla ilgili güçlendirme çalışmaları yapıldı. Badana ve sıva raspalarını yaptığımızda ise 1700’lü yıllarda yapılmış bir takım kalem işi süslemelere rastladık. Kalem işi süslemeleri için ayrıca bir projelendirme çalışması gerekti. Bununla birlikte caminin kubbesini yeniledik. Bu cami, restorasyon anlamında birçok müdahaleyi barındıran nitelikli eserlerimizden biri” dedi.
“Yıl sonunda camimizi ibadete açacağız”
Hatuniye Camisi’nin 1625 yılında Hacı Hüseyin Ağa tarafından eşi Tayyibe Hatun için yaptırıldığı bilgisini veren Kaynak, caminin yapıldığı yıllarda kare planlı, tek kubbeli, 12 gen kasnaklı bir cami olduğunu ancak tahmini 100 yıl sonra bir eklenti daha yapıldığını belirtti. Sonradan yapılan eklentinin camiye daha fazla yük bindirdiğini ve restorasyon çalışmalarında bağlantıların zayıf olduğunun anlaşıldığını kaydeden Kaynak, “Çalışmalarımızda minarenin de zayıf olduğu ortaya çıktı ve burada da çelik güçlendirmeler yaptık. Kalem işlerini tamamlayıp boya badanaları ve gerekli bakımlarını yaptıktan sonra yılsonunda camimizi ibadete açacağız” diye konuştu.
“Özgün işlevleri ile kullanılıyor”
Camilerin özgün işlevleri ile kullanılan nitelikli eserler olduğunu vurgulayan Kaynak, “Restorasyon uygulamalarımızı, eserlerimizi özgün işlevleri ile kullanılacak şekilde yapıyoruz. Bu eserler ibadet mekanları olduğu için restorasyon çalışmaları bittiğinde özgün işlevleri ile kullanılıyor. Hatuniye Camisi, yaklaşık olarak 150 kişi kapasiteli bir cami. Esaslı onarımımızı önce cami içerisinde tamamlıyoruz. Onarımlar tamamlandıktan sonra peyzaj düzenlemesi, şadırvan ve tuvalet bölümleri yapılacak” ifadelerine yer verdi.
Depremde hasar alan camilere öncelikli onarım
İzmir genelinde tarihi camiler hakkında da bilgi veren Kaynak, restorasyon faaliyeti uygulama aşamasında olan 5 cami olduğunu söyledi. Kaynak, şöyle devam etti: “Bunların bir kısmı Konak ilçesi merkezinde, bir kısmı da diğer ilçelerde bulunuyor. 2020 yılında İzmir’de meydana gelen depremde birçok camimiz maalesef hasar aldı. Biz öncelikle hasar alan camilerimizin onarımlarını sürdürüyoruz. Kullanılamaz durumda olan camilerimize öncelik verdik ve onların restorasyon uygulamalarına başladık. Projeleri olmayan camilerin ise projelerini alma aşamasına geçtik. Hasar görmüş, ağırlık olarak Kemeraltı bölgesinde olan 9 adet camimizin projelerini alıyoruz. Tamamlanmasına müteakip restorasyonlarına başlayacağız. 2021 yılı sonunda tamamladığımız 2 camimizin restorasyonları, depremden önce başlanan ve geçen yıl tamamlanan camilerdi. Depremden sonra hasar gören camilerin basit onarımını da yaparak tekrar faaliyete soktuk. Şu anda esaslı onarım geçiren 5 camimiz var.”
“Hassas ilerliyoruz”
İzmir’in, tarihi niteliği çok fazla eserle donanmış bir şehir olduğunu belirten Kaynak, şöyle konuştu: “Halkımızın da bu eserlere ilgisi fazla. Ancak restorasyon çalışmalarının hassas ilerlediği, uygulama sırasında yeni çıkan bulgular nedeniyle sürecin uzayabileceği de bilinmeli. Restorasyon, hızlı ilerleyen bir süreç değil. Önce projeleri çizilip Koruma Kurulundan onayları alınıyor. Onay alındıktan sonra restorasyona başlanıyor ancak planlanan süre çoğunlukla değişiyor. Çünkü uygulama başladıktan sonra bir takım faktörlere ulaşılabiliyor. Bu yüzden süreç uzayabiliyor.”