Şanlıurfa’da ev kadınları ürettikleri nar ekşisi ile sofraları renklendirirken, aile ekonomisine de katkı sağlıyor.
Şanlıurfa’nın özellikle Hilvan ve Suruç ilçelerinde yetiştirilen narın ekşi mesaisine başlandı. Bin bir emekle tarlalardan toplanan narlar ikiye ayrıldıktan sonra demir kaşık ve tokmaklarla dövülerek taneleri kabuğundan ayrılıyor. Bir çuvala konulan nar taneleri ayakla ezilerek suyu çıkarılıyor. Daha sonra bakır kazanlara alınan nar suyu 6-7 saat kaynatılıyor. Kıvamı koyulaşana kadar odun ateşinde pişiriliyor. Ardından soğutulmaya bırakılan nar suyu küçük şişelere aktarılıyor.
Şanlıurfa’da onlarca yıldır sürdürülen gelenek bu yıl da devam ettirildi. Büyükşehir Belediyesine ait serada nar hasadı yapan ev kadınları, aile bütçelerine de katkı sağlıyor.
Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesine ait serada çalışan Enver Çoban, narın ekşiye dönüşme serüvenini anlattı. Çoban, “Bugün nar pekmezi çıkartıyoruz. Hem narları çıkartıyoruz. Hem narları taneliyoruz hem de cürun denilen teknelerde basıyoruz, suyunu çıkartıyoruz ve kaynatıyoruz. Bir süre kaynadıktan sonra 1-2 gün güneşe bırakıyoruz. Daha sonra nar pekmezi oluşmuş oluyor. Nar pekmezi yaparken istihdam sağlıyoruz, aynı zamanda geleneklerimizi de yaşatmış oluyoruz. Bunun yanında birçok kişi çalışarak evine ekmek götürüyor. Nar pekmezi baya geniş alanlarda kullanılıyor. Salatalarda, sarmalarda ve birçok yemekte kullanılıyor. Kısaca doğal limon tuzu oluyor. Bu işi yapan kadınlar hem evine katkı sağlıyor hem de üretime katkı sağlamış oluyorlar. Üretimde kesinlikle katkı maddesi veya kimyasal madde kullanmıyoruz. Tamamen doğal bir şekilde olduğu için yoğun rağbet görüyor” dedi.
Nar ekşisi yapım işinde çalışan kadın işçilerden Zehra Taş, “Tam narı bıçakla kesiyoruz. Tanelerini kabuğundan çıkartıyoruz. Ezip suyunu çıkartıyoruz. Daha sonra kazanlarda kaynatarak 2 gün güneşte bekleterek nar pekmezi haline getiriyoruz” şeklinde konuştu.
Nar ekşisi yapım işinde çalışan kadınlardan Hatice Aytekin de serada çalışarak aile bütçesine katkı sağladığı için mutlu olduğunu söyledi.